Londra Üniversitesi Kraliyet Veteriner Koleji'nde çok büyük hayvanların nasıl ayakta durup hareket ettiğini inceleyen araştırmacı John Hutchinson, "Lise fizik öğretmenimin Kong'un fiziksel bir imkansızlık olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Bu temelde doğru sanırım" diyor.
Filmde Kong, çömelmiş halde yaklaşık 25 fit boyunda görünüyor. Gerçek bir gümüş sırtlı gorilin yaklaşık yedi katı. Bu boyutta, çok kaba bir tahmin bize Kong'un 20 ila 60 ton arasında bir ağırlıkta olacağını söylüyor.
Bu onun etrafta dolaşmasını oldukça zorlaştıracaktı. Hutchinson, "Kong'un kütlesini iki ayağı üzerinde destekleyeceği düşünülürse, atletik olamayacağını düşünüyorum. Hatta yavaş bir maymundan bile daha hızlı hareket edememesi muhtemel." diyor. "En kötü senaryoda, ki bu hala oldukça muhtemel, Kong ayakta bile duramayacaktır. Kong'un görünüşü temelde bir gorilinki gibi; dev bir gorilden bekleyeceğimiz şey bu değil. Boyutları, özellikle sağlamlığı bacakları, büyük bir erkek gorilinkinden çok daha aşırı olmalı."
Kong'un devasa kemikleri, ağırlığını taşıyacak kadar güçlü olabilir, ancak muhtemelen hareket etmek için yeterli kas kütlesine sahip olmayacaktır. Koşmaya, zıplamaya veya bir şeye çarpmaya çalışırsa büyük ihtimalle yere düşecektir.
İyi haber şu ki, fazla hareket etmediği sürece, Kong muhtemelen gayet iyi hayatta kalabilirdi. Zürafalar Kong ile neredeyse aynı boydadır ve vücutlarını çalıştırmaya devam edebiliyorlar. Boyun arterlerinde, kalplerinden kafalarına kadar uzun mesafe kan pompalamaya yardımcı olan elastik kan damarları ve özel valfleri vardır. Bu anatomik uzmanlıklarla donatılmış olsaydı, Kong'un büyük bir kalbi ve yüksek tansiyonu olurdu (muhtemelen bir insanınkinin yaklaşık 2,5 katı), ancak nispeten sağlıklı olurdu.
Tabii ki, böyle büyük bir vücudu bu kadar güçlü tutmak çok büyük miktarda yiyecek gerektirecektir. Kong bir memeli olduğundan, beslenme gereksinimleri oldukça zorlu olacaktır. Daha büyük hayvanlar daha düşük metabolik hızlara sahip olma eğilimindedir, ancak Kong'un her gün kamyon dolusu yiyecek tüketmesini beklemek olasıdır. Ortalama bir yetişkin erkek gorilin günde yaklaşık 50 kilo (vücut ağırlığının yaklaşık sekizde biri) yediği için, Kong'un günde en az 7.500 kilo yiyeceğe ihtiyacı olacağını tahmin edebiliriz. Bunu insan terimleriyle ifade etmek gerekirse, bu yaklaşık 6.000 marul, 15.000 Big Mac veya 65.000 Elmalı Tarta denk gelir.
Gerçek dünyada, gorillerin farklı popülasyonları çok çeşitli diyetlere sahiptir ancak yapraklara, meyvelere ve yüzlerce bitki türünün diğer kısımlarına da yönelme eğilimindedirler. Gorillerin kurt, termit ve karınca da yedikleri bilinir ancak etten uzak dururlar. Kong çok sıra dışı bir örnek olduğundan, diyetini Kafatası Adası'ndaki evinin yakınında yaşayan birçok yaratıktan bazılarını atıştırmak için uyarlaması olasıdır. Ancak ada aynı zamanda dev, mutant bitkilere de ev sahipliği yaptığından, normal bir gorille hemen hemen aynı şeyleri yediğini tahmin edebiliriz. (Sadece çok daha fazlasını.) :D
Bir ağacın altında dinlenip devasa yemeklerinden birini bitirdiğinde, Kong'un aklında muhtemelen tek bir şey kalacak: seks. Filmde Kong, bir insan oyuncu olan Anne Darrow'a aşık olur. Bu ilişki hiçbir zaman tamamlanmaz (Bariz sebeplerden dolayı. Ve insan ve hayvan arasında bir aşk bağı söz konusu olamaz.)
The College of William and Mary'de biyolojik antropolog ve profesör olan Barbara J. King, “Türler arası cinsel çekim olarak yorumlayacağım şey gerçekleşiyor” diyor. Büyük maymunların sosyal iletişimini inceliyordu ve bir keresinde üniversite dekanını laboratuvarındaki hayvanlardan biriyle tanıştırma şansına sahip oldu. "Goril grubunun dişisi ondan çok etkilendi, dudaklarını büzdü ve kafesten ona küçük hediyeler itti" diyor. "Gruptaki tek erkek olduğunu açıkça biliyordu ve ona odaklandı."
Bu yüzden Kong, genç ve güzel bir kadın için sakin bir maymun olabilir. Ama Kong sadece bir aşık değil, aynı zamanda bir savaşçı. Filmde, Darrow'ı atıştırmaya çalışan bir Tyrannosaurus Rex'i dövüyor. King, bunun tamamen goril davranışıyla uyumlu olduğunu söylüyor. "Gümüş sırtlılar, Kong gibi çok koruyucu" diyor. "Hayatlarını tehlikeye atmaya hazırlar."
Gorilin son çılgınlığı da tamamen inandırıcı. New York'a getirilen ve insan tutsakları tarafından sergilenen Kong, sonunda serbest kalır ve şehirde bir öfkeye yol açar. Goriller normalde oldukça naziktir ve gerçekten savaşmak yerine bir tehdidi korkutmak için ellerinden geleni yaparlar. Ancak King, şehirdeki bir maymunun muhtemelen öfkesini kaybedeceğini düşünüyor. “Bence [Kong] muhtemelen tamamen çıldırır ve agresifleşir” diyor. "Herhangi bir hayvan saldırıya geçer ve kaçmaya çalışır."
Bunların hepsi aptalca bir tartışma gibi görünebilir - bu sadece bir film, değil mi? Ama kurgusal canavarlardan bir şeyler öğrenebiliriz. Royal Veterinary College'dan Hutchinson, "Orijinal Kong, soyu tükenmiş olanlar da dahil olmak üzere büyük hayvanları incelemek için biyomekaniği kullanan bir kişi olmak istememe yardımcı oldu" diyor. Tabii ki bu bir eğlence, bilim değil. Ama bu kadar büyük hayvanların gerçek dünyada nasıl çalışacağı hakkında bilimsel olarak spekülasyon yapmak ve bunları araştırmak benim açımdan çok eğlenceliydi!
İyi okumalar!
Kaynaklar
- D. M. Ewalt. The Biology Of King Kong. (12 Aralık 2005). Alındığı Tarih: 14 Ağustos 2021. Alındığı Yer: Forbes | Arşiv Bağlantısı