Bu tür sorularda "Olabilir mi?" diye sormak, konuya gereksiz bir önem verilmesine sebep oluyor. Bir şeyin varlığına yönelik kanıt olmaması, doğrudan onların olmasının imkansız olduğunu göstermediği için cevap her seferinde "Olabilir, bilmiyoruz." olur.
Bu durumu İstediğiniz her türlü çılgın fikre uydurabilirsiniz. "Evrenimizi kedilere benzeyen ve her patisinde tekerlek bulunan varlıklar, bizimle beslenmek için oluşturmuş olabilir mi?" diye sordunuz diyelim. Elimizde bunun olamayacağını da olduğunu da gösteren bir veri yok. Bu yüzden buna da cevap "Olabilir." olacak.
Soru, ilgili konu özelinde sorulduğu için de cevabı okuyan kişi, sonsuz fantastik fikir ile aynı seviyede olan fikre daha fazla önem verildiğini sanacak. Bu hataya cehalete başvurma safsatası diyoruz. Varlığa yönelik bir iddia ortaya attığınızda iddia sahibi o iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür, elbette kanıtlama yolu herkese açıktır. Böyle olağanüstü iddialar için olağanüstü miktarda kanıt sunulmadığı sürece iddia yoksayılır. Dolayısı ile "Olabilir mi?" diye sormak yerine "Buna yönelik veriler, bulgular, kanıtlar nelerdir?" diye sormak kişileri doğru yönlendirme açısından daha faydalı olacaktır. Hiçbir veri, bulgu, kanıt olmadığı takdirde soru, "Konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?" sorusuna dönüşüyor.