Burada şöyle bir kanun işler. Kendini iyileştirecek olan, kişinin kendisidir. Ancak, kendisine dışarıdan - gözlemci olarak bakmakta zorlanmaktadır. Kişiye dinletilen ses, bireyi parasempatik sisteme geçirir. Kişi sese odaklandığı için bilinç bir süreliğine eski yoğunluğunu bırakır. İşte tamir, sempatik sistemden çıkmakla mümkün zaten. Ses sadece araç. Parasempatik sisteme giren birey tamir mekanizmalarını çalıştırmış olur bilmeden.
Eski kültürlerde boşuna su sesi, kuş sesi dinletilmiyordu. Yoga nın modern tıbba girmesi, bizim onu ölçebilmemizle mümkün olabildi. Bilimsel bakış açısı tutucu ve kapalı (öyle olmak durumunda malesef ki) olduğu için, kendi yöntemlerine uymayan her durumu doğrudan yok sayabilmekte. Bu yüzden tek doğru olmadığını, tek bakış açısının doğruyu ıskalayacağını bilerek bakmak gerekir. Her yönden düşünebilmek (disiplinlerarası), analiz etmek esas olan.