Daha önce benzer bir soruya vermiş olduğum cevap;
1946 yılında Auschwitz Nazi kampından kurtulmayı başaran, varoluşsal psikoterapinin babası Viktor Frankl, bu süreçte (Nazi kampında) “Yaşamak için bir “neden”i olan kişi, her türlü “nasıl”a dayanabilir” diyen Nietzche’den dayanma gücünü alır.
Fakat varoluş/amaç gibi karmaşık bir şeye; "şudur" demek doğru olmaz. Bir çok filozofun, sosyoloğun, bilim adamının bu soruya vereceği yanıt farklı olacaktır. Esasında her bireyin vereceği yanıt farklı olabilir. Varoluş/amaç bireyin kendi bireysel yaşamına yüklediği, onu ayakta tutan "şeyler" olacabileceği gibi farklı "şeyler" de olabilir. Bu noktada "bireyin değerleri, inançları, tutumları gibi " bireyi etkileyen bir çok faktör devreye girecektir. Yani her bireyin yaşamına yüklediği amaç, bu amaç doğrultusunda oluşturduğu seçimleri birbirinden oldukça farklıdır. Aynı evde yaşayan insanların dahi amaçları birbirinden farklı olabiliyorken bir insanın amacı "şu olmalıdır" diyemeyiz.
Bu konuda Victor Frankl'ın "İnsanın anlam arayışı" ve Rollo May'in "Kendini Arayan İnsan" kitaplarına göz atabilirsin. İlgini çektiği takdirde bu kitapları okuyabilirsin.