Asıl konuya geçmeden önce eşcinselliğin hastalık olup olmadığı konusunu netleştirelim. Çünkü çoğu insan eşcinselliği üremeyi sıfıra düşürdüğü için "yok olması gereken bir hastalık" olarak görüyor.
Doğada Eşcinsellik: Eşcinsellik Bir "Hastalık" veya "Anomali" Mi?
Günümüzde bizonlardan penguenlere, kuşlardan insanlara, kertenkelelerden böceklere kadar kadar yüzlerce farklı türde homoseksüel ilişki tanımlanmıştır. Dolayısıyla eşcinsellik, doğanın sıradan bir parçası olarak görülmektedir. Bu olgu, sadece bir avuç türde değil, tanıma bağlı olarak Dünya üzerinde 500 ila 1500 tür arasında bulunmaktadır! En tutucu tanım dahilinde bile, en az 350 farklı türde eşcinselliğin net bir şekilde tanımlandığı bilinmektedir.
doğada yamyamlığın bulunuyor olması, günümüz toplumları açısından yamyamlığın uygun olduğu anlamına gelmez. Arseniğin doğal bir kimyasal olması onu otomatik olarak "iyi" yapmaz, yapamaz.
Ne var ki eşcinselliği, bu tip kulağa kötü gelen diğer kavramlarla kıyaslayarak bir tutmak, eşcinselliği kötüleme amaçlı bir girişimden fazlası değildir. Çünkü eşcinsellik, yamyamlığın veya benzeri bazı diğer vahşi davranışların aksine, toplum içerisindeki diğer bireylere hiçbir zarar vermediği gibi, diğer bireylerin istekleri dışında bir şeyler yapmasına zorlanması gibi bir içeriği de bulunmamaktadır.
Evrim Mekanizmaları, Eşcinselliği Neden Elemedi?
Eşcinselliğin Hiyerarşik ve Yavru Bakım Avantajı
Yapılan bazı çalışmalar, eşcinselliğin bazı durumlarda cinsel başarıyı dolaylı olarak da olsa arttırdığını göstermektedir. Bu hipoteze göre, aynı cinse ilgi duyan bireyler hiyerarşik düzende kolayca üst basamaklara çıkarak karşı cinse ulaşma şanslarını arttırırlar. Bu iddiaları düşünürken, sadece insanları değil, diğer yüzlerce hayvan türünü de hesaba katmak gerekir.
Örneğin bir martı türünde gözlenen eşcinsellik, bireyler arası ilginç bir ilişkiyi ortaya koymaktadır. Dişi martılar, erkeklerin yetersizliği veya sayıca azlığına tepki olarak, erkeklerle çiftleşmekte ve yavru üretmekte; ancak yavrulara başka bir dişiyle ortak olarak bakmaktadırlar. Bu sırada aralarında cinsel ilişkiye benzer davranışlar da görülmüştür. Yani erkek, sadece bir üreme aracı olarak görülmekte, gerçek eş olaraksa aynı cinsiyetin bireyleri (bu martı türü için dişiler) görülmektedir. Yukarıdaki tanımlarımız dahilinde, bu kuşların cinsiyeti dişidir, toplumsal cinsiyet açısından erkeklerle çiftleşmeleri beklenmektedir; ancak cinsel yönelimleri lezbiyenliktir (dişiler arası eşcinsellik).
Yukarıda da değindiğimiz gibi eşcinsel bireylerin başka bireylerin yavrularını evlat edinmesi, farklı açılardan da evrimsel başarıyı arttırıcı bir etkiye sahip olabilir. Örneğin, normalde uyum başarısı yüksek olmasına rağmen, ebeveynleri olmayan bireyler, genetik sürüklenme dahilinde kolayca elenebilirler. Böylece popülasyonlardaki "elit" bireyler (burada "elit" kavramı, evrimsel biyoloji açısından, "uyum başarısı en yüksek birey" anlamına gelir), olmaması gerektiği şekilde elenebilirler. Ancak popülasyon içerisinde eşcinsel çiftlerin varlığı, bu bireylerin evlat edinilmesine ve hayatta kalmasına büyük katkılar sağlayabilir. Bunun gerçekleşme sıklığı konusunda tartışmalar bulunmaktadır.
Eşcinselliğin Grup Avantajı
Bir diğer hipotez de, eşcinselliğin bireyleri desteklemek yerine grupları ve grup yaşantısını desteklemesinden taban almaktadır. Örneğin en yakın akrabamız olan bonobolarda eşcinsellik, sosyal ilişkileri güçlendirmek için kullanılan bir araçtır.
Samoa'da yapılan bir araştırma, eşcinsel erkeklerin yeğenlerine daha çok zaman ayırdığı ve ilgilendikleri görülmüştür. Bu da evrimsel biyoloji açısından oldukça önemli bir kavram olan "akraba seçimi" (kin selection) ile açıklanabilir. Eşcinsellik, evrimsel mekanizmalar tarafından desteklenmek için doğrudan bireyin evrimsel başarısını arttırmak zorunda değildir. Akrabaların veya grubun başarısını arttırması da yeterli olabilmektedir.
Nötral Bir Karakter Olarak Eşcinsellik
Bir diğer hipotez, eşcinselliğin nötral bir karakter olmasıdır; yani eşcinsellik ne avantaj ne de dezavantaj sağlar (veya avantajları ile dezavantajları birbirine yaklaşık olarak eşittir).
Makaklar üzerinde yapılan araştırma, eşcinselliğin sadece zevk amaçlı kullanıldığını ortaya çıkarmıştır. Yani Doğal Seçilim üzerinde bir etkisi olmadığı için, elenmesi için de bir sebep yoktur; tabii zamanla elenebilir veya yaygınlaşabilir.
Bunu "neredeyse nötral özellikler" açısından, Genetik Sürüklenme çerçevesinde incelemek mümkündür. Doğada birçok özellik, aslında doğrudan hiçbir avantaj veya dezavantaj sağlamamasına rağmen, sürüklenerek popülasyon içerisinde sabitlenebilmektedir. Eşcinsellik de böyle bir çeşitlilik kaynağı olabilir ve diğer hipotezleri ileri sürdüğü olası avantajlar dahilinde ufak bir avantaj bile sağlıyorsa, çok kısa bir süre içerisinde popülasyon içerisinde belli bir gen frekansında sabitleniyor olabilir.
Dişilerde Cinsel Verimliliği Arttırıcı Bir Özellik Olarak Eşcinsellik
Ortaya atılan bir diğer hipotez, eşcinselliğe sebep olan ve henüz tam olarak tespit edilememiş olan genlerin, kadınların cinsel verimliliğini arttırdığı; bu sebeple genel olarak yavru üretilemese bile eşcinselliğin elenmeden günümüze kadar gelebildiği yönündedir.
Bu hipotezi savunanların çıkış noktası, orak hücre anemisinin zararlı bir mutasyon olmasına rağmen Sahra Altı Afrika'da bu hastalığı taşıyanların sıtmaya yakalanmaması örneğidir. Orak Hücre Anemisi, sıtmaya karşı direnç sağlamaktadır; bu sebeple zararlı bir hastalık olsa da popülasyon içinde belli bir oranda korunmaktadır. Bir hastalıkla kıyaslanıyor olması, hatalı anlaşılmalara neden olmamalı ve eşcinsel popülasyonun alınmasına sebebiyet vermemelidir. Zira bu, çok yaygın bir örnek olduğu için araştırmacılar tarafından kullanılmıştır ve teknik olarak bir "hastalık" olsa bile, Orak Hücre Anemisi sayesinde birçok birey sıtma gibi çok daha ölümcül bir hastalığa yakalanmadan hayatta kalmayı sürdürmüşlerdir. Bu, evrimsel açıdan çok büyük değere sahip bir durumdur.
Dolayısıyla eğer ki eşcinsel dişilerin genleri, çiftleştiklerinde yavru sayısında veya sağlığında herhangi bir avantaj sağlıyorsa, bu özelliğin üreme sıklığını düşürse bile avantajlı bir sonuç doğuruyor olabilir.
Cinsel Seçilimle Korunan Eşcinsellik
İleri sürülen bir diğer hipotez, bazı dişilerin, eşcinsel eğilimli erkekleri seçmesi sonucu Cinsel Seçilim yoluyla, üreme konusunda olumsuz etkileri olsa bile, dişi tercihinden ötürü eşcinselliğin korunmasıdır. Bu hipotez de tabanlarını tavuskuşlarından alır: Erkek tavuskuşlarının büyük ve gösterişli kuyruğu onları kolayca av yapar; ancak dişiler, bu erkekleri seçmektedir. Burada, Doğal Seçilim ile Cinsel Seçilim arasında zıt bir denge kurulur. Eşcinsellik için de bu tip bir açıklama ileri sürülmüştür.
Sonuç
Evrim Ağacı olarak biz, bu açıklamalardan birini mutlak doğru kabul etmektense, birleştirici bir kuram üzerine giderek, her canlı için eşcinselliğin varlığının sebeplerinin farklı olabileceğini düşünmek gerekir. Bu hipotezlerin her biri çeşitli türler üzerinde yapılan incelemelerle doğrulanmış, ancak yeterince kapsayıcı olmayan açıklamalardır. Zamanla bu yaklaşımların geliştirilerek, genetik ve psikolojik alanlarda yapılan atılımlar ve evrimsel biyolojinin açıklayıcı gücü sayesinde, konunun net olarak anlaşılacağını, kapsayıcı ve açıklayıcı bir genel teorinin ileri sürülebileceğini düşünüyoruz.
Unutmamak gerekir ki bundan kısa bir süre önce (ve hatta bazı bölgelerde halen) siyah derili olmak da hastalık veya aşağı seviyeden olma olarak değerlendiriliyordu. Günümüzde artık bunun neredeyse tüm izleri silindi ve siyah derili insanlar da, beyaz derililer gibi toplumun üst basamaklarında yerlerini almaya başladılar. Bundan birkaç on sene sonra eşcinselliğin de böyle olacağını anlamak ve bu gidişatı kabul etmek gerekiyor.
1,406 görüntülenme
Kaynaklar
-
Ç. M. Bakırcı. Eşcinsellik Ve Evrim: Eşcinsellik Nedir? Eşcinseller Evrimsel Süreçte Neden Elenmedi?. (2 Haziran 2011). Alındığı Tarih: 27 Mart 2020. Alındığı Yer: Evrim Ağacı
doi: 10.47023/ea.bilim.113.
| Arşiv Bağlantısı