Hiç bir bireysel amaç, ona ulaşmak için her yolu haklı çıkaramaz.
İnsanlığın ulaştığı noktada, binlerce yıllık birikimle belirli bir noktaya gelmiş olan medeniyetimizde, tüm dünyanın ortak olarak kabul ettiği ahlaki değerler vardır. Elbette bunlar istisnai zaman ve örneklerde ihlal ediliyor olabilir ama bu ihlaller, bu değerlerin haksız, gereksiz hatta anlamsız olduğu anlamına gelmez, onları ihlal edenlerin bozuk ahlaklı kişiler, yönetimler ve sistemler olduğunu gösterir. Örneğin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi. Köleliğin kaldırılması. Çocuk tacizi. Sanatın evrenselliği ve değeri. Doğanın korunması gerekliliği ve nesli tükenen canlıların korunması. Daha bir çok sayılabilir. Atıyorum, bir kişi zengin olmak için çocuğunu satıyorsa bu dünyanın hiç bir yerinde normal ve haklı bir tercih olarak görülmez. Ülkesinin monarşi ile yönetilmesini isteyen biri demokratları öldüremez. Bu da yanlış bir yoldur. Çocuklardan tahrik olan biri "ben de böyleyim, ne yapayım?" deyip bir çocuğa cinsel niyetle yaklaşamaz. Köleliğin geri gelmesi gerektiğini düşünen biri pek aciz bir insana para verip onu insan haklarına aykırı biçimde çalıştıramaz. Geçinmek için uyuşturucu satan biri bunun haklı bir tercih olduğunu iddia edemez.
Bunların her biri dünyada yok mu? Var. Bundan sonra da var olacak ne yazık ki. Ama hepsi de ahlaksızca tercihler. Ki zaten bu tercihleri yapan kişilerin oranı çok ama çok düşüktür. Belirli bir "yarı bozuk ahlaklı" kişi de bu kötü örneklerden güç alıp ahlaksızca tercihlere yönelir bazen. Ama hepsi de aynı kapıya çıkar. Amaca ilerlemek için evrensel değerleri yok saymak insanlığı yok oluşa götürecek bir yöntemdir ki zaten geçmişte bunun onlarca örneği var. Belki de sırf bu yüzden insanlığın nesli, yer yüzündeki varlığı tükenecek. Ahlaki değerlerini kaybedeceği için sürükleneceği nokta nedeni ile. Buradaki "ahlak" vurgusu da yukarıda söylediğim evrensel değerler bağlamında. Herhangi bir dinin, inanışın, toplumun, kültürün ahlakı değil. Evrensel ahlak.