Hiçbir zaman. İnsanlık tarihinde hiçbir teori, teori olmaktan çıkıp kanun olmamıştır ve bu, hiçbir zaman olmayacaktır da.
Ne yazık ki bu, özellikle de 1990'larda Türkiye'de modern bilime dayalı müfredat geliştirmek yerine, Amerikalı Hristiyan/evanjelist bilim karşıtlarınca şekillendirilen okul müfredatından kalma bir safsata: "Hipotezler ispatlanınca teori olur, daha da çok ispatlanıp kabul görünce kanun olur." yalanı... Bilim tarihinde böyle bir hiyerarşi hiçbir zaman var olmadı.
Dahası, bu tür bir hiyerarşiden bahsedenlerin bilimin ne olduğunu biliyor olma ihtimali sıfır; çünkü bu yalan içinde geçen 3 terimin ("hipotez", "teori", "kanun") her biri oldukça iyi tanımlanmış anlamlara sahip olgular ve o cümledeki gibi hiyerarşik bir biçimde bir araya getirilmeleri imkansız.
Olay, çok basitçe, şöyle: Bilim, gözlemle başlar. Yani doğada/evrende bizim gözlemlerimizden bağımsız olarak gerçekleşen bir süreç, bir olgu, bir "gerçek" keşfederiz. Bu, doğa yasasıdır (kimi zaman "prensip", "ilke", "kanun" da denir). Ama bir gözlem, bize sadece olan biteni söyler, gözlediğimiz şeyin neden veya nasıl o şekilde olduğunu izah etmez. Gözlemimizi açıklama için olası hipotezler ileri sürer, sonra bunları çürütmeye çalışırız. Çürütülenleri eleriz, geri kalanları birleştirerek bütüncül açıklamalar inşa ederiz. İşte bilimsel testleri geçmiş hipotezleri birleştiren ve bu yolla başta gözlediğimiz doğa yasalarını izah eden açıklamalar, "teori" dediğimiz şeylerdir. Yeryüzünde hiçbir test/deney yoktur ki bir teoriyi "teori" olmaktan çıkarıp, zaten açıklamayı başardığı şey olan "kanun" haline getirsin. Çünkü hiçbir "teori", yalın bir gözlem olmayacaktır. Bunlar, tanım gereği farklı kavramlardır.
Yani teoriler, kanunlaşan şeyler değildir. Teoriler, kanunları açıklamayı başaran bilimsel bilgi bütünleridir. Teoriler (daha doğrusu bünyelerindeki hipotezler) doğrulanır, yanlışlanır, gelişir, çürütülür ama hiçbir zaman kanun olmazlar; çünkü "teorinin kanun olması" kalıbı, anlamlı bir söz dizgesi bile değildir.
Not: Şunu vurgulamakta fayda var: Bize bu ayrımlar sanki çok önemliymiş gibi öğretiliyor ve "Evrim Teorisi" falan gibi konular bağlamında halk arasında çok fazla ön plana çıkıyor ama aslında bilim insanları bilim yaparken "Ben şimdi teori üretiyorum.", yok işte "Bir hipotez geliştirdim, hemen gidip deneyeyim." gibi şeyler söylemiyorlar, bu tür basamakların farkında bile olmuyorlar. Bu, daha ziyade bilimin üretilme biçimini sonradan incelediğinizde gördüğünüz ve belli şekillerde adlandırabileceğiniz kavramlar. Yani Newton cisimlerin yere düştüğünü fark ettiğinde "Aa ben bir yasa keşfettim." demedi. Sonra "İyisi mi ben bunu açıklayan bir hipotez geliştireyim." demedi. Bilim böyle kategorik ve teatrik bir süreç değil. Hatta o dönemde teorilerle yasalar arasındaki fark net olmadığından ve Newton'un açıklamasından daha iyisi hayal dahi edilemediğinden, uzun yıllar boyunca Newton'un gerçekte bugün "teori" diyeceğimiz açıklaması 2 asır boyunca "yasa" diye bilindi (ta ki Einstein ondan daha iyisini yapana dek). Halbuki bugünün perspektifinden baktığımızda biliyoruz ki Newton'un yerçekimi açıklaması zaten teori olmak zorundaydı; açıklamalar yasa olamazlar (yukarıda izah ettiğim üzere). Ama bu fark edildiğinde de öyle çok köklü bir fikirsel değişim yaşanmadı; çünkü bu ayrımlar bilim için o kadar da önemli değiller. Bu kavramlar anca bilim felsefesi (onun da çok giriş seviyesindeki konuları) için anlamlı olabilecek şeyler. Ek olarak, belki bilimin genel olarak nasıl çalıştığını anlamak konusunda bu terimler yol gösterici olabilir; fakat gerçek bilim üretimi içinde bu kavramlara neredeyse hiç rastlanmadığı unutulmamalı.