İlk ve en önemli argümanları geçmişteki atalarının bu yöntemi binlerce yıl boyunca sürdürmesidir.
Yani eskiler her daim doğrudur (biz atalarımızdan böyle gördük, antik insanların çok gelişmiş olduğu inancı...) inancı.
Bu iddayı bilimsel olarak kanıtlamak içinde
dal veya çubuğun kendiliğinden kalkmadığını yeraltındaki nesnenin enerji alanlarıyla insan vucudundaki titreşim alanlarının eşdeğer rezonansa girmesiyle bu tespitin yapılabildiği iddia ediliyorlar.
ABD'de yapılan bir araştırmada, bu yöntemle su bulabildiğini iddia eden 27 kişinin derinlik ve miktar gibi konularda başarısız olduğu görüldü. Bir jeolog ve mühendis ise aynı arazide farklı noktalarda suyun derinliğini başarıyla tespit edebildiler.
Yeraltı su kaynakları çok fazla yerde bulunur, sadece yeterince derine kazmak önemlidir. Ayrıca çiftçiler arazileri tanıma konusunda yeteneklidirler ve ister istemez bu noktalara yönelirler. Toprağın daha nemli olması, bitki sıklığının fazla olması gibi işaretler onları bu noktalara çeker.
Bilimsel olarak bakıldığında ise aslında yapılan tüm büyük deneylerde bunun tıpkı bilimin ön gördüğü gibi safsata olduğunu kanıtladı.