Evrenin genişlemesi, Büyük Patlama Teorisi’nin bel kemiği diyebiliriz. Hubble’ın 1929’da yaptığı gözlemlerle, uzak galaksilerin bizden uzaklaştığını ve bu uzaklaşmanın mesafeyle doğru orantılı olduğunu fark ettik. Bu da bize evrenin genişlediğini ve dolayısıyla bir başlangıç noktası olduğunu düşündürdü. Büyük Patlama Teorisi tam da bu fikre dayanıyor.
Eğer bir gün evrenin genişlemediği kanıtlansa, bu Büyük Patlama Teorisi’nin sorgulanmasına neden olur. Ancak bu, teorinin tamamen çöpe atılacağı anlamına gelmez. Büyük Patlama sadece genişleme değil; evrenin başlangıçta çok yoğun ve sıcak bir halde olduğu fikrini de içeriyor. Örneğin, kozmik mikrodalga arka plan ışınımı gibi başka güçlü kanıtları da var. Genişleme fikri çürütülse bile, bilim insanları bu kanıtlarla uyumlu yeni bir model geliştirmeye çalışacaktır.
Bilimde böyle şeyler çok sık olur aslında. Bir teori çürütülür ya da eksik olduğu anlaşılır. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Eğer genişleme fikri yanlış çıkarsa, kozmolojide devrim niteliğinde bir değişim yaşanır ve evrenin nasıl oluştuğunu anlamak için bambaşka bir yol aramaya başlarız. Özetle, evrenin genişlemesinin yanlışlanması Büyük Patlama Teorisi’ni büyük ölçüde sarsar ama bilim tam da bu tür meydan okumalarla ilerl
er.[1]
Kaynaklar
- S. Hawking. (2013). Zamanın Kısa Tarihi. Yayınevi: Alfa Basım Yayım.