Herhangi bir konuda doğru bilgiye, dolayısıyla tarafsız bilgiye erişebilmek için başvurulacak kaynak, bilim ve bilimsel düşüncedir. Bilim, evren, canlılık, insan, toplum konularında ve nereden gelip nereye gittiğimize dair yeterince bilgiye ulaşmıştır. Dinsel inançlar bilimden önceki açıklamalar ve düzenlemelerdir, bilimden sonra bunlara gerek kalmamıştır. Dinsel inançların ortaya çıkma nedeni bilinmezliklerdir, halen sürme nedeni de bilimi yeterince bilmemektir. Bilimde herhangi bir yaratıcıya, dine, doğaüstü inanca yer yoktur. Çünkü bunlar bilimin yasalarına, yöntemlerine, verilerine, ilkelerine aykırıdır, bilimde her şey doğa yasalarına bağlıdır, doğa yasalarından bağımsız, doğanın dışında güçler yoktur. Doğa yasaları da madde/enerji/hareket yani doğa ile birlikte vardır, bunların biri olmadan diğeri olamaz, bunlar birbirinden ayrılamazlar, bilime göre bunlar yoktan var olmaz, varken de yok olmaz, yalnızca birbirine dönüşürler, sürekli bir dönüşüm halindedirler. Bilim bilinmeyenleri doğaüstüne başvurmadan, başvurmaya gerek kalmadan açıklar. Dinsel inançlar, kesin gerçekler değil, yalnızca inançtırlar, inanılır olabilmeleri için de bilime aykırı olmamalıdırlar ki din ile bilim birbirine aykırılıklarla doludur. Herhangi bir konunun doğru, dolayısıyla tarafsız olup olmadığını bilmenin yolu, bilime aykırı olmayan, bilimi esas alan bilimsel düşünceyle yazılmış yazıları ve kitapları okumaktan, onun bilime aykırı olup olmadığına bakmaktan geçer.