Cehalet, kişinin içinde bulunduğu felsefi, bilimsel standartların altında, ulaşılmış genel düşünce ve bilgi seviyesine ulaşmak için çaba göstermemiş kişi için kullanılan bir niteleme.
Öncelikle kişinin bu durumda bulunma nedenine bakmak zorundayız. Survive modda, temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılama seviyesinde bulunan bir kişinin entelektüel birikim yapması beklenemez. Sofistike ihtiyaçlar, yaşamda kalma ve güven ile ilgili ihtiyaçların karşılanması sonrasında oluşur. Tabii ki herkes için böyle değil. Hatta bir çok ressam ve düşünür vs, çok kötü şartlarda üretimde bulunmuşlardır. Toplum geneli için olan durum açısından ifadeler. Bunun yanında çok iyi eğitim verilmiş kişiler de entelektüel birikim yapamayabilir. (istatiksel olarak böyle)
İçinde bulunduğumuz şartlar, yaşam için gerekli temel gerekliliklerin yerine getirilmesi bir AMAÇ gibi sunulmakta. Ve yaşamın bu sahte amacı gerçekleştirmek için araç olabilecek kadar sıradan bir şeymiş gibi gösterilmekte. Herkes hiçbir kitlesel yönlendirmeye aynı tepkiyi vermez. Bu nedenle, bireyin içinde bulunduğu dönemi kültürel yapıyı geleneği bilimsel seviyeyi felsefi gelişmişliği ele alma biçimi ve gerekçeleri de farklı olacaktır. Belki halkın geneli, kendisine öğretilen biçimde yaşamını temel ihtiyaçlarını karşılamak için araçsallaştıracak ve bundan mutlu olacaktır. Bilim sanat felsefe bu anlamda GEREKSİZ kalacaktır. Çünkü temel ihtiyaçlarını karşılamada avantaj sağlamamakta. Hatta bu durum bu kitleye dahil olan doktor gibi bilimin içinde bulunan bireyler için bile geçerli. Sistem gereği bilmesi gerekenleri bilgi olarak depolayıp gerektiğinde kullanan, bunun dışında hiçbir konuyla ilgilenme gereksinimi duymayan bireyler de aynı nitelikte.
Bunun yanında, zor şartlarda kendisi karnının doyuramazken entelektüel birikim yapan bireyleri, düşünürleri, kaşifleri, yazarları vs görüyoruz. Hatta kilise engizisyonu tehlikesi varken kendi sınırlarını aşabilecek araştırmaları yapan bireyleri görüyoruz.
Kişi kültürel olarak sadece yaşamda kalma üreme ihtiyaçları için yaşaması için yönlendirilebilir. Ancak bu, cahil olmanın bir nedeni, maruz kalma yolu olarak görülemez. Nasıl yüksek standartlarda yaşayan kişinin mutlak entelektüel birikim yapması beklenemiyorsa. Kişi maruz da kalsa, kendi tercihi de olsa, zorundalıklar gereği de görülse, sonuç BİREYSEL KARARa çıkıyor. Çünkü her ihtimalde İSTİSNALARLA DOLU örnekler var karşımızda.
Hangi şart ortam tarih cinsiyette bulunursa bulunsun, kişinin dış uyaranlarla etkileşimi KİŞİSEL olacağı için, şartları kişileri olayları yönetme biçimi de kişisel olacaktır. Gerekirse yazılarını tersten yazacak, söyleyemediği - döneminin yüz yıl ötesi bilgileri yaptığı resimlere gizleyecektir. Gerekirse de ölecektir asılacaktır. Aynı şekilde kütüphanede büyüyüp cahil olmayı bizzat seçerek ihtirasları hırslarına odaklanacaktır. Ancak bu seçimleri iyi kötü şeklinde ele almak yerine, gereklilik yönüyle bakmak daha objektif olacaktır. Bireylerin toplumsal rolleri farkındalık düzeyleri üretimleri farklı olacaktır ve herkes belli bir kalıba girmeyecektir.
309 görüntülenme