Posthümanist dalga bu tip değişik manifestasyonlarla karşımıza çıkıyor.
Arkaik dönemlerdegi döngüsel bir yaşam anlayışı varken (bahar, yaz ve kış ile beraber ölüm ve yine ilkbahar yani doğumla devam eden bir döngüsellik),
Yerleşik düzenin getirdiği çizgisel zaman anlayışı ile tarih, kişisel tarih (doğum günü, yaş), ailelerin tarihi (akrabalık, ağalık, saltanata kadar varan bir ilerleme) gibi mevhumlar oluştu.
Bunların ardından da Aydınlanma ile birlikte insanı merkeze koyan birey, vatandaşlık, ülkü birliği gibi hedeflerde birleşen modern insan çıktı ortaya. Ta ki 1. ve 2. Dünya Savaşları ile bu hedefler de hayalkırıklığı ile sonuçlanana kadar. Bunu post-modern dönem izlemekte. Bu post-modern dönemde insan merkezcilik yıkılmaya başladı ve yeni hedefler aranıyor diyebiliriz.
Posthümanist ütopyalar insanı robotikleştirme, robot, yarı robot ve robotlarla gerçekleştirilmiş bir uzaya açılma (kaçış) üzerinden gidiyor.
Bilincimi bir bilgisayara yüklemeyi isterim. Ama bu bilincimin o anki hali olur ve orada donup kalır muhtemelen. Anlamlandırmak ancak yine canlı/çalışan beyne kalır. Ama tecrübe etmek isterim, belki öngöremediğim yeni deneyimlere kapı da açabilir.