Bir yüzük kullanarak cinsiyeti tespit etmenin hiçbir yolu yoktur; bu tamamen "kocakarı masalı" olarak tabir edilen halk efsanesinden ibarettir.
Her şeyden önce, bir cismin hareket ettirilebilmesi için üzerine bir kuvvet uygulanması gerekir. Eğer ki hareket temas olmaksızın yaşanıyorsa, bu kuvvet ya kütleçekim kuvveti ya da elektromanyetik kuvvet yoluyla aktarılmak zorundadır:
- Dünya gibi devasa bir gök cisminin civarındaki ufak cisimlerin kütleçekimi göz ardı edilebilecek kadar küçüktür (zaten annenin kendi kütleçekimi, bebeğinkinden veya yüzüğünkinden çok daha büyük olacaktır).
- Dolayısıyla geriye sadece elektromanyetizma kalmaktadır. Bebek cinsiyeti, elektromanyetik alanda anlamlı bir değişim yaratmamaktadır; eğer yaratsaydı insanları bu şekilde cinsiyetlere ayırmamız mümkün olurdu (ama değil).
İkincisi, eğer böyle bir yöntem olsaydı, zaten tıp dahilinde kullanılıyor olurdu. Şu anda var olan tıbbi yöntemlere neden "bilim" diyoruz da böylesi güya "çalışan" bir yöntemi bilime dahil etmeyelim? Bunun tek mantıklı açıklaması var: Yöntem çalışmıyor.
İnsanların bu tip zırvaların çalıştığına inanmasının 2 temel nedeni var:
- Tahmin etmeye çalışılan şeyin %50 ("ya erkek ya kız") gibi çok büyük bir ihtimalle ikiye ayrılıyor olması: Eğer 2 değil de 3000 cinsiyet olsaydı, böyle zırvalar gelişemezdi, çünkü kafadan uydurduğunuz şeyin tutma ihtimali %50 değil, %0.033 olacaktı ve hiç tutturamayacağınız için kimse sizi ciddiye almayacaktı.
- İnanma ihtiyacından doğan algıda seçicilik: Bu tür şeylere inanan insanlar gerçeğe değer veren veya sistemli bir şekilde gerçekleri ortaya çıkarma donanımına sahip insanlar değiller. Daha ziyade, doğanın gizemli/anlaşılmaz güçlerce işlediğine inanan sıradan (ve yanılan) insanlar. Bu insanların mucizelere inanma ihtiyacı, gözlerinin önündeki verileri kasten (yanlı bir şekilde) ayıklamalarına neden oluyor.
Böylesi bir şeyi test etmek çok kolay: 1 tane değil, 1000 tane hamile kadın alırsınız, yüzük testini yaparsınız, sonrasında doğum çizelgesiyle kıyaslarsınız. Yüzük testinin doğruluk payını hesaplarsınız. Bunu yaptığınızda, %50 civarında bir doğruluk payı olduğunu göreceksiniz.
Neden? Çünkü temelde 2 cinsiyet var ve yüzük de 2 hareket yapabilir (çizgi halinde ileri-geri salınmak ve daireler çizmek). Bu durumda:
- Bebek gerçekte erkek olacak ve yüzük çizgi çizecek ("doğru" tahmin)
- Bebek gerçekte erkek olacak ve yüzük daire çizecek (yanlış tahmin)
- Bebek gerçekte kız olacak ve yüzük çizgi çizcek (yanlış tahmin)
- Bebek gerçekte kız olacak ve yüzük daire çizecek ("doğru" tahmin)
Yani bu yöntemin tahmin başarısı, yazı-tura atarak tahmin etmekten veya işkembeden sallamaktan tamamen farksız! E o zaman buna bir "yöntem" denebilir mi? Bunun bir yöntem olabilmesi için %90'ları geçtim, en azından %75 küsür doğru tahminde bulunmasını beklerdik ki ciddiye alabilelim (ki kulağa en az bu yüzük yöntemi kadar "saçmalık" gibi gelen ama makul şekilde çalıştığını bildiğimiz yöntemler var).
Kıyas olması bakımından ultrasonla cinsiyet teşhisinin başarı oran 20. haftaya kadar %100'e ulaşıyor. Amniyosentez yöntemiyle %99 başarıyla cinsiyet tahmin edilebiliyor.
Elimizde böyle araçlar varken koca karı masallarına ihtiyacımız var mı? Yani asıl soru şu: Bu tür saçmalıklara inananlar, neden inanıyorlar?