Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Sena Küçükkıvanç
Üye 10 saat önce 10 Cevap
16

Ödüllü Soru Büyük bir felaket: sabah uyandınız, şehir zombi istilasında. Elinizde bir çanta dolusu alet var, aç ve susuzsunuz. İlk gün ne yaparsınız?

Kısıtlamalar: Metropol bir kentin merkezinde, tek başınasınız; etrafta yoğun zombi tehdidi var, elektrik ve internet büyük ölçüde kesik, civardaki marketler yağmalanmış, altyapı çökmüş durumda. Barınma, savunma ve kaynak bulma konularında ciddi kısıtlamalar mevcut. Bina içi asansörler çalışmıyor. Karantina bölgeleri kapalı.
789 görüntülenme
Büyük bir felaket: sabah uyandınız, şehir zombi istilasında. Elinizde bir çanta dolusu alet var, aç ve susuzsunuz. İlk gün ne yaparsınız?
Büyük bir felaket: sabah uyandınız, şehir zombi istilasında. Elinizde bir çanta dolusu alet var, aç ve susuzsunuz. İlk gün ne yaparsınız?
Cevap Ver 14K UP
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
10 Cevap
Aziz Ersan Gokcen
Anarşist 7 saat önce

bulabildiğim tüm içkileri alıp bir sürü betabloker Klomipramin vs içip uyayarak ortamdan ayrılırım :)))

hiç uğraşamam zombiyle onun korkusu çöken medeniyet anksiyetesi psikoloji aç kaldım susuz kaldım derken birde hayatta kanlarla organize olmakta gerek. uzun iş hiç işim olmaz...

Tüm Reklamları Kapat

6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İlhan Taşlı
İyi Bir Gözlemci 5 saat önce

Şimdi durumu gözden geçirelim. Aç ve susuz olduğuma göre evde idare edecek hiç bir şey yok. Sokağa da çıkamıyorum zombiler cirit atıyor. Elektrik, internet yok, yardım çağırma ihtimalim yok, o zaman bakacağız başımızın çaresine.

Açlık çok önemli değil, bir kaç gün iadere ederiz, ama susuzluk kritik bir durum, acilen çözmek gerekir. Elektirk olmadığına göre şehre su basan pompalar çalışmayacağından sular da akmayacaktır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen beni bir kaç gün idare edecek suyu bulmam gerekir. Tuvalet rezervuarlarında ciddi miktarda su bulunacaktır, kapağı yerinden söküp tüm suyu depolayıp kullanabilirim (tabi manzarıyı görüp, ilk iş tuvalete gidip, sifona basmadıysam). Bu durum beni bir kaç gün idare edeceğinden, elimi çabuk tutsam iyi olur, sokağımdaki zombilerden kurtulup, kendime yeni fırsatlar sunacak alan yaratmalıyım.

Neyse ki elimde bolca alet edevat varmış. İlk iş doğalgaz saatinden gazı kapatıp, mutfak ocağını besleyen metal muhafazalı, yüksek basınca dayanıklı hortumu sökerim. Saatin daireme giren tarafındaki somunları ingiliz anahatarı ile söker ve ayarlanabilir rekorla hortumu bağlarım. Artık elimde basınçlı bir alev makinesi var. Korkun benden ey zombiler. Dairemin penceresinden elimden geldiğince dikkat çeker ve sokağımda bulunan tüm zombileri binanın içine dolmasını sağlarım. Bundan sonrası +18.

Tüm Reklamları Kapat

Binamın hemen önünde bir arabam olduğunu varsayalım. Arabaya atladığım gibi henüz yağmalanmamış veya kısmen yağmalanmış bir marketin camekanından girerim (araba biraz çizilecek ama olsun) ve bulabildiğim tüm hazır yiyecekleri toplarım (sağlıksız olacak ama kalorisi çok olduğu için top keklere yüklenirim, hem raf ömrü de uzun olur). Artık yeterli yiyecek ve su kaynağım olduğuna göre, şehri güvenli bir şekilde terk etmenin bir yolunu bulmak gerekiyor. Neticede araç yeterli güvenliği sağlayamaz, şehrin caddelerinde araçlar olacağı için eninde sonunda bir yerde sıkışırım ve patlatılabilir camlardan girerek zombiler işimi bitirebilir. Zaten olay ilk patlak verdiğinde herkes kaçma girişiminde olacağından, şehrin ana çıkış arterleri araçlar ile tamamen tıkanmış olması yüksek ihtimaldir.

Bu aşamaya gelmeyi başardığıma göre, artık çevremden maksimum bilgiyi almaya çalışabilirim. Bunun için aracı sote bir yere çekip ve elbette görünmemeye özen göstererek radyoyu dinlerim. Şehrin içinden radyo yayını alamıyorsam ki bu yayınlar FM banttan yerel yayın için kullanılır, radyoyu AM kanala ayarlarım ki çoook uzun mesafelerden yapılan yayınları dinleyebileyim. Şansım varsa şehrin bazı bölgelerinde veya şehrin dışında savunma hatları oluşturulan yerlerin neresi olduğunu öğrenebilirim. Bulunduğm pozisyona göre, o bölgelere ulaşmanın alternatif yollarını bulmaya çalışırım, bu alternatifler arasında kanalizasyon şebekelerini bile düşünebilirim. Eğer savunma hatları çok uzaktaysa karakol, askeri üs, jandarma karakolu gibi yerlere ulaşmaya çalışırım ve güvenliğimi artıracak zırhlı araçlar (toma, akrep gibi) ve silahlar edinmeye çalışırım ve asla ana arterleri kullanmayı denemem bile. Örneğin, İstanbul'da isem şehirin doğu-batı yönünden ziyade, kuzeye gitmeye ve oradan köy yollarını kullanarak şehirden uzaklaşmaya çalışırım. Şehrin etrafında göl, deniz, büyük nehir gibi alternatif su yolları varsa bunları da kullanabilirim (tabi küçük bir tekne çalarak, yüzerek değil).

11
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilal Numan Kılıççalar
üye 7 saat önce

Öncelikle davranışlarımda zombilerin türü çok etkili olurdu. TWD deki gibilerse işler daha kolay olurdu fakat eğer I am legend filmindeki gibi iseler vay halimize :) İlk olarak bence en mantıklı hareket güvenli bir yer bulmak, sonrasında savunma için bir alet. En yakındaki avm lerden olabildiğince su ,gıda, bataniye vs. bulmak. Tabi bu arayışı diğer vatandaşlarla planlanmış şekilde yapmak çok etkili olurdu. Barınak içinse binaların üst katı ve gerekirse kapıyı içeriden bloke edebileceğimiz bir alan iyi olurdu.

6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arda Küçükoğlu
5 defa TWD bitirmiş 5 saat önce

Merhaba! böyle bir durumda ilk vakitler oldukça önem arz etmekte o yüzden sırasıyla ilk yapmanız gerekenler şunlardır

İlk bir hafta

Olabildiğince evden ayrılmamaya, televizyonlarda hala devlet yayınları yapılıyor ise yayınları yakından takip etmeye çalışın. Eğer ki televizyonlarda yayın verilmiyorsa pilli radyolar ile devlet yayınlarını yakın takipte kalın.

Evdeki yiyeceklerinizin hepsini bir noktada toplayıp olabildiğince az tüketmek kaydı ile birer liste hazırlayın ve yiyeceğinizin size kaç gün gideceğini hesap ediniz ve bu hesaba uygun 1 hafta geçiriniz.

Tüm Reklamları Kapat

Olabildiğince hızlı bir şekilde musluktan akan suları tencerelere doldurun ve tencerelere doldurduğunuz suları kaynatmadan asla ama asla içmeyiniz! çünkü su hatlarına aylaklar düşmüş olabilir veyahutta başka bir neden ile hastalık taşıyabilir. Doldurduğunuz suları şişelere koyunuz ve sular içinde tüketim listesi hazırlayınız.

Böyle bir durum için acil durum çantası bulundurmak en iyi yapabileceğimiz şeydir o neden ile acil durum çantası hazırlayınız içerisine yiyeceğinizi, suyunuzu varsa çakmağınızı , el fenerinizi ve en önemlisi olan ilk yardım çantası

ilk yardım çantası içerisinde bulundurmanız gerkenler: sargı bezi, soğuk kompres, yanık bezi, steril gaz kompres, flaster, antiseptik solüsyon, makas, çengelli iğne, tekstil turnike, bandaj, yara bandı, tıbbi atık poşeti, medikal eldiven

Bunları hazırladıysanız yiyeceğiniz %75 oranında azaldığında artık dışarı çıkma vakti geldi demektir ve bu büyük ihtimalle 2. haftanıza denk gelecektir.

Tüm Reklamları Kapat

İkinci-dördüncü Hafta

Artık erzak toplamalısınız bu nedenle ilk önce komşularınızın evlerinden başlamanız en güvenlisidir. Elinize keskin bir cisim örnek vermek gerekirse bıçak, makas, çekiç, pala, tornavida olabilir. Erzak toplamak istediğiniz eve girmeden önce kapısına ses çıkartacak şekilde vurun ki sizin görmediğiniz yerdeki aylaklar sese yani size doğru geldiğinde onları haklayıp erzak toplamanıza devam edebilirsiniz. İlk öncelikle bakmanız gereken yerler mutfak ve lavabo olmalı erzaklarınızı mutfaktan ve içme suyunuzu ise klozet haznelerinden toplayabilirsiniz. Topladığınız erzaklar miktarına göre 1 ila 2 hafta size yetebilir.

Beşinci Hafta

Artık Etrafınızdaki erzak topladığınız evlerin sayısı gittikçe azalmış ve yeni erzak toplayamayacağınız bir durumda kaldığınız zamanı bu hafta olarak düşünürsek, artık gitme vaktinizin geldiğini anlamalısınız. Sonraki kalacağınız yeri evden ayrılmadan önce belirlemelisiniz bunun için en uygun olabilecek yerler:

  1. Kıyı kasabaları
  2. Dağ kasabaları
  3. Ekosistemin geniş olduğu ormanlıklar

olarak belirleyebiliriz. Peki kararınızı verdiniz bu durumda ilk önce üstünüzü 2 kat kıyafet giymeniz özelliklede uzun kollu ve uzun paçalı kıyafetler giymenizi öneririm çünkü sizi ıssırıklardan ve çizilmelerden daha fazla koruyacaktır. Savunma silahınızı herzaman en hızlı ulaşabileceğiniz yerde tutunuz ki önemli olan kimin yaşadığı değil hanginizin daha hızlı olduğudur.

Şehrin içinde aylakların sayısı çok fazla olduğu için bir aracınız var ise ve bu aracınızın sunroof u var ise aracınızı alarak hızlıca uzaklaşabilirsiniz. Eğerki aracınız ile sürüye denk gelirseniz ve aracınız hareket edemez duruma gelirse gaz pedalına ağırlık koyup aracınızın sunroofundan üstüne çıkarak aylakları teker teker alt edip sürüş hakimiyetinizi geri elde edebilirsiniz. Eğer ki anlatılan durumları atlatmış ve karar verdiğiniz yere ulaştıysanız bir diğer haftaya geçebiliriz.

Altıncı ve kalan süreler

Artık yeni bir yerleşim alanındasınız eğer ki kıyı kasabasında iseniz ömrünüzü balık toplayarak geçirebilir ve suyunuzu denizdeki suyu temiz hale getirip tüketebilirsiniz.

Eğer ki dağ kasabasında iseniz avcılık ve doğal sular ile hayatınızın geri kalanını devam ettirebilirsiniz

Eğer ki ekosistemin geniş olduğu ormanlarda iseniz avcılık ve doğal sular ile rahatlıkla yaşayabilirsiniz.

Hayatta kalmanız artık sizin dikkatinize ve reflekslerinize bağlı kalan bir durum haline geliyor. Üremeniz ve yeni bir Medeniyet inşa etmeniz gerektiğide cabası, iyi şanslar!

6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Öğrenci 2 saat önce

Sabah gözlerimi açtığımda havanın loş olduğunu fark ediyorum. Saatin alarmı çalmamış telefon ekranı karanlık. Ne olduğunu hatırlamıyorum gece geç saatte uyumuş olmalıyım ama sessizlik... Bu sessizlik korkutucuydu. Şehir hiç bu kadar sessiz olmamıştı bir şeyler doğru değildi hemen kalkıp perdeleri aralayıp dışarıya baktım. Sokak... Arabalar gelişi güzel park edilmiş, camlar kırılmış ve insanlar, hayır insanlar değil bir şeyler, ordan oraya dolanıyor delicesine. eğilmiş kımıldayan bedenler, bazıları yerde bazıları ayakta ama hepsi… yanlış.

Telefonu elime alıyorum açmaya çalışıyorum şarjı %2 internet çalışmıyor haber yok bir anda dikkatimi perdenin kenarındaki hareketlilik çekiyor. Bir kadın kanlar içinde bir şeylerden kaçmaya çalışıyo hayır onlardan kaçmaya çalışıyor ama ne yazık ki ona saldırıyorlar ve korkunç bir şekilde çürümüş yüzleriyle kanlar içinde kalana kadar ısırıyorlar. O kadar hızlı etki ediyor ki zehirleri kadın yerde omurgaları kırılırcasına ters şekillere bürünüyor ve o acı çığlık... dayanamayıp gözlerimi ve kulaklarımı kapatıyorum ama çığlık zihnimde yankılanmaya bırakmıyor.

Bir şeyler yapmalıyım ama buradan çıkmam lazm. Hemen dairemin içine göz gezdiriyorum etrafı delicesine arıyorum evet buldum! Zor zamanlar için ayırdığım acil durum çantası ama içinde neler olduğunu hatırlamıyorum o yüzden elime ne gelirse içine dolduruyorum. Birkaç şişe su ve bir kaç bisküvi bu bana birkaç gün yeter. Kapıyı açıyorum koridor karanlık galiba elektrikler yok. Yanımda küçük bir el fenerinin olması lazım çantayı karıştırıyorum tam buldum derken yere düşürüp ses çıkartıyorum. Çıkan sesle aşağıdan homurdanmalar değişik hayvan sesleri inlemeler geliyor. Demek ki sese çok duyarlılar dikkatli olmam lazım. Merdivenlere yöneliyorum asansör zaten çalışmaz. Her adımda merdiven lerin gıcırtısı daha da artıyor. Alttan bir yerlerden garip sesler artmaya başlıyor. Sesin sahibi, ilk zombiyi görmemle ortaya çıkıyor. Kırklı yaşlarında bir adam. Gömleği paramparça, ağzından kansıziyor. O beni görmeden önce saklanacak bir yer buluyorum. Kalbim delicesine çarpıyor. Adım attığını duyuyorum seslere doğru ilerliyor. Elimdeki tornavidayı sıkıca kavryorum eğer yaklaşırsa...

Tüm Reklamları Kapat

Neyse ki şanslıyım. Aşağıya doğru ilerliyor. Hızla başka bir kapıya yöneliyorum. Burası terk edilmiş bir daire gibi görünüyor. İçeri dalıyorum. Dairede kimse yok. Terk edilmiş gibi. Ama bu benim için şans. Çekmecelere bakıyorum. Küçük bir konserve kutusu buluyorum –oh tanrım bezelye bile olsa şu anda bir ziyafet gibi geliyor. Pencereye yaklaşıyorum. Dışarıda bir grup zombi yavaşça yolda ilerliyor. Birden bir çığlık daha yankılanıyor. Bu kez uzaktan. Belki de hayatta olan başka biri... Belki de bir tuzak.

Buradan çıkmam gerekiyor. Ama nasıl? Sokaklar dolu. Geceyi burada geçirsem benim içn güvenli olmaz.

Hava kararıyor. Zombilerin sesi çoğalıyor. Birkaç tanesi bina girişine doğru ilerlemiş. Kapıların kilitli olduğunu umuyorum. Masayı kapıya dayadım, elimde tornavida. Geceyi uykusuz geçirdim. Pencerenin kenarında otururken sokakta hareket edenleri izliyorum. Sese duyarlılar bunun kesin kanıtına vardım. Peki ya başka? Sanırım görmüyolar çunkü yolda gelişi güzel hareket ediyolar, sürünüyorlar. Şu anda sadece bir gün geçti. Ama bir ömür gibi hissediliyor. Bu kabus bitmeyecek… biliyorum. Yine de yarın hayatta olacağım. Ve bu benim en büyük zaferim olacağını biliyorum.

Güneş doğuyor. Ama bu bana umut getirmiyor. Bu sadece başka bir günün başlayacağı anlamına geliyor. Daha fazla tehlike, daha fazla açlık, daha fazla hayatta kalma mücadelesi. Burada daha fazla duramam. Kaynak bulmam gerekiyor.

Tüm Reklamları Kapat

Çantamı tekrar kontrol ediyorum. Tornavida, bant, çakı... Ama bunlar yeterli değil. Daha iyi bir silaha ve yiyeceğe ihtiyacım var. Kararımı veriyorum: dışarı çıkmam gerekiyor. hadi bakalım.. gazamız mübarek olsun!

Masayı kapının önünden çekiyorum. Ses çıkarmamaya özen gösteriyorum. Bina girişindeki birkaç zombi hâlâ dolaşıyor olabilir. Koridora adım atıyorum. Merdivenlerden aşağı inerken boğazım kuruyor ve tüm vücudum tetikte.

Birinci kata geldiğimde, zombi sesleri netleşiyor. Alt kattalar. Belki de giriş kapısını zorlamışlar. Fakat arka tarafta bir yangın merdiveni olduğunu hatırlıyorum. Sürünerek yangın merdivenine doğru ilerliyorum. Kapıyı açıyorum. Metalik gıcırtı tüm apartmanı yankılıyor. Bir zombi yukarı bakıyor. Göz göze geliyoruz. Kalbim duracak gibi oluyor. Kapıyı hızla kapatıp kilitliyorum. Binanın diğer ucundan kaçmaya çalışmalıyım.

Bir şekilde arka taraftan dışarı çıkmayı başarıyorum. Sokaklar sessiz ve bu sessizlik beni daha da korkutuyor. Her köşede bir zombi çıkabilir. Duvardan duvara saklanarak ilerliyorum. Eski bir marketin önüne geliyorum. Camları kırılmış, raflar neredeyse boş. Yavaşça içeri giriyorum. Marketin içinde birkaç zombi var. Rafların arkasında dolanıyorlar. Ayak seslerimi en aza indirerek sessizce yiyecek arıyorum. Konserve bir kutu buluyorum ama açacak yok lanet olsun! Çantamdaki tornavidayı çıkarıp kutuyu delmeye çalışıyorum. Bu sırada bir zombi beni fark ediyor. Zombi üzerime doğru gelirken paniğe kapılıyorum. Tornavidamı kavrayıp saldırıyorum. Ona doğru savurduğum ilk darbe isabet ediyor ama bu onu durdurmuyor. İkinci darbeyle yere düşüyor. Kalbim göğsümden çıkacak gibi atıyor. Ses zombilerin dikkatini çekmiş olmalı. Artık buradan çıkmam gerekiyor. Marketin arka kapısından koşarak çıkıyorum. Arkama bakmadan dar bir sokağa dalıyorum. Zombiler peşimde değil, şimdilik. Ama uzun süre böyle devam edemem. Yakındaki bir apartmanın çatısına çıkmaya karar veriyorum. Merdivenleri hızla tırmanıyorum. Çatı katında bir dairenin açık bir kapısını buluyorum. İçeri girip kapıyı barikatla kapatıyorum. Burası geçici de olsa güvende görünüyor. Dairenin içinde bir şişe su ve kesici bir metal buluyorum ve hemen çantaya atıyorum.

Hayatta kalmayı başardım. Ama bu bir gün. Daha kaç günüm var bilmiyorum. Artık bir sonraki adımı planlamalıyım. Daha fazla yiyecek bulmalı, güvenli bir barınak inşa etmeli ve belki… başka hayatta kalanları aramalıyım. Bu savaş bitmeyecek. Ama ben de pes etmeyeceğim.

Gün aydınlanır aydınlanmaz çok sessiz bir şekilde kendimi sokağa atıyorum. Talan edilmiş bir market daha buldum. Şnsımı deneyip içeri girdim. Rafların arasında yerde bir şey parlıyor. Kırık bir telsiz. Çatlak ekranına rağmen hâlâ çalışıyor. Telsizi elime alıp inceliyorum. Bataryası neredeyse bitmek üzere. Konuşma düğmesine bastığımda yalnızca cızırtı duyuyorum. Pillerin bitmek üzere olduğunu fark ediyorum. Yanımda yedek yok. Ama bu telsiz çalışırsa hayatta kalan biriyle iletişim kurabilirim. Umut tükenmiş değil. Marketin her köşesini arıyorum ama her şey talan edilmiş. Çalışır durumda bir pil bulamıyorum. Artık daha fazla market aramam gerekiyor. Gün boyu sessiz sokaklarda dolaşıp terk edilmiş dükkanlara giriyorum. Bazıları zombilerle dolu, bazıları tamamen boş. Her yeni kapı bir risk. Sonunda yağmalanmış eski bir elektronik mağazasının çekmecesinde bir çift pil buluyorum. Heyecanla pilleri telsize yerleştiriyorum. Çatlak ekran yeniden canlanıyor. Sinyal zayıf, ama bir ses geliyor:

Telsizden gelen ses:

“...Hayatta kalanlar... koordinatlar... güvenli yer...”

Ses çok boğuk. Bağlantı kesilmeden önce bir koordinat mırıldanıyorlar. Kalbim hızla çarparken cebimden bir kalem çıkarıp yanımdaki eski bir kağıda not alıyorum. Koordinatları yazdıktan sonra aklıma geliyor. Çantamda bir harita olmalıydı. Çıkardığımda eski ve buruşuk bir harita olduğunu görüyorum. Daha önce bir kitap arasında sakladığım, unuttuğum bir şey. Ama iş görür.

Elimdeki malzemelere bakıyorum: bant, tornavida, bir sopa ve çantadan çıkan kesici bir metal parça. Aklıma basit ama etkili bir şey yapmak geliyor. Metal parçayı sopanın ucuna sıkıca bağlıyorum. Tornavida ve bantla sabitliyorum. Elimde artık keskin uçlu bir mızrak gibi bir şey var. Hem mesafeyi koruyabilir, hem de savunma yapabilirim. Haritayı dikkatlice inceliyorum. Koordinatların gösterdiği yer, birkaç kilometre uzaklıkta bir kırsal bölge. Ama oraya giden yol zombilerle dolu. Yola koyuluyorum. Her adımda tehlike var. Bazı zombiler beni fark ediyor ama mızrağımla savunup kaçmayı başarıyorum. Bir sokak köşesinde eski bir otobüs durağında oturup soluklanıyorum. Boğazım kurumuş, açlık midemi kemiriyor. Ama zihnimde tek bir şey var: Güvenli yer. Hayatta kalan diğer insanlar.

Tüm Reklamları Kapat

Saatlerce yürüdükten sonra bitkin düşüyorum. Yakında bir apartmanın enkazına sığınıyorum. Fakat bir hata yapıyorum. Uyuyakalıyorum. Uyandığımda boğuk bir ses duyuyorum. Gözlerimi açtığımda bir zombi üzerime eğilmiş durumda. Mızrağımla onu geri savuruyorum, ama ikinci bir zombi daha var. Çığlık atıyorum, ama boğazıma bir dişin geçtiğini hissediyorum. Her şey kararıyor.

Ne kadar uğraşırsak uğraşalım, bu bir zombi istilası. Her ne kadar bir film akışı gibi olsa da bu hikâye bir sonla biter. Ve o hazin son, beni buldu. Şimdi ben de onlardan biriyim...

(Odak karakterin zombileşmiş hâline yavaşça yaklaşır. Gözlerindeki insani ifade kaybolmuş, yerine açlık dolu bir bakış gelmiştir. Ekran kararıyor. Ve hikayemiz sona erer.)

Tüm Reklamları Kapat

Böyle bir senaryoda hayatta kalabileceğimi elbetteki düşünmüyodum😂. Bir zombi istilası olsa en başta ben zombi olurum😂😂😂

5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmetcan Mehmetcan
Teorik Öğrenci 8 saat önce

İlk olarak aç ve susuz olduğum için su arayışına çıkarım, muslukları ve eski binalardaki su depolarını kontrol ederim. Bulduğum suyu arıtmak için çantamdan su filtreleme malzemesi ararım, yoksa su arıtma tabletleri gibi şeyler kullanırım. Ardından yemek bulmak için gıda depoları, apartmanlar ve ofis binalarında yemek ararım ve yiyecekler için uygun saklama alanını düşünürüm. Ayrıca bunları yaparken sessiz ve hızlı olmam lazım, tabii ki sonuçta her yerde zombiler olacak. Yemek ihtiyacımı karşıladıktan sonra güvenli bir yer için gözlemleye başlarım. Önceliğim, düz basamaklı merdivenle ulaşımı sağlanan yüksek bir yer olurdu; zombiler beyin fonksiyonlarını kaybettikleri için tırmanabileceklerini sanmıyorum. Barınak olayını da bir şekilde halledebilirsem, ardından olası tehlikeler için kendimi savunabileceğim bir şey ararım; sonuçta tek tehlike zombiler olmayacak, aç kalmış insanlar diğerlerinin malını çalmaya çalışacak. Ardından, en önemli sorunları hallettiğim için diğer hayatta kalanların birleştiği bir organizasyon ararım. Eğer başka insan bulamazsam, belirli aralıklarla yeni yerlere yerleşerek hayatıma devam etmeye çalışırım. Tabii dışarıda zombi tehlikesi olduğu için fiziksel kabiliyetler çok önemli olacaktır, bu nedenle düzenli egzersiz yapmayı asla ihmal etmemem gerekir. Şahsen ben sahip olduğum kişilikle bu yazdıklarımı yapabileceğimi düşünmüyorum tabii :)

7
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close