Acı, çoğu zaman hayat kurtarıcıdır. “Ağrı yoksa kazanım yok” deriz ya, aslında vücudumuz acı hissi sayesinde bize uyarılar gönderir. Elinizi sıcak bir tavaya dokundurduğunuzda ani bir çekilme hissedersiniz. Bu, sinir sistemimizin acıyı algılayıp beynimize “Tehlike var!” sinyali göndermesiyle gerçekleşir. Ancak dünyada bazı insanlar var ki, bu sinyalleri asla alamazlar. Bilimsel olarak "konjenital ağrı duyarsızlığı" (congenital insensitivity to pain, CIP) denilen bu durum, acı hissetmemek gibi oldukça sıra dışı ve gizemli bir durumla sonuçlanır.
Bu insanlar, kırık kemiklerden yandıklarına kadar pek çok durumu fark etmeden yaşayabilirler. Acı hissetmemek kulağa bir süper güç gibi gelse de, aslında çok tehlikeli bir durum. Zira acıyı hissetmeyen biri, vücuduna zarar verdiğinde bunu fark edemediğinden, yaralanmaları fark etmekte gecikebilir veya kendini tehlikeli durumlarda koruyamayabilir. Örneğin, çocuklar bu duruma sahip olduklarında düşüp dizlerini yaraladıklarında ağrı hissetmezler, bu da aslında onların, vücutlarına verdikleri zararı önemsememelerine yol açar.
Bu durumun sebebi ise genetik bir mutasyondan kaynaklanır. Özellikle SCN9A genindeki bir mutasyon, sinir sistemimizdeki belirli iyon kanallarının düzgün çalışmamasına yol açar. Bu gen, sinir hücrelerinin elektriksel sinyaller oluşturmasına yardımcı olur ve ağrı sinyallerinin beyine ulaşmasını sağlar. Ancak SCN9A genindeki mutasyon, bu sinyallerin iletilmesini engeller ve sonuç olarak bu kişiler acı hissetmez.
Tedaviye gelince, acı hissi yokluğunu düzeltmek, sanıldığı kadar basit değil. Genetik kaynaklı bir durum olduğu için, doğrudan bu geni değiştirmek veya düzgün çalışmayan iyon kanallarını onarmak gibi bir çözüm henüz bulunmuş değil. Genetik mühendislik bu konuda umut vadediyor olsa da, bugün için acı hissini geri getirmek mümkün değil. Bu nedenle, bu duruma sahip bireylerin hayatlarında ekstra dikkatli olmaları, yaralanmalardan kaçınmak için özel önlemler almaları gerekiyor. Örneğin, sıcak nesnelere dokunmaktan kaçınmaları veya herhangi bir yaralanmada, ağrı hissetmeseler bile hemen tıbbi yardım almaları önemlidir.
Acıya duyarsız olmak, insanların ağrıya karşı nasıl bir savunma sistemi geliştirdiklerini düşünmemizi sağlıyor. Acı, sevilmeyen bir duygu olabilir; fakat aynı zamanda vücudun “kötü bir şeyler oluyor, dikkat et!” demesidir. Acıyı hissetmemenin bedeli ise, bir dizi tehlike ve farkında olmadan yaşanan yaralanmalardır. Belki de acının, hayatımızın bir parçası olarak yerinde durması, düşündüğümüzden çok daha büyük bir nimettir.[1][2][3][4]
Kaynaklar
-
Y. Yang, et al. (2004). Mutations In Scn9A, Encoding A Sodium Channel Alpha Subunit, In Patients With Primary Erythermalgia. Journal of Medical Genetics, sf: 171-174. doi: 10.1136/jmg.2003.012153. | Arşiv Bağlantısı
-
J. N. Wood. (2020). The Oxford Handbook Of The Neurobiology Of Pain (Oxford Handbooks). ISBN: 9780190860509.
-
I. Drissi, et al. (2020). Understanding The Genetic Basis Of Congenital Insensitivity To Pain. British Medical Bulletin, sf: 65-78. doi: 10.1093/bmb/ldaa003. | Arşiv Bağlantısı
-
A. Dormer, et al. (2023). A Review Of The Therapeutic Targeting Of Scn9A And Nav1.7 For Pain Relief In Current Human Clinical Trials. Journal of Pain Research, sf: 1487-1498. doi: 10.2147/JPR.S388896. | Arşiv Bağlantısı