Öncelikle aranızda sevgi ilişkisi olan biriyse sevgi karşınızdakiyle "eş güdümlü' veya 'eş duyumlu' hale getiren bir duygudur. Bu ise sevdiğiniz kişiyle doğal ve güçlü biçimde duygusal eşitlenme hali yaratan empatik bir durumdur. Ancak bu o kadar güçlü bir duygudur ki bu empati duygusal bir telepatiye yaklaşan bir etkileşime dönüşür. Onun mutluluğu adeta sizin mutluluğunuzu onun acısı adeta sizin acınıza dönüşür. Seven ve sevilen arasındaki ilişkisi de bazen hatta fizik ötesi deneyimler bile hissedilebilir. Yani örneğin siz ve o Baska mekanlarda olsanız yer ve zaman olarak ayrı yerlerde olsanız bile ondaki bir durum size bir şekilde yansıyabilir. Bu gibi öznel deneyim yaşayan insanlar vardır. Hatta Bazen rüya yoluyla bazen ise hayatın içinde bu gibi deneyimlerin yaşanması mümkündür. Sevginin gücüne göre bu gibi deneyimlerin yaşanabilmesi mümkündür. Dolayısıyla aranızda sevgi olan birini memnun etme isteğinin kökeninde bu güçlü ve doğal empatik durum vardır.
Aranızda sevgi bağı olmayan birisine dair olarak ise bunu sorgularsak yine bunun altında da sizin empati gücünüzün belirleyiciliği ve yönlendirici olduğunu görürüz. Karşınızdaki kişinin yerine kendimizi koyduğumuz ölçüde o kişiyi memnun etme itkisi bizde oluşur. Çünkü sizin ona bakışınız da beyniniz sizi merkeze koyar. O kişiyi memnun etmek bu empatiyle sizin kendinizi memnun etmeniz duygusunun yerine geçmiş olur böylece. Bu nedenle de başkalarını ciddiye alma önem verme memnun etme gibi tüm durumların kökeninde eğer kişinin bunda bir çıkar ilişkisi yoksa bunların temelinde empatinin etkisi vardır. [1]
Kaynaklar
- C. Keysers. (2011). Empatik Beyin.