Çekirgeler, büyük sürüler halinde tarım alanlarını işgal ederek mahsulleri yok edebilir ve tarım alanlarını tahrip edebilirler. Öyle ki, bazı çekirge türleri ziraat açısından yaygın birer zararlı böcek olarak görülmektedir.
Günümüzde bilinen 10.000'den fazla çekirge türü vardır ve bunların sadece bir kısmı kanatlara sahiptir. Kanatları olan çekirgeler, güçlü arka bacakları sayesinde kendilerini hızla ileri iterek yerden yükselebilirler ve metrelerce uçabilirler. Kanatları, gelişimleri boyunca hiç oluşmayan çekirgeler ise zıplamak haricinde yerden pek yükselemezler.
Çöl çekirgeleri oldukça utangaçtırlar ve yaşamlarının büyük bir kısmını tek başlarına geçirirler. Ancak kimi zaman bu utangaç hayvanların içindeki "canavar" ortaya çıkar ve kimi zaman milyarlarca bireyden oluşan devasa çekirge sürüleri oluşturarak tarım alanlarını ve bitki örtüsünü işgal ederler. En azından binlerce yıldır devam eden bu davranışın kökenlerini anlamak için, onların sokulgan durum adı verilen özelliklerini anlamamız gerekmektedir.
Sokulganlık, bilim insanlarının çekirge istilası davranışını tanımlamakta kullandıkları bir terimdir. Genel olarak tekil bir yaşantı süren hayvanların, çeşitli şartlar altında "utangaçlıklarını yıkarak" sürüler oluşturması ve ortak bir şekilde hareket edebilmesi durumudur. Bunu tetikleyen şartlar çevre koşullarıyla belirlenebildiği gibi, hormonlar tarafından da kontrol edilmektedir. Örneğin insanlarda da genel ruh halini pekiştiren serotonin hormonu, çekirgelerde belirli bir düzeyin üzerine çıktığında bu aşırı yıkıcı sürü davranışı tetiklenir.
Özellikle de çekirge gövdesinin orta bölümündeki sinirlerde artan serotonin, çekirgenin bacak ve kanatlarının hareketini doğrudan değiştirebilmektedir. Vücudundaki serotonin artışına bağlı olarak utangaç bir çekirge, sadece birkaç saat içinde sürü davranışı sergileyen bambaşka bir canlıya bürünebilmektedir. Öyle ki, bilim insanları bu sokulgan çekirgeler ile sakin çekirgelerin ayrı türler olduklarını düşünmüşlerdi; ancak sonradan yapılan analizler, bunların aynı türün farklı davranış kalıpları sergilemesinin bir ürünü olduğunu ispatladı.
Bu davranışı tetikleyen hormonal dengeyi etkileyen faktörlerden birisi hava durumu şartlarıdır. Buna bağlı olarak, bazı çekirgelerin istila davranışlarını çok spesifik olarak belirlemek mümkündür: Örneğin çift çizgili çekirgeler, eğer hava sıcaklığı en az 24 santigrat derece ise, sadece besin aramak için aktif oldukları sabah saat 10 ila akşam saat 6 arasında istila davranışı sergilerler. Yani çekirge istilaları öylesine dakiktir!
Sadece bu da değil! Aynı zamanda müthiş kaotikmiş gibi gözüken çekirge sürüleri, aslında oldukça organize hareket etmektedir. Tek bir çekirgeyi takip edecek olursanız, son derece kaotik bir rota izlediğini görebilirsiniz. Ancak o tek bir çekirgenin civarındaki çekirge sürüsü bir bütün olarak analiz edilecek olursa (veya başıboş bir çekirge, bir sürüye dahil olacak olursa), hareketleri dikte eden bir formasyon olduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak her bir çekirge, zıplama ve hareket davranışlarını civardaki diğer çekirgeler ile senkronize eder.
Bu sayede çekirge sürüleri, tekil çekirgelerin kaotik davranışlarını düzenli bir örüntüye dönüştürebilir. Bu da, önlerine çıkan her zorluğun üstesinden gelmelerini sağlayacak bir sayı avantajı edinmelerine neden olur. Tek bir sürü içinde milyonlarca ve hatta milyarlarca olabilen çekirgeler, bulabildikleri tüm bitki örtüsünü yiyerek kendilerini besler ve sürü avantajını kullanarak avcılarını caydırabilir veya onlardan kaçabilirler.
Sözünü ettiğimiz 10.000 küsür çekirge türünden sadece 10-15 civarı bu sürü istilası davranışını göstermektedir. Ancak bu türler, insan popülasyonunun %10'unun gelir kaynaklarını doğrudan tehdit etmektedir ve Kuzey Afrika'dan Çin'e kadar olan bölgede bulunan bu çekirgeler, Dünya topraklarının %20'sine yayılmış halde bulunmaktadır. Örneğin Kasım 2008'de yaşanan ve 6 kilometrelik bir alana yayılan çekirge istilası, Avustralya'daki tarım alanlarına müthiş büyüklükte zararlar vermiştir. Mauriania'da 2004 yılındaki bir istila, ülkenin tarım alanlarının %50'sini yok etmiştir.
Bu tür davranışlara aynı zamanda kolektif hareket adı da verilmektedir. Bu tür hareketler sadece çekirgelerde değil, karıncalarda, kuşlarda ve balıklarda da yaygın olarak görülmektedir.
Çekirgelerde ve diğer hayvanlarda bu tarz bir davranışsal değişimi tetikleyen faktörleri (örneğin serotonin artışını) tespit edip, mekanizmalarını daha iyi anlayabilmek; bu tarz istilaları önceden tespit edip engellemeyi mümkün kılabilir. Bunun için yapılması gereken, çekirgelerdeki serotonin artışını baskılayacak ilaçlar kullanmak olacaktır. Elbette bu durumun çevre ekolojisi üzerindeki etkisi önemli bir araştırma konusu ve etik problem olarak karşımıza çıkmaktadır ve önümüzdeki yıllarda da çıkmaya devam edecek
Kaynaklar
- Yazar Yok. Evrim Ağacı. (13 Mart 2020). Alındığı Tarih: 13 Mart 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı