Batının gelişmesinin başlangıcı Rönesans dönemine dayanır. Bu dönemde çoğunlukla doğudan aktarılan bilgi doğu ile aradaki farkı kapatmıştır. Bu dönemde Ortadoğu ve Uzakdoğu yüzlerce yıllık üstünlüklerinden dolayı rehavete kapılıp batıdaki yenilikleri önemsememiştir. Ancak asıl büyük değişim Amerika'nın keşfi ile gerçekleşmiştir. Bu batıya yeni bir zenginlik kaynağı sunmuş, çoğunlukla pek de hoş olmayan yollarla elde edilen bu zenginlik teknolojik gelişmeleri ve kalkınmayı hızlandırmıştır. Afrika'nın sömürgeleştirilmesi ve Dünya çapında ticaretin kontrol altına alınmasıyla da zenginlik katlanarak artmıştır. Orta doğu belli bir oranda konumu yüzünden bu gelişmelerden geri kalırken Uzakdoğu artık büyük avantajlara sahip batı ile rekabet edememiş, sonunda o da sömürgeleştirilmiştir. Japonya durumun farkına varıp hızlı bir modernizasyona gitse de ikinci dünya savaşını kaybetmesi ile büyük bir oyuncu olma şansını kaybetmiştir. Günümüzde gelişmiş Uzakdoğu ülkeleri bunu batının yaptığı yatırımlara borçludur. Ki bu yatırımlar çoğu zaman yanında "Amerikan üstleri barındırma" gibi koşullarla gelmiştir.