KURBAN OLDUĞUM!
1. Psikoloğa gitmeye son ver. Çünkü onlar bu konuda senin derdine çare olamazlar. Nedeni ise; bu durumu klasik kaygı üzerinden ve tüm müsebbiplerinden yalıtmaları. Müzmin ülkem insanı misali. (Kusura baksınlar)
2. Sakın rehberlik servisine gitme. Çünkü büyük çoğunluğunun rehberliğe ihtiyacı var. Nedeni aynı neden: Mekanikler ve olay ve olguları bir bütünün parçası değil de havada asılı yekpare bir durum olarak değerlendire değerlendire asli işlerini ve okulda bu konularda tek yetkili olduklarını unutup memurluğa biat etmişler. (Kusura baksınlar)
3. Ailene, otuz yıllık bir öğretmenin senin bu soruna bu cevabı verdiğini ve ismi, adresi, yeri belli olan bu öğretmeni istedikleri zaman şikayet edebileceklerini mutlaka bildir.
4. Eğitimin; seni geleceğe hazırlayan, seni kendi ayakları üzerinde ve hiç kimseye ihtiyaç duymadan durabilecek yetilerle donatan, donatması gereken bir süreç olduğunu unutmadan, aksini yapanın sana iyilik etmediğini hiçbir zaman unutma.
5. Senin, bir kuyunun dibinde saklı bir cevher olduğunu fark etmeyenin, bu cevheri çıkarıp özünü bozmadan işlemesi gerektiğinin farkına varmayanın, aksine seni boş ve doldurulması gereken bir kuyu olarak algılayıp ha bire taş ile dolduranın öğretmen olmadığını bil.
6. Ve fakat yılma…
Hayat okuldan ibaret değildir ve okul dört duvardan… Seni her ne kadar bir yarış atına çevirip, dayanışman gereken dostlarından uzaklaştırsalar da diren ve bunun tersini yap, dayanış…
Seni her ne kadar sınavla , deneme ile sınayıp bir yere oturtmaya kalkışsalar da boyun eğme ve “ben denek değilim” diyerek itirazını haykır.
Ve fakaaaat…
Doğru olanı da ve bu doğru olan yol ile daha kolay ve daha insancıl mesafe alınabileceğini de ispat yükü senindir.
İddiam odur ki; kendini bilen, öğrenmeyi bir gereklilik sayarak aşk ile bezeyen ve okul ile yetinmeyen, araştıran, soran, soruşturan ve en önemlisi okuyan ve yazan bir zihnin ve beynin aşamayacağı engel yoktur. Sana dayatılan ilkel denemeler ve yazılılar dahil.
İşe yaramaz ise, adım, soyadım, yerim, adresim bellidir. Sen de şikayet edebilirsin. Sevgiyle…
EK: Ana ve Baba içindir…MUTLAKA OKUSUNLAR...
Çocuktan Anne Babaya Mektup - Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:
Deneme ile öğrenirim. Bana oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşılarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her işimde, koruyup kollamaya çalışmayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Kendi işimi kendim görmeye alıştırın. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?
Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor.
Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.
Beni dinleyin. Öğrenmeye en yakın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve açık olsun.
Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi izler bırakır. “Ben senin yaşında iken...” diye başlayan sözleri hep kulak ardına atarım.
Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Beni, korkutup sinirlendirerek, suçluluk duygusu aşılayarak usandırmaya çalışmayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.
Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Başarmam için beni destekleyin. Hiç değilse çabamı övün. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.
Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın, yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunalttığım sırada bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben sizi yabancıların yanında güç durumlara düşürebilirim.
Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha çok yakınlaştırır.
Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.
Biliyorum arasıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdiklerinizin yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler size çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarılmasın.
Benden “örnek çocuk” olmamı beklemezseniz, ben de sizden kusursuz ana baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter.
Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim!
Sevgiler
Kaynaklar
- Atalay Yörükoğlu. (2023). Değişen Toplumda Aile Ve Çocuk. Yayınevi: İnkılap Kitabevi. sf: 286.
- Vasili Suhomlinski. (2003). Eğitim Üzerine. Yayınevi: Sorun Yayınları. sf: 208.
- Doğan Cüceloğlu. (1996). İnsan Ve Davranışı Psikolojinin Temel Kavramları. Yayınevi: Remzi Kitabevi. sf: 591.
- ANTON S. MAKARENKO. (2010). Yaşam Yolu 1. Yayınevi: Payel Yayınları. sf: 468.
- Makarenko. (2008). Eğitbilimsel Görüşleri, Yaşam Öyküsü-Anı Ve Notları. Yayınevi: Sorun Yayınları. sf: 160.