Elimizdeki teknolojiyle yüksek ihtimalle hiç bir şey yapamayacağımız muhtemeldir. Evet, bazı göktaşlarının gelişinin aylar önceden gözlemleyebiliyoruz. Ancak buna paralel olarak pek çok göktaşını da dünyaya düşmesinden yalnızca bir kaç saat sonra görebiliyoruz. Yani ucu ucuna. Dünyaya zaten sürekli olarak göktaşları düşüyor. Bunlar, atmosferde yanarak çarpma engelleniyor. Tamamen dünyanın kendi atmosferi bu işi hallediyor. Ancak yeterince büyük bir göktaşı gelmesi durumunda, atmosferde yanma işlemi dünayay çarpmayı engelleyemez. Nitekim zaman zaman gerçek anlamta göktaşı düşüşleri gerçekleşiyor. Dünyanın üçte ikisi sularla kaplı ve karaların da büyük bir bölümü insansız alan olduğu için, bu dünyaya ulaşan göktaşları insanlara hiç bir zarar vermiyor çoğu zaman. Ancak yanlış hatırlamıyorsam yakın bir zaman önce gene atmosferde parçalanan bir göktaşından arta kalan kurtulmayı başaran beş on küçük göktaşı parçası amerika da insanların gözlemleyebileceği bir şekilde düşmüştü. Neyse ki düştüğü yerler tarla benzeri taşra bölgelerdi ve kimseye bir zarar gelmedi.
Nükleer bomba ile göktaşı patlatma hikayesi ise tamamen bir Holywood etkisidir. Gerçekte böyle bir şeye başvurmak çok düşük ihtimaldir. Zira yeterince büyük bir göktaşı, nükleer bomba tarafından parçalanamayacaktır. Nispeten küçük ve parçalanma ihtimali olanlar içinse çok daha büyük bir problem vardır. Bir göktaşını nükleer bombayla onlarca parçaya ayırırsanız, ve bu parçalar atmosferde yanmadan bir şekilde dünyaya ulaşırsa bu bir felaket olur. Çünkü, nükleer bomba ile parçalanan göktaşları radyoaktif duruma gelir. Dünyaya gökten radyoaktif taşlar yağdırmış olursunuz. Bu radyoaktif taşlar, sıradan bir göktaşının düşmesinden çok daha büyük bir felakete sebep olabilir.