Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Furkan Amasian
Furkan Amasian
2,077 UP
Üye
7

Bazı toplumlar insanlar neden bilimden nefret eder?

Bazı insanlar bilim insanlarını nedensiz yere aşağılar cehaleti överler , bilimsel konuşmalar duyunca rahatsız olurlar . Bunun mantıklı bir sebebi var mı ?
577 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
1 Cevap
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

İnsanlar bir süpernovanın patlama dinamiklerinin detaylarından söz edildiğinde bilime hayrandırlar; çünkü süpernova gibi bir konuda statükonun değişme riski büyük bir tehdit değildir. Kişiler, kendilerini korunmuş ve mutlak hissettikleri güven balonlarının dışına çıkmak zorunda değillerdir. Süpernova şöyle veya böyle patlamış, şu kadar veya bu kadar sürmüş, şu veya bu sonuç olmuş, onları pek ilgilendirmez. Dolayısıyla ilgileri, bu bilgilerin ne kadar baş döndürücü olduğu ile ilgilidir. Belki bu olayların muhteşemliklerinden kendi inanç ve önyargılarına malzeme bile çıkarabilirler! Fakat bir süpernovanın patlama biçimi, politikayı veya varsayılan dini görüşümüzü etkilemeyecektir. Bu nedenle hayranlık-temelli bir ilgi beslemekte sakınca yoktur.

Fakat iş klimatoloji (iklimbilim) veya evrimsel biyoloji (evrim) gibi alanlara geldiğinde, işler değişir. Bu alandaki bilim insanları, süpernovaları araştıran kozmologların kullandığı yöntemlerin aynısını kullanırlar. Aynı metodolojiyi takip ederler, aynı standartlara tabidirler, aynı mekanizmaların parçasıdırlar. Ancak bu alandan gelen verilerin toplumda yarattığı etki bambaşkadır. Çünkü klimatoloji, enerji üretim yöntemlerimizle ilgili politikaları şekillendirir. Evrimsel biyoloji, insanlığın var oluşsal kökenleriyle ilgili inançlarımızı şekillendirir. Bu olduğunda, ola ki diğer bilgi türlerini bilimin önüne geçiren bir ekolün parçasıysanız, kırmızı çizgiler aşılmış demektir. Artık mantığa yer yoktur. Duygular hükmedecektir!

Tüm Reklamları Kapat

Bu, açık bir şekilde statükonun, yani halihazırda var olanın değişecek olmasına verilen içgüdüsel bir tepkidir. Kimi insan değişime daha açıktır ve bunu gelişimin bir parçası olarak görür. Kimisi için "gelişmek için değişmek" sadece laftadır; sohbet ederken öğrenmeye ve değişime ne kadar açık olduklarını söylerler ancak iş pratiğe geldiğinde bunu yapmazlar. Bazıları muhafazakardır, yani var olanı muhafaza etmek isterler; bu kişiler için bir işin en doğrusu, şu anda işleyen olmalıdır. Bazı insanlar ise düpedüz gericidir; yani gerinin, eskide olanın daha iyi olduğuna inanırlar. Bu ölçeğin neresinde yer aldığınız, bilimden gelen veriler hayatlarımızı değiştirme potansiyeline sahip olduğunda bilime ne kadar sıcak yaklaşacağınızı da dikte etmektedir.

Dini inançlara ve hatta siyasi pozisyonlarımıza deneysel verilerden yola çıkarak ulaşmayız. Dolayısıyla bu tarz konularda bilim insanlarının alışageldiği bilimsel münazara kuralları geçersiz hale gelir. Karşı tarafı veri ile ikna edemezsiniz; çünkü karşınızdaki kişi bulunduğu pozisyonu objektif veriler ışığında edinmemiştir.

Tüm Reklamları Kapat

İşin bir de imaj problemi bulunmaktadır: Din ve politika gibi çok daha öznel (bireyden bireye değişebilen) alanlardaki tartışmalara bilim gibi nesnel (bireyden bireye değişmeyen ya da çok daha az değişen) alanlardan gelen veriler, tartışmaları alevlendirebilmektedir. Bir tartışmaya veri ve kanıtlarla giren biri, otomatik olarak daha zeki ve üstün gözükecektir. Kimse böyle bir durumda kalıp, aptal gibi gözükmek istemez. İşte bu durumda duygular ortaya çıkar; çünkü fikirsel, nesnel ve objektif olarak alt edilemeyen argümanları alt etmenin en iyi yolu, öfke, tehdit, aşağılama, alaya alma gibi duygusal yöntemler kullanarak geçiştirmektir.

Bu durumda sormak gerekir: Akıl, mantık ve verinin hiçbir zaman bir parça olmadığı bir durumda; akıl, mantık ve veri kullanarak gerçeklere nasıl ulaşabiliriz?

İşte bilim insanlarının veya bilimseverlerin çoğu zaman zorlandığı nokta budur. Karşınızdaki kişi gerçeğe ulaşma amacını gütmezken, siz veri ve bilimsel gerçekleri sunduğunuzda, bu veri ve bilimsel gerçekler kişinin zihnine ulaşmaz. Karşı tarafın amacı, veriler kendisine ulaştıkça onları çarpıtmanın, altını oymanın, görmezden gelmenin bir yolunu bulmaktır. Hatta bu kişiler, daha da ileri giderek tartışmaya bol miktarda hatalı veri, hatalı bilgi, uydurma iddia saçarlar, böylece sizin veri-odaklı argümanlarınız bulanık ve çamurlu su içinde kayboluverir. Yani bu tarz tartışmalarda niyet/amaç problemi de bulunmaktadır. Bu problem, belki de diğer tümünden daha büyük bir sorundur!

Halk ile iletişim kurma veya eşit olmayan zeminde tartışmaya girme konusunda eğitimi veya deneyimi olmayan bir bilim insanının böyle bir tartışmadan zaferle (yani karşı tarafı gerçeğe ikna etmekle) çıkması neredeyse imkansızdır. Bilim insanları bir tartışmanın bütüncül olmasını isterler. Bilim, kendisinden önce gelen verilere dayanarak inşa edilir ve bu veriler (ve o verilere yönelik asırlar boyu süren araştırmalar) görmezden gelinerek, sadece son ürünle ilgili yarım yamalak bilgilerden yola çıkarak geliştirilen argümanlarla ilerleme sağlanamaz. Dolayısıyla bilim insanları tartışmalarda karşı tarafa arka plan bilgisi de kazandırmaya çalışırlar; ancak bu, karşı tarafın öğrenmeye niyetli olduğu bir konu değildir!

Bunu bilimden anlayan kişilerin, anlamayan kişilerle girdikleri tartışmalarda görebilirsiniz: Bir taraf, durmaksızın aklına gelen ilk şeyi gerçekmiş gibi sunarken, bilim insanı bu noktaların her birini tek tek analiz etmeye, doğruysa doğru olduğunu, yanlışsa neden yanlış olduğunu anlatmaya çalışırlar. Bu süreçte veriler, makaleler, araştırmalar sunarlar. Bu, aşırı yorucu, çok uzun zaman alan ve her bir kaynağın tek tek zaman ayrılarak incelenmesini gerektiren bir durumdur. Gündelik bir tartışmada bunların yapılması için hiçbir zaman yeterince vakit bulunmaz. İşin kötü tarafı, karşı taraf sizin kanıtlarınız ve verilerinizle dürüstçe ilgilenmemektedir! Amaç laf sokmak, kötü göstermek, üstünlük kurmaktır. Duyguları, mantığa üstün getirmektir. Zaten bu nedenle sürekli lafınız kesilir, cümleleriniz yarıda kalır, fikirlerinizi tam olarak karşı tarafa aktaramazsınız.

347 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Ç. M. Bakırcı. İnsanlar Bilimsel Gerçeklerle Yüzleştirildiklerinde Neden Savunmaya Geçerler?. (11 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 30 Aralık 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close