Merhabalar. Blog yazısı bana ait. Gustave Le Bon’un “Kitlelerin Psikolojisi” isimli kitabını inceledikten sonra bu sonuca vardım. 100 yıl önce yaşamış olmasına rağmen günümüzde de hala geçerli olan çıkarımlar yapmıştır. Onların çıkarımlarından bazılarını olabildiğince sade bir şekilde aktarmaya çalıştım. Liberal ahlakını ve aşırı serbestliği “kanunların en kötüsü” olarak tanımlamıştır ve liberal sistemdeki devletin güçsüz olduğunu, bu güçsüzlüğün kanunları daha kırılgan hale soktuğunu anlatmıştır.
Sizin sorunuzu görünce blog yazımın ilgili bölümünü tekrar okudum ve anlatım hatası yaptığımı kabul ediyorum. Yani gerçekten de Amerika’daki suçların fazla olmasını sadece buna bağlayamayız. En kısa sürede bu hatayı düzelteceğim. Amerika’nın en ahlaksız ülke olduğunu yazmadım ya da bunu iddia etmedim. Ama genel olarak dünyaya baktığımızda suç oranlarının en fazla olduğu ülkelerde ya savaş var, ya aşırı fakirlik var. Amerika’nın suç oranının yüksek olmasının sebeplerinden biri devletin güçsüz olması geliyor. Sebebi:
Devlet kontrolünde olmayan piyasalarda yalan bilgi yaymak ve manipüle etmek suç sayılsa da birçok şirketin yaptığı bir durumdur. Ve çoğu zaman çok fazla üzerine gidilmediği sürece haksız kazanç sağladığı gibi cezasız da kalabiliyor. Mesela Theranos olayını hatırlayın, Elizabeth Holmes yalan bilgi ile milyarder olmuş, yüzlerce belki binlerce insanın sağlığıyla oynamıştır. 20 yıllık bir tiyatro oyunundan sonra uzun süren soruşturmalardan sonra yalanları ortaya çıkmış ve sadece 10 yıl hapis cezası almıştır. Buna benzer bir sürü şirket yalanları, dolandırıcılıkları mevcut. İş işten geçtikten sonra ancak devlet müdahale edilebiliyor.
Bunun dışında vergi kaçakçılığı ya da yalan beyanlarla zengin iş adamlarının devlete vermeleri gereken parayı vermedikleri de bir gerçektir. Buna yalan beyan ile vergi vermemek, kaçak işçi çalıştırmak, doğru olmayan kesintiler hepsi dâhil. IRS'nin 2019 tarihli bir raporuna göre, Amerika Birleşik Devletleri vergi açığının (borç edilen vergiler ile ödenen vergiler arasındaki farkın) yaklaşık %15'i olduğu tahmin ediliyor. Mesela (Amerika kadar kapitalist olmayan ama liberal olan) İngiltere, vergi kurumu HM Revenue & Customs (HMRC) 2019’da yılında hazırlanan raporunda, vergi açığının 2018-19 yılı için vergi yükümlülüklerinin %4,7'sini temsil ettiğini tahmin ediyor. Bu oran Amerika’da 3 katından da daha fazladır.
Gene aynı şekilde rüşvet oranlarına baktığımız zaman da Amerika’nın çok da güzel bir oranı olmadığını görüyoruz. Mesela Yolsuzluk Algı Endeksi ( CPI ) Amerika’nın puanı İngiltere’nin oranından 10 puan aşağı olduğunu görüyoruz. Avrupa’nın ortalamasından daha kötü durumda... En bilinen olayı ise eğitim sisteminde “Varsity Blues skandalı” ile zenginlerin rüşvetleri ile çocuklarını iyi okullara haksız şekilde yazdırması olayı ki cezaları da bir o kadar düşük oldu.
Bu tarz bir sürü elimde veri olunca ve Avrupa ile kıyaslanınca görebiliyoruz ki devlet piyasadan elini çekince ve her şey büyük şirketlerin istekleri doğrultusunda olunca suçlar kaçınılmaz şekilde artıyor. Devlet piyasaya karışsa evet hareketlilik belki düşer ama bu tarz sahtekârlıklarda da düşüşler olur. Yani olağan üstü rekabetlerin döndüğü ortam bir de serbest bırakılıyorsa insanlar para için her yolu denediği bir ortam oluşuyor. Ayrıca bu yukarıda yazdığım örneklerde, içerden insanların vicdan azabı çekip itiraf etmesi sonucu ceza almış olaylar var. Buz dağının görünmeyen kısmının ne derece büyük olduğunu kimse bilmiyor.
Mahkûmların fazla olması kanunların başarıyla uygulandığını göstermez. İnsan doğasını tahmin etmek konusunda liberallerin feci şekilde yanıldıklarını düşünüyorum. O yazdığım yerde anlatmak istediğim hikâye, detletin gücünü azalttıkça suç sayısının artması ve Avrupa gibi karma ekonomiler yani devletin o kadarda güçsüz olmadığı ülkelerle kıyaslama yapmak. Daha kapitalist olan Amerika’nın suçlu sayısının fazla olması elbette onu daha ahlaksız ya da kanunlarını daha çalışır yapmaz. Sadece mahkûm sayısı ile herhangi bir şey ölçülemez, o konuda yanıldığımı kabul ediyorum. Burada vermek istediğim mesaj Amerika’nın sisteminde, bu kadar “serbestçi” olması onun suç işlemeye daha müsait bir ortam yaratmasına sonuç açtığını düşünüyorum. Adalet sisteminin tek amacı ceza vermek değildir. Suç işlenmesini olabildiğince önlemek ve kurallarına uygun bir ortam yaratmaktır. Kapitalist sistemin zayıf yönlerini anlatırken de bu yönden zayıf olduğunu anlatmaya çalıştım. İnsan sevgisinden yoksun her türlü para kazanma aracının yarardan ziyade zarar getireceğine inanıyorum. Yazdığım yazıdaki hatamı gösterdiğiniz için teşekkür ederim, bundan sonraki yazılarımda böyle hatalar yapmaktan kaçınacağım.