Kadının şahitliği meselesi fıtrattan dolayı değildir. Gerekçe unutma, şaşırma ve yanılmayla ilgili olup, getirilen hüküm, hakkın ve adaletin yerini bulması amacına yöneliktir. Yani biri unutursa ya da şaşırırsa yahut yanılırsa diğeri devreye girer. Peki, neden kadın iki şahit de erkek bir şahit? Allah'ın emri böyledir. Neden? Çünkü böyle istedi. İsteseydi erkeği iki şahit kadını bir şahit yapardı ama böyle yapmak istemedi. Yani burada kadına dair bir aşağılama söz konusu değil. Ayrıca her zaman iki kadın bir erkek şahit olmaz. Birkaç örnek:
Nikah, talak (boşanma), vekalet, miras, vasiyet gibi hususlarda, mehr-i mislin tespitinde, bir mülkü giderecek işte, mali konularda bir erkek ve iki kadın şahit ya da yalnızca iki erkek şahit olur.
Nikahta, Hanefi mezhebinde iki erkek veya bir erkekle iki kadın şahit şarttır. Şafii ve Hanbeli mezheplerinde şahitlerin hepsi erkek olur.
Bebeğin canlı doğup doğmadığı hususunda, kadının bakireliği tespit gibi hususlarda, kadının ayıpları hususunda bir kadın şahit olur.
Kadınların had ve kısaslarda şahitlikleri kabul olmaz. Zina için dört erkek şahit, kısas için ve diğer had cezaları için iki erkek şahit olur.
Mezhepleri, ictihadı hesaba katmayıp direkt ayet ve hadislere bakarsanız yanlış anlayabilirsiniz. Herkes yalnızca ayet ve hadislere baksa ortaya 7 milyar din çıkar. Kur'anın nazmı insan nazmı gibi değildir, Kur'an=Kelam-ı ilahi. Yani sıradan kitap gibi pat diye anlamanız mümkün değil. Hadisler de tek başına anlaşılmaz. Örneğin "Cennet, annelerin ayakları altındadır" hadisinde esas bildirilen şey anne ve babanın rızası olmadan Cennete giremeyeceğimizdir. Ki Allah isterse direkt Cennete sokabilir (eğer Müslümansak). Ayrıca anne ve baba dine karşı emir verse (örneğin namaz kılma diye baskı yapsa) bu sefer anne babaya itaat edilmez. Ancak sıradan şekilde düz olarak baktığımızda bu hükümleri anlamayabilir, yanlış yorum yapabiliriz.
Bahsettiğiniz şahitlik ayeti mealen şöyledir: "İki erkek şahit bulunmadığında, razı olduğunuz şahitlerden bir erkek ve -biri yanıldığında diğeri ona hatırlatsın diye- iki de kadın şahit bulunsun." -Bakara Suresi 282. ayetten kesit
"Mealen" demek, "tefsir âlimlerinin bildirdiklerine göre" demektir. Çünkü ayetlerin anlamlarını yalnız peygamber efendimiz anlamış ve ashabına bildirmiştir. Tefsir âlimleri, bu hadis-i şerifleri münafıkların ve mezhepsiz din adamlarının uydurdukları hadislerden ayırmışlardır. Bulamadıkları hadis-i şerifler için tefsir ilmine uyarak ayetlere kendileri anlam vermişlerdir. Arapça bilen ama tefsir ilminden haberi olmayan din cahillerinin anladıklarına Kur'an denilmez. Bu yüzden hadis-i şerifte "Kur’an-ı kerime kendi anladığına göre anlam veren kâfir olur" buyruldu.
127 görüntülenme
Kaynaklar
-
Yazar Yok. Dinimiz İslam Sitesi. (21 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 21 Eylül 2020. Alındığı Yer: Bağlantı
| Arşiv Bağlantısı
-
Yazar Yok. Diyanet İşleri Başkanlığı Açıklaması. (21 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 21 Eylül 2020. Alındığı Yer: Bağlantı
| Arşiv Bağlantısı