Değil kölelik kurumu insanların sosyal yapılar oluşturup , komünler halinde bir bölgeyi sahiplendiği tarihöncesi kadim çağlara kadar gider. Bir bölgeyi sahiplenen ilkel atalarımız , diğer bölgeler ile savaşa tutuştuklarında kazanan taraf karşı taraftaki erkekleri öldürüyor -kaçmak zorunda bırakıyor . Sonrada kadınları ganimet olarak alıkoyuyordu . Köleliğin tarihi tarımdan bile önceye , ilkel insanların küçük komünler halinde yaşayıp bir bölgeyi elde tuttukları günlere kadar gider.
İsadan sonraki ilk yıllarda Roma İmparatorluğu kölecilikte birinciydi , Antik çağın köle deviydi. Öyle ki sıradan insanar iş bulamıyor , çoğu işi köleler yapıyor . Orta halli vatandaşlar bile köle edinebiliyordu.
AĞALIK SİSTEMİ ÇOK DAHA YENİDİR
Feodal dönemde Orta Çağın başları, İlk Çağın sonunda ortaya çıkmıştır.
Antik çağın sonlarında Avrupaya, Kuzey Afrikaya , Anadoluya ve daha pek çok yere hükmeden devasa Roma İmparatorluğu çok sayıda küçük kuzey kabilesinin saldırısı altındaydı Gotlar ,Ostrogotlar, Vizigotlar,Lombardlar,Franklar vs .İmparatorluk zayıflamıştı ve bu devasa toprakları savunmak, şehirlerde asayişi sağlamak ve vatandaşının can güvenliğini, yemek,temizlik gibi temel ihtiyaçlarını sağlamaktan aciz durumdaydı.
Uzun süren savaşlar sonucu ortaya çıkan orduyu besleme ihtiyacı, kaynakların şehircilik, sosyal etkinlikler, halka gıda temini , sivil bürokrasi gibi işlerden alınarak savunma için harcanması buna bağlı olarak şehirilerin bakımsızlaşıp , barbarlar tarafından gerçekleştirilen yağma ve istilalar ile harabeye dönüp kullanılamaz hale gelmesine , vatandaşların yiyecek bulmaz hale düşmesine neden olmuştur.
Bunun sonucunda zaten itibarsızlaşan merkezi otorite zayıflamış , vatandaşlar Roma imparatorluğunun kendilerinin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacağını anlamışlardır.
Ve evet kısa bir dönem anarşi olmuştur. Ama Tarihe bakarak söyleyebilirim ki anaraşi asla kalıcı olmaz insanoğlu güce düşkündür, bir otorite yıkılınca her zaman yerine yenileri kurulmuştur tarih bize bunu gösteriyor .
İşte tam da o zamanda , görkemli Romanın sallanıp , vatandaşlarını istila, toplumsal şiddet ve açılıktan koruyamaz hale geldiği o günlere yeni bir dünya düzeni oluşmaya başladı.
Devletten umudu kesen , düzen ve refah içinde yaşamaya alışmış medeni Roma halkı barbar istilalarından korunmak ve yiyecek bir lokma ekmek bulabilmek için SENYÖR denilen birtakım varlıklı ,toprak sahiplerine sığınmışlardır.
Geniş topraklara ve etrafı surlarla çevrili kalelere ve tabi bu kaleleri koruyacak silahlı adamlara sahip bu Toprak Ağaları en başta çok zengin değillerdi belki bir nevi Mafyavari bir güce ve organizasyon yeteneğine sahiplerdi.
Senyörler O kargaşa döneminde bulundukları yeri, şehirlerini , eski hayatlarını can korkusuyla terk eden aç kalabalıkları Kendi Büyük Topraklarına yerleştirdiler. Burada onları yüksek duvarlı kaleleri ve silahlı adamları ile dış dünyadaki korudu, yetiştirdikleri mahsülün 10 da 8 ine O bölgenin Senyörü olarak el koymanın ve onların üzerinde muazzam bir yetkiye sahip olmanın karşılığında onlara karınlarını doyurma şansı verdiler.
Sonuçta Devasa Roma İmparatorluğu yıkıldı, Ve bu Senyörlerde korkunç bir zenginliğe ve güce sahip oldu , İlk çağ bitti ve Orta Çağ başladı demokrasi, bilim, sanat ve benzeri özgürlükler uzun bir süre rafa kalktı ,Yerini Baskıcı Orta çağ Dünyası aldı.
Senyörler bir zamanlar insanların yaşamak için muhtaç oldukları kişiler olmaları sebebiyle uzun süre Otorite oldular . İşte Ağalık sitemi böyle kurulmuştur.
Sonra bu otorite kemikleşti ve yıkılması yüzyıllar aldı. Hatta son kalıntıları ancak 1. Sanayi İnkılabı ile yıkılabildi.
Sonuçta devletin vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmesi kısa süreli anarşiye yol açmış , sonra bu ihtiyaçları karşılayabilecek alternatif güçler Devletin yerini doldurmuş ve tekrar asayişi sağlamışlardır. Bunun sonucunda da demokrasiler askıya alınmış ve eskiye göre daha Despot bir düzen gelmiştir.