Okuduğum farkli kaynaklarda, insan bilincin bilgisayarlara aktarılmaya çalışıldığı söyleniyor. Belki bir gün gerçekten olacak. Beraberinde pek çok soru da getirmiyor degil akla. . Corona virüsün devam ettiğini varsayalım. Hatta daha ötesi? Iklim değişikliği yuzunden pek çok ve daha oldurucu virüslerin türediğini, ve birilerinin bilinci b. Sayara aktarmayı başardığını? Kabul eder miydiniz? Yada hic ölmemek icin aktarır miydiniz?
Posthümanist dalga bu tip değişik manifestasyonlarla karşımıza çıkıyor.
Arkaik dönemlerdegi döngüsel bir yaşam anlayışı varken (bahar, yaz ve kış ile beraber ölüm ve yine ilkbahar yani doğumla devam eden bir döngüsellik),
Yerleşik düzenin getirdiği çizgisel zaman anlayışı ile tarih, kişisel tarih (doğum günü, yaş), ailelerin tarihi (akrabalık, ağalık, saltanata kadar varan bir ilerleme) gibi mevhumlar oluştu.
Bunların ardından da Aydınlanma ile birlikte insanı merkeze koyan birey, vatandaşlık, ülkü birliği gibi hedeflerde birleşen modern insan çıktı ortaya. Ta ki 1. ve 2. Dünya Savaşları ile bu hedefler de hayalkırıklığı ile sonuçlanana kadar. Bunu post-modern dönem izlemekte. Bu post-modern dönemde insan merkezcilik yıkılmaya başladı ve yeni hedefler aranıyor diyebiliriz.
Posthümanist ütopyalar insanı robotikleştirme, robot, yarı robot ve robotlarla gerçekleştirilmiş bir uzaya açılma (kaçış) üzerinden gidiyor.
Bilincimi bir bilgisayara yüklemeyi isterim. Ama bu bilincimin o anki hali olur ve orada donup kalır muhtemelen. Anlamlandırmak ancak yine canlı/çalışan beyne kalır. Ama tecrübe etmek isterim, belki öngöremediğim yeni deneyimlere kapı da açabilir.
Bu soru, çok uzak bir ufuk bence. Bundan önce, an azından şu an için daha fazla anlam sunan soru şu: Beyninizi, yapay bir bedene aktarır mıydınız?
Beynimizde, bedenimizi yöneten çok sayıda bölge var. Motor becerileri, el ayak vücut hareketleri, sinir uçlarından gelen sinyalleri algılayıp yorumlayan, sıcak, soğuk, yumuşak, sert gibi algıları hisseden bölgeler. Cinsel algılar, duygusal algılar vs. Bir bedenin söz konusu olmadığı bir durumda beynin tüm bu beceri ve fonksiyonları boşa çıkacaktır. Bugün için dokunmak, hissetmek, yürümek, koşmak, yüzmek, zıplamak, yorulmak, üşümek vs. gibi hal ve eylemler ihtiyaç duyduğumuz şeyler. O nedenle tamamen soyut bir varlık olarak kabul edilebilecek zihnin, tamamen sanal bir ortama aktarılması, bugünkü evrimsel durumumuza göre hiç de tercih edilesi olmaz. Ama dediğim gibi, yapay beden, çok daha önce karşımıza gelecek bir soru. Tamamen etten oluşan beynimizi, bedenimizden çıkarıp, et bedenden çok daha güçlü, hastalanmaz, yüksek ve düşük sıcaklıklara dayanıklı, yorulmaz, yaralanmaz bir bedene aktarır mıydık?