Çevremizle din hakkında nasıl konuşmalıyız?

Kapalı kültürlerde yaşayan bireyler için katı kurallardan ibaretmiş gibi sunulan din, çoğu zaman zorlayıcı ve hatta tehlikeli görünmekte. Nasıl daha önce kilise baskısı insanları ezip kullandıysa, kitleleri eline alıp uysallaştırmak isteyen her erk, din kültür gelenek ve hatta bilginin kendisini manipüle etmekte. Hıristiyanlığın da özünde baskı vs olmamasına rağmen, yüzyıllarca öyleymiş gibi sunuldu. Aynen İslamiyet de bu manipülasyondan bağımsız değil malesef.

Birey olabilmek, içinden çıktığımız kültür geleneği farklı yönlerden ele alıp analiz edebilmeyi gerektirir. Bize sunulanla yetinmek yerine, doğru olana ulaşmak zorundayız.

Yani aslını bilme gayretinde bulunmadığımız bir konu hakkında fikir sahibi olamayız. O konuda kanaat geliştiremeyiz. Yargıladığımız bir çok felsefe, yaşam biçimi, din, meditasyona yakından baktığımızda hiç de bizim yargıladığımız gibi saçma ve anlamsız olmadığını görüyoruz. Hatta bilimsel olarak gün içinde en az 1 saat parasempatik moda geçmek zorunda olduğumuz bir biyolojiyle var olup, meditasyon ve ibadeti dışlamak tam bir çelişki olacaktır.

Kendimize geç kalmak, telafisi en zor şey olacaktır. Her konuda, bizi tatmin edecek bilgiye ulaşma çabası sonrasında karar vermemiz gerekir. Yargı, düşünsel bir hastalıktır. (Hakkında gerçek bilgiye sahip olmadığımız konuda sonuca gitme durumu)

Din hakkında olumlu ya da olumsuz konuşmak yerine, ayakları yere basan, nitelikli bir bakış açısını insanlara sunmak, hem onları besler, hem de din hakkındaki hatalı bakış açılarını tamir eder. Örneğin varoluşu yorumlayabilecek bir bakış açısına sahip olma merkezli konuşmak daima işe yarar.

Öncelikle merhabalar. Biliyorum inançlarını sosyal medyada gördüğün ünlü isimler gibi özgürce konuşabilmek herkesin hayali. Mesala içinden geçiriyorsundur; Celal Şengör gibi bir biliminsanı dinsiz ama ne kadar ünlü, adeta dinsizliğiyle ün yaptı. Birde kendine bakıyorsun daha çevremle bile din hakkında rahatça konuşamıyorum. Güzel kardeşim kaçırdığın şöyle bişey varki Celal Şengör seküler insanların çoğunlukta olduğu bir ilimizde yaşıyor. Hayat işte herkesin doğduğu ilde şartlar herkes için aynı olamıyor. Dini konular hakkında özellikle Konya, Bayburt gibi muhafazakarlığın kalesi olarak tabir edilen illerimizde, en ufak eleştiri yapmak, aymazlık kendini bilmezlik olarak algınır. Eğer bulunduğunuz ilden çıkacak durumunuz yoksa bence çevreyle pek muhattap olmamaya bakın. Aileniz dindar ise kendi dini görüşünüze uymayan bazı islami konuların tartışmasını sadece en yakın akrabalarınızla tartışın. Yabancı biri sizin gözünde şeytanlaştırabilir, insanın ağzı çuval değil dikemezsin, dedikodu malzemesi olmak ve yaftalanmak oldukça kolaydır. Hiç bir kimseye özel yaşamın hakkında tartışma malzemesi vermemek için, Ateist yada Deist isen bunu sadece yakın çevre akrabalarına ve sıkı dost olduğun insanlara açmalısın. Onlarda aşırı muhafazakar ve sana zorluk çıkartacaklarını düşünüyorsan onlara bile açma.

Öncelikle şunu bilmen gerekir ki hiç bir dine mensup olmamak da aslında bir dindir. Yani sen İslam'dan çıkmış başka bir dine mensup olmuşsun. Ateizm, deizm de aynen bir dindir. Her dinin kural kaidesi vardır ve insanlar dinlerine saygı duyulmasını beklerler. Aynen sen şu anda sana yapılan tavırdan ne kadar rahatsız oluyorsan, diğer dinlere mensup olanlar da dinlerine yapılan saygısızlığa karşı rahatsız olurlar. Dolayısıyla her nerede olursak olalım, sana tavsiyem tüm dinlere karşı saygıda kusur etmemendir.

Şu da var tabii... Ateist olduğun zaman, dünyadaki en az 5 milyar insanın inandığı ilahı inkar ediyorsun. Yani sadece Müslümanların değil, Yahudi ve Hıristiyanların da ilahını inkar ediyorsun. Sadece bu bile saygısızlık için yeterli bir sebeptir. İşte bundan dolayı dindar insanların yanında kimliğini açık etmemeni tavsiye ederim. Çünkü herkes inandığı ilahın inkarına karşı aynı sağduyuyu göstermeyebilir.