Bu pek sık rastlanan bir fikir yürütme biçimi: Bizden daha ilkel canlılar bizi algılayamıyor. Buna göre biz de bizden daha gelişmiş canlıları algılayamayız...
Bu fikir yürütme biçimi hayli yanlış ve eksik. Çünkü gözden kaçan bir nokta var: Biz insanlar, algılarımızı, bilim yoluyla güçlendirmiş ve geliştirmiş durumdayız. Karınca, kendi doğal ve evrimin ona kazandırdığı algıları ile bizi algılayamıyor olabilir ama biz, evrimin ve doğal süreçlerin bize sağladığı algıların ötesine geçmiş durumdayız.
Normalde çıplak gözümüzle algılayabileceğimiz dalga boylarının fazlasını göremiyoruz. Ama bilimle görebiliyoruz. Normalde Ay'ı, Güneş'i ve bize yakın birkaç gezegen hariç hiç bir gök cismini göremiyoruz. Ama bilimle görebiliyoruz. Normalde hücreleri, atomları, dokuları, mikroorganizmaları göremiyoruz. Ama bilimle görebiliyoruz. Başka sayısız şey. En önemlisi enerjiyi ve farklı enerji formlarını algılayabiliyoruz.
Buna göre bizden çok daha gelişmiş başka yaşam formları ya da medeniyetler var ise onları algılayabiliriz. Henüz karanlık madde ve karanlık enerjiyi algılayamıyoruz ama bir gün -ki bu gün çok uzak değil bence- onları da algılayacağız. Farklı boyutlar, farklı evrenler vs... Algılayabileceklerimizin bir sınırı yok.
O nedenle... Biz karınca değiliz. Bizden ilkel canlıların becerileri bakıp kendi becerilerimizi değerlendirmemiz doğru bir bakış açısı sayılmaz.