TDK'ye göre özgürlüğün tanımı; “herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, serbestlik. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine dayanarak karar verme, hürriyet.” biçimdedir.
Felsefede ise; Latince özgür anlamına gelen liber kelimesinden türeyen İngilizce liberty kavramının siyasal teoride iki şekilde ele alındığı söylenebilir. İlki, keyfi muamele, şiddet, müdahale gibi istenmeyen herhangi bir olumsuzluktan azade olmak anlamındaki negatif özgürlüktür. İkincisi de kişinin kendisine özgü kıldığı bir amacı gerçekleştirme, kendi öz-gerçekleştirimini hayata geçirmek için yeterli ve gerekli olanaklara sahip olmak anlamında pozitif özgürlük. İlki kişinin dokunulmazlığının sağlanması ile, ikincisi de kişinin kapasitesinin artırılması ile ilgilidir.
Sadece bilinçli bir şekilde davranışta bulunmak, eylemin bilerek yapılması insanın özgür olduğunu kanıtlamak için yeterli mi, yani bilerek eylemde bulunmamız irademizin de özgür olduğu anlamına gelir mi; eğer geliyorsa insanın iradesi, kararı, gönüllülüğü yok mu sayılacak? Tarih boyunca insan aklı her zeminde bu tarz soruların cevaplarını arayıp üzerinde tartışarak, özgürlüğün ne olduğu, ne olması gerektiği, bireyi neyin özgür kılacağı konusunda kavramın sınırlarını belirlemeye çalışmıştır.
Hiçbir hukuk ve siyasi sistemde sonuna kadar özgürlük yoktur. Her toplumda kişilerin mutlaka sorumluluk ve görevleri vardır. Her hukuk sisteminde suç sayılan davranışlar vardır. Özgürlük hakkı, başkalarının temel haklarına, inancına, kişiliğine, değerlerine saldırı ve hakaret izni vermez. Haklar ve sorumluluklar iç içedir. Toplumda özgürlük alanları, diğerlerinin hakları tarafından ister istemez sınırlanmaktadır. Bazı davranışlar yalnız kişiyi ilgilendirir. Zararlı ise zararı kendinedir. Ancak bazı davranışlar vardır ki başkalarını da ilgilendirir. Burada karşımıza özgürlük kısıtlaması çıkar.
Bu bağlamda, kendimce tam olarak özgür bir yaşamdan söz edilemez. Ancak insan, hayalleri ve idealleri doğrultusunda gerçekleştireceği yaşamının amacı için yaptığı olay ve olgular sırasında özgür sayılabilir. Ancak burada da kişinin gerçekleştireceği ''hayalin'' hak ve hukuksal olarak çerçeveyi taşırmamak kaydıyla yine kısıtlı olarak özgürdür diyebiliriz.
Kelimenin tam manasıyla özgür sayılabilmek için insanın tek bir birey olarak sorumluluk, hak, hukuk ve toplumdan bağımsız bir şekilde kendine bir ''dünya'' oluşturması gerek. Fakat bu mümkün değil.