Çöküşbilimi dediğimiz disiplin, toplumsal ve ekolojik sistemlerin nasıl ve neden çöktüğünü, çöküşe karşı nasıl direnç gösterilebileceğini inceleyen multidisipliner bir alan. Düşünün eskiden uzay araştırmaları da kimilerince "ya bu ne işe yarayacak ki?" diye hafife alınıyordu, ama şimdi SpaceX roketlerini izlerken ufuklarımız genişliyor. Çöküşbilimi de böyle; geleceği anlamak ve belki de şekillendirmek için göz ardı edilemeyecek bir rehber.
Türkiye'de henüz yeterince popüler olmaması, aynı uzayın keşfi gibi burada da büyük bir boşluk bulunduğunun işareti aslında. Bu boşluk da senin gibi meraklı insanlar tarafından doldurulabilir.
Benim sana gönül rahatlığıyla önereceğim birkaç temel eser var bu konuda:
"How Everything Can Collapse: A Manual for Our Times[1]" – Pablo Servigne & Raphaël Stevens (2015)
Bu kitap resmen çöküşbiliminin manifestosu. "Her şey çökebilir, peki ne yapacağız?" sorusunu irdeliyor. Sanayi toplumlarının, iklim değişikliği, kaynak kıtlığı gibi sorunlarla nasıl boğuştuğunu anlatıyor. Adeta sana, "bak burada bir uçurum var, uçurumun kenarında da sallanan bir salıncak var; binmeli miyiz yoksa önce güvenlik önlemlerini mi sağlamalıyız?" diye soruyor.
"Collapse: How Societies Choose to Fail or Succeed" – Jared Diamond (2005)
Jared Diamond deyince şöyle bir durur, ceketimi iliklerim. Adam, geçmişteki toplumların (mesela Mayalar, Vikingler, Rapa Nui – Paskalya Adası halkı) neden çöktüğünü anlatıp buradan günümüz için dersler çıkarıyor. Sanki elinde dev bir büyüteç var, tarihteki en minik ayrıntıyı bile kocaman gösterip "bakın ne olmuştu, aynısı bize de olabilir" diyor.
"The Collapse of Complex Societies" – Joseph A. Tainter (1988)
Tainter'ın teorisi biraz daha teknik ve akademik. "Kompleksiteden kaynaklanan maliyetler zamanla artar, bir noktadan sonra sürdürülemez hale gelir ve toplumsal çöküş kaçınılmaz olur" diyor. Aynmı bir fabrikada üretimi artırmaya çalışırken makinelerin bakım maliyetlerinin de artması gibi. Hatta bunu ufak bir formülle de gösterebiliriz:
Eğer "Kompleksite Maliyeti" eğrisi zamanla aşırı yükselirse, üretkenlik artsa bile net fayda eksiye düşüyor ve çöküşün fitili ateşlenmiş oluyor.
"The Precipice: Existential Risk and the Future of Humanity" – Toby Ord (2020)
Toby Ord'un yaklaşımı daha ziyade varoluşsal riskler üzerine. Diyor ki: "Sadece toplumlar değil, bütün insanlık tehdit altında olabilir." Küresel salgınlar, yapay zekânın kontrolden çıkması, iklim krizleri… Bu kitap, hepsini olabildiğince gerçekçi bir çerçeveye oturtuyor. Baya iyi.
"Understanding Collapse: Ancient History and Modern Myths" – Guy D. Middleton (2017)
Middleton ise eski uygarlıkların çöküş hikâyelerini bir dedektif misali araştırıyor. "Hangi mit doğru, hangisi abartılı?" diye soruyor. Tam Sherlock Holmes'luk bir iş: ipuçlarını takip ediyor, tarihsel verileri inceliyor, sonunda da "aslında bu çöküş sandığımız kadar basit değildi" diyerek bizi şaşırtıyor.
Pablo Servigne ve Raphaël Stevens: Bir nevi Batman & Robin ikilisi gibi düşün. Çöküşbilimi kavramını popülerleştirip insanların dikkatini çektiler.
Jared Diamond: Kapsamlı saha araştırmalarıyla tarih ve coğrafyayı harmanlayan, "coğrafya kaderdir" özdeyişine yeni bir soluk kazandıran isim.
Joseph A. Tainter: Kompleksite, verimlilik, sürdürülebilirlik… Tainter'ın eserlerini okurken sayfa aralarında bile "acaba verimlilik hangi formülle ölçülür" diye düşünürsün.
Collapsology Portal: İnternette çöküşbilimiyle ilgili makaleler, konferans videoları, çeviriler bulabileceğin bir platform.
Reddit: r/collapse: Orada bazen komik, bazen ürkütücü paylaşımlar oluyor. Tüm dünya "bakın, şurada şöyle bir felaket var!" diye birbirini uyarıyor. Bazen "Çöktük mü? Çökecek miyiz?" şeklinde hararetli tartışmalar dönüyor.
Bir kere bu kitaplar seni temel düzeyde uçurur. Adeta okyanusun kıyısında kumdan kale yapmaktan, derin sulara dalış yapmaya geçersin. Okurken aklına takılan yerleri not et, sonra akademik makalelere, forumlara dal.
Eğer akademik tarafta ilerlemek istersen, "çöküş" sözcüğünü, "sürdürülebilirlik", "ekolojik denge", "sistem dinamikleri" gibi kavramlarla birlikte tarattığında uluslararası boyutta pek çok makale bulursun. Kimisi matematiksel modellerle ekosistem çöküşünü açıklamaya çalışıyor. Mesela "logistik büyüme denklemi" (logistic growth equation):
Burada bizim nüfusumuz ya da üretim kapasitemizse, da taşıma kapasitesi. Yani bir toplum, üretimini veya nüfusunu taşıma kapasitesinin üzerine çıkarınca (), çöküş davet beklemeden kapıyı çalıyor.
Online seminerler, akademik konferanslar, hatta Reddit'teki r/collapse gibi forumlar... Buralarda "ben de bu konuya meraklıyım, Türkiye'de bu alanda ne yapabiliriz?" diye sorarsan kendini bir anda uluslararası bir sohbetin ortasında bulabilirsin. Belki yeni projelerde yer alırsın, belki çeviriler yaparsın. Ya da daha da iyisi Evrim Ağacı'nda bilimsel içerikler yayınlarsın.
Çöküşbilimi sadece tarih okumakla bitmiyor, ona ek olarak ekoloji, ekonomi, sosyoloji, antropoloji gibi alanlar da devreye giriyor. Düşünün yani, bir orkestrada sadece keman yoktur; keman, çello, flüt, davul… Hepsi bir araya gelince müzik ortaya çıkar. Çöküşbiliminde de doğanın dengesi, insan psikolojisi, ekonomik sistemler hepsi iç içe.
Bu konu Türkiye'de henüz tomurcuk halinde. Yani kocaman bir bahçe düşün, ortada sadece birkaç çiçek var. Sen yeni tohumlar ekebilirsin. Mesela bu kitapların çevirilerini destekleyebilir veya bizzat çevirebilirsin. Kendin araştırma yapıp, Türkçe kaynak oluşturabilirsin. Belki bir YouTube kanalı veya blog açarsın, hatta "Çöküşbilimi Türkiye" gibi bir platform kurarsın, neden olmasın?
Bi iki gündelik tavsiye verebilirim:
Günlük haberleri bile okurken "Bu olay çöküşün neresine denk düşer?" diye düşünmek seni her an taze tutar.
Matematikle aran iyiyse veri toplamayı, grafik çizmeyi öğren. Örneğin iklim verilerini, ekonomik büyüme rakamlarını, enerji kaynaklarının kullanım istatistiklerini incele. Bazen tek bir grafik, 100 sayfa metinden daha fazlasını anlatır.
Evet, çöküşbilimi biraz karamsar bir alan gibi duruyor. Fakat Toby Ord'un da dediği gibi, riski görmek demek, çözüm için umut da beslemek demek. Tehlikeyi saptayınca önlem de alabilirsin.
Daha önce nice topluluklar ufak ufak çöküşle burun buruna geldi ama içlerinden bazıları toparlandı, yenilendi. Örneğin Japonlar, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra küllerinden doğdular. Bu tür örnekler de var, sadece çöküş değil.
Kaynaklar
- amazon. How Everything Can Collapse: A Manual For Our Times. Alındığı Tarih: 22 Aralık 2024. Alındığı Yer: amazon | Arşiv Bağlantısı