Evrimsel dinamikler, sorunuzda andığınız gibi değil. Yani sizin seviye olarak adlandırdığınız evrimsel aşamaların her biri, diğerine üstün bir seviye değil. Ve canlılar aslında birbirine üstün de sayılmaz. Belirttiğiniz gibi, insandan önce yaşayan canlılar insanın yaptıklarını yapamıyor olması bizim üstün olduğumuzu göstermez. Biz de başka canlıların yaptığı bir çok şeyi yapamıyoruz. Uçamıyoruz, suyun altında nefes alamıyoruz, çok fazla hastalığa, bakteriye, virüse, sıcaklık salınımlarına karşı hassasız, ürememiz çok zor ve zahmetli ve kendi türüne en düşmanca davranışları gösterip kendi türünü öldüren, kendi türüne eziyet eden ve yaşadığı tek yuva olan dünyayı kirleten, yok etmeye çalışan tek türüz. Bu özellikleri barındıran bir türe gelişmiş demek bence hiç de adil değil.
Hangi vasfın üstünlük hangi vasfın eksiklik olduğunu netleştirebileceğimiz bir kıstas yok ya da bu değişken olabilir. İnsan, düşünme denen evrimsel beceriyi en üst seviyede içeren hayvan. Bu özelliği onu, dünyanın baskın türü kıldı, bu doğru. Ama bu beceri, insanın sonunu getirecek bir özellik de olabilir. Bunu bilmiyoruz. Bu durumda düşünmek üstünlük de olabilir, aslında bir eksiklik de olabilir. Ve ayrıca biz, sizin de belirttiğiniz gibi kendimizi dünyanın en üstün türü olarak görüyoruz ama dünyadaki milyonlarca türün belki %99'unun bizden haberi bile yok. Onların umurunda bile değiliz. Ve yine ayrıca dünya üzerinde, yüzmilyonlarca yıldır varlığını sürdüren çok sayıda tür var. Biz henüz 200 bin yıllık varlığımızda çok ama çok genç bir türüz. Ve bu gidişle varlığımızın onlar kadar sürmesi pek de olanaklı görünmüyor.
Ki zaten örneğin karıncaların dünya üzerindeki varlığı, ağırlığı, gücü insandan çok daha fazla. Karıncalarla insanlar biz savaşa tutuşacak olsa, onları yenebileceğimize pek de emin değilim. Tek bir virüs, küçük bir sıcaklık salınımı, bir göktaşı, pek az artacak radyasyon miktarı insanın yeryüzündeki varlığını tamamen silebilir. Ama bunların hiç biri, karıncaların varlığını silmez. Hangimiz daha güçlüyüz? Grip virüsünün pek de saldırgan ve öldürücü olmayan bir akrabası, 2 yıllığına dünyayı felç etti. Evlerimizden çıkamadık, panikten birbirimizi yedik, milyonlarca kayıp verdik. Covid 19, öldürücülüğü yüksek bir virüs olsaydı sizce kaç "milyar" insan ölürdü? Bu gerçekler bana insanın, pek de güçlü ve gelişmiş bir tür olmadığını düşündürtmeye yeterli.
Bunlara ek olarak seviye ya da gelişmişlik dediğiniz şeyin kıstası ne? Yani neye göre gelişmiş? Evrimsel tüm değişimler çevreye uyum sağlama esasına göre biçimlenir. Çevre değişmez ise hiç bir canlı evrimleşmez ve yine sizin adlandırmanızla gelişmez. Ve çevre, canlıyı, bugün sizin gelişme olarak adlandırdığınız özelliklerin tersi yönde bir seçilime zorlarsa canlı gerileyebilir. Örneğin yer yüzünde devasa bir güneş ışığı artışı olsa, insanlar köstebekler gibi yerin altında yaşamak zorunda kalksa ne olur? İnsan, sizin düşünmeyi odağa alarak uygun gördüğünüz ilerleme kıstasına göre "gelişir"mi? Hayır. Geriler. Çünkü insanın hayatta kalabilmesi için gereken şey daha fazla düşünme değil toprağı kazma becerisi olur. Böyle bir şey olsa, muhtemelen onbin yıl içinde ortaya çıkacak hayvana bugün insan demezdik. İnsan, -eğer öyle ise- en gelişmiş canlı olmaktan çıkar, soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan türler arasına girer. O dünyanın en üstün türü muhtemelen köstebekler, solucanlar falan olur. Çünkü sahipsiz bir yiyeceği bir köstebek bizden çok daha kolay edinir.
Özet olarak... Gelecekte nasıl bir dünyanın var olacağını, nasıl çevre artlarında yaşamak zorunda kalacağımızı bilmiyoruz. O nedenle evrimin ne yöne olacağı asla öngörülemez. İnsan ya da herhangi bir tür nasıl evrimleşecek bunu bilemeyiz. İnsanın düşünme becerisini kazanması ile doğaya hükmetmesi arasında yüzbinlerce yıl var. Yani eğer biz baskın tür isek bu öyle kolayca, hızlıca olmadı. O nedenle kısa erimli geleceği bile göremiyorken daha ilerisi üzerine fikir yürütmek biraz hayalcilik hatta kibir olabilir.
Umarım bir pencere açabilmişimdir, sağlıcakla...