Bir genin çekinik ya da baskın olmasının temelinde, gen ürününün fenotip üzerinde yaptığı etki yatar. Fenotip genetik olarak belirlenmiş, gözlemleyebildiğimiz tüm fiziksel özelliklerimizdir. Saç rengimiz, kan grubumuz, varsa genetik hastalıklarımız, besinleri sindirmek için salgıladığımız enzimler ve daha birçoğu fenotipik özelliklerimizdir. Bu özelliklerin belirlenmesinde ise genlerden ifade edilen proteinlerin özellikleri etkilidir.
İnsanlar diploit canlılardır yani hücrelerimizde her bir homolog kromozomdan, biri anneden biri babadan gelmek üzere iki adet bulundururuz, ve sonuç olarak her bir genden iki çeşide yani "allele sahibiz. Bu alleller birbirinin aynısı olabileceği gibi (homozigotluk, AA ya da aa gibi şekillerde belirtilen) birbirinden farklı da olabilir (Bu durumda Aa şeklinde belirtilir.) Bu alleller arasında baskınlık ilişkisi, genden üretilen proteinin heterozigotluk durumunda, fenotipte özelliğini gösterebilmesi ile belirlenir. Örneğin, Aynı genin alleleri olan, anneden gelen tipe a, babadan gelen tipe b dersek, hücrelerde gen ifadesi sırasında a ve b allellerinin ürettiği proteinlerden a'nın ürettiğinin etkisi fenotipte görülüyor, fakat b'nin görülmüyorsa a alleli b alleline baskındır deriz. Bundan farklı bir durumda, eğer her iki farklı allel de etkisini fenotipte gösteriyorsa (kan grubunda olduğu gibi) eş baskınlıktan söz ederiz.
Alleller arasında böyle bir etkiye ise mutasyonlar yol açar. Mutasyon sonucu yeni alleller meydana gelebilir, bunlar arasında yeni baskınlık, çekiniklik ilişkisi açığa çıkabilir. Evrimsel süreçler, bir allelin baskın olup olmamasından ziyade, onun organizma için "yararına" bakar.