''Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe?
Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte''
Bu burada kalsın soruya dönelim :)
Bilim bulur bilim adamları öğrenir, bilim adamlarını anlayabilenler bilim adamlarından öğrenir sonra onlardan ve bilim adamlarından bilimle ilgilenen ama çevresinde bilim adamları olmayanlar öğrenmeye başlar. Sonra sonra bilime ilgisiz insanlar da öğrenir.
Çoğumuz internetle tanışana kadar böyle bir çevreden mahrumduk. Okullar bu konuda yetersiz. Çoğu bırakın bir konuda doğru bir şeyler öğrenmeyi, öğrenmenin doğrusu nasıl olur onu bile bilmez, bilemez çünkü çevresi bu işi çok küçük yaşlarda halletmesi için müsait değildir. Bu yüzden öğrenmede en etkili yöntem olan birebir soru-cevaba meylediyorlar.
Yani çoğunluğumuzun alt yapısı yetersiz. Lakin önümüze birden bilimin en derin konuları çıkıveriyor. Özel görelelik teorisini çokça kez yüz yüze yakınlarıma anlattım. Nasıl baktıklarını görmelisiniz :D Big Bang çok çok çok daha anlaşılması zor bir konu. Genel görelelik anlaşılacak, üstüne işin felsefi kısmı ''Zaman nedir? Varlık nedir?'' soruları çözülecek ve bin tane daha teferruat.
Bu kadar zor başka konular da var ancak insanlar doğal olarak hem inançları ile ilgisi(yaratılış kısımlarının dinlerde ne kadar önemli olduğunu hatırlayın) hem de hani o ilkleri öğrenme tutkusuyla kainatın başlangıcı ve sınırlarını merak ediyorlar. Bu bilimin bile henüz tam anlamıyla karara varamadığı bir ihtimal hiçbir zaman karara varamayacağı çok derin bir konu. Şiirden sonraki paragrafta anlattığım öğrenme-öğretme silsilesi daha en baştan sınırları zorlarken çok çok zor gerçekleşiyor.
Bu yüzden Evrim Ağacı gibi popüler bilim markaları çok önemli.