Evrenin dinamiklerini konuşuyor isek negatif basınç, pek basit bir ifade ile itme ya da şişme demektir.
Şişmiş ve ağzı bağlanmış bir balon düşünelim. Balon, içerisini dolduran havaya bir basınç uygular. Balon, sönmeye ve küçülmeye eğilimlidir. Bu pozitif basınçtır. Bunun kaynağı, evreni meydana getiren bilinen ve bilinmeyen (karanlık) maddenin birbirine uyguladığı kütleçekimidir. Yani evrendeki madde, birbirini çektiği için küçülme eğilimindedir. Ancak evreni dolduran karanlık enerji ise balonun içini dolduran gaz gibidir. Dışarıya doğru, yani negatif basınç uygular. Madde içe, karanlık enerji dışa doğru hareket etmeye eğilimlidir.
Evrenin hızlanarak genişlemesi ile bağlantısı şu: Evrendeki madde (bilinen ve karanlık madde) kütleçekiminin etkisi ile birbirine yakınlaşma eğiliminde. Bu çekim etkisinin gücü, yakınlıkla ilgili. Birbirinden 10 birim uzaklıktaki iki cisim birbirini 10 birim güçle çekiyor ise 5 birim uzaklıktaki iki cisim birbirini 5 değil, 7 birim güçle çekiyor. Uzaklık 15 birim ise çekim gücü ise 20 oluyor. (Rakamları fikir vermek için uyduruyorum. Matematiksel doğruluğu hedeflemiyorum) Yani ne kadar yakınsa o kadar güçlü, ne kadar uzaksa o kadar güçsüz. Ama artan oranda. (Bu değişim, Newton tarafından uzaklığın karesi ile ters orantı olarak formüle edilmiştir)
Buna göre, evrendeki durum şu: Karanlık enerjinin negatif basıncı (şişme etkisi) sabit. Ama kütleçekimi, madde birbirinden uzaklaştıkça daha da fazla zayıflıyor demektir. Yani balon şiştikçe balonun içindeki havaya uyguladığı basınç azalıyor. Bu durumda balonun dışa doğru eğilimli olan şişme etkisi artan hızla devam eder.
Özetle evren genişledikçe kütleçekim etkisi ile yaşanan pozitif basınç etkisini kaybetmekte, karanlık enerjinin negatif basınç etkisi ile yaşanan genişleme etkisini arttırmaktadır. Bu nedenle de evren, artan bir hızla genişlemektedir.