Bu soruya, hem direk bu başlıkla hem de konuyla bağlantılı başka bir çok başlık altında çok ama çok fazla kez cevap verildi. Ayrıca sitemizde bu soru ile ilgili çok sayıda makale de var. Onları incelerseniz oldukça detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Ama madem sordunuz, burada kısaca da olsa cevap verelim.
Özellikleri, oluşum ve yok oluş biçimleri net biçimde bilinen gök cisimleri var. Mesela yıldızlar. Yıldızların da kütlelerine göre tipleri var. A tipi, B tipi, C tipi vs. Bunların her birinin büyüklükleri, saçtıkları ışık ve enerji miktarı, renkleri belli. Yani çarpım tablosunu nasıl biliyorsak bunları da biliyoruz, o kadar net. Ve belirli bir grup yıldızın ömürlerini tamamlama biçimleri de belli. Süpernova patlaması deniyor bu sonlanma olayına. Bu süpernova patlamalarının da saçtıkları ışık ve enerji miktarları da belli.
Buraya kadar tamam mıyız? Şimdi... Evreni, gayet gelişmiş teleskoplarımızla sürekli tarıyoruz değil mi? Bir süpernova patlamasını yakalıyoruz. Bu patlamanın enerjisinin ne kadar olduğunu biliyoruz. Ve şunu da biliyoruz ki enerji kaynaklarından gelen ışık ve enerji, uzaklaştıkça güçlerini kaybeder. Yakaladığımız patlamanın uzaklığını, bize ulaşan enerjinin ne kadar kaybolduğu ile denkleştirerek belirleyebiliyoruz.
Diyelim ki yakaladığımız bir patlama bizden 10 birim uzaklıkta oldu. Bunu kenara yazdık mı? Yazdık.
Gelelim kırmızıya kayma meselesine. Işık, boşlukta yol aldıkça gücünü kaybeder ama bir şey daha olur bu süreçte. Işık kırmızıya kayar. Kırmızılaşır yani. Bu da bizden uzaklaşan cisimlerin ışığının dalga boyunun artması ile ilgili bir şey. Buna göre de bize gelen süpernova patlamasının normalde nasıl bir ışık ve ne renkte bir ışık olduğunu biliyorduk ya. Onun ışığındaki kırmızılaşma miktarını da incelersek bizden uzaklaştığını görüyoruz. Yani normalde bir süpernova patlamasının ışığında atıyorum 5 birim kırmızı dalga boyu olması gerekirken 8 birim kırmızı dalga boyu oluyor. Demek ki bu süpernova patlaması meydana geldiği evren bölgesi olduğu yerde durmuyor. Bizden uzaklaşıyor. Bu farklılık, evrenin genişlediğini ispatlıyor. Bu birinci detay. İkinci detay daha garip.
Bakıyoruz ki ışık, (rakamları yine atıyorum) her 1 birim için 1 birim kırmızılaşıyor. Ve bu süpernova patlamasının kırmızıya kayma miktarını incelediğimizde 8 birim uzaklıkta olduğunu görmüştük ya. E ama süpernova patlamasının ışığının enerji kaybından kaynaklanan uzaklığı 10 birim tespit etmiştik? Bu ne?
Bu şu: O patlamanın ışığı, bize ulaşmak üzere yola çıktığında bizden 8 birim uzaklıktaydı. Ama şu an 10 birim uzaklıkta. Yani o ışığın bize ulaştığı süre boyunca o bölge daha da uzaklaşmış. Buna göre de evren, sabit bir hızda değil hızlanarak, genişleme hızı da artarak genişliyor.
Bu ışık incelemelerinden çıkarılan sonuçlar artık tüm bilim dünyasınca kabul edilmiş durumda. Başka bin tane gözlem birbiri ile uyumlu. Ve evrenin yoğunluğu, kütle ve enerji miktarı gibi başka parametrelerle de uyumlu. O nedenle artık bu konuda pek bir şüphe yok.
Peki neden? Evren niye genişliyor? Bunun ise cevabı gayet kısa, net: Karanlık enerji.
Evreni oluşturan bilinen madde, bilinmeyen karanlık madde (+) enerji yüküne sahip. Ama karanlık enerji ise (-) enerji yüküne sahip. İşte bu karanlık enerji evrenin giderek artan bir hızda genişlemesine neden oluyor.
Karanlık enerji niye var, nasıl ortaya çıkmış, neden (-) yüklü gibi soruların cevabını henüz bilmiyoruz.
Özetle böyle... Umarım açıklayıcı olmuştur...[1]
143 görüntülenme
Kaynaklar
-
S. Hawking. (2019). Büyük Sorulara Kisa Yanitlar. ISBN: 9786051719092.