Plasentalı memeliler, üreme hücrelerine karışan virüs DNA'sı sayesinde ortaya çıktı. Bizzat ökaryotlar, iki farklı bakterinin birleşmesi sayesinde, belki birden fazla kez, ama muhtemelen bir kez evrildiler. Yani evrim, saflaştırılmış DNA'nın dallanıp budaklanarak türleşmesinden biraz daha karışık bir süreç.
Başka bir cevabı net olmayan soru: virüsler mi önce evrildi, bakteriler mi? Şu anda bizden ayrı bir evrim ağacında yer alıyorlar, ama virüslerle bile gen alış-verişinde bulunuyoruz. Yani, alıştığımız düşünme kalıplarıyla sorulara cevap veremiyoruz.
Ani değişikliklerin ekosistemi altüst ettiğini biliyoruz ve ne volkanların, ne gama ışımanın, ne göktaşlarının umurunda olan bir canlılık söz konusu değil. "İşgalcilik", evrim stratejisidir. Binlerce veya onlarca yavru doğuran, bunları ölüme gönderen türlere veya o yavruları besine çeviren doğaya da irade atfedecek olursak, resmen (ve kibarca) ahlaksızlık yapıyorlar, demeliyiz. Evrim, acımasız rekabetin bir sonucu. Doğanın işgalci tür üretmek gibi bir huyu var galiba. Biz sadece onlardan biriyiz.