Hayır İmkansız bu.
Aynı türden farklı bireyler arasında bile acı eşiği dramatik bir biçimde değişkenlik gösterirken. Farklı türden canlıların aynı acıyı çekeceği düşünülemez.
Tıbbi yardıma gerek duyanlarda en yaygın tek belirti ağrı ya da acıdır. Normal koşullarda ağrı bedendeki bir hasarın işareti. Ancak insanlarda acıyı fark etme, acıya dayanma ve acı karşısında verdikleri tepkiler çok farklıdır. Bu yüzden her bir hasta için hangi tedavi yönteminin etkili olacağını kestirmek kolay değil. Peki, ağrı eşiği neden herkeste farklı?
Bu farklılık çoğu zaman psikososyal, çevresel ve genetik unsurlar arasındaki karmaşık etkileşimlerden kaynaklanır. Ağrı, kalp ya da şeker hastalığı gibi geleneksel bir hastalık olarak değerlendirilmese de, her iki durumda da aynı etmenler dizisi etkili olur. İnsanların yaşamları boyunca yaşadıkları acı verici ve sancılı deneyimlerin ardında kişiyi acı ve ağrılara karşı daha çok, ya da daha az duyarlı kılan genler yatar. Tabii kişinin ruhsal ve fiziksel durumu, daha önceki sancılı ve sarsıcı deneyimleri ve çevresel koşulların da etkisi vardır.
“Ağrı genetiği” ile ilgili ilk araştırmalar 1960’larda “ağrı yoksunluğu’ olarak tanımlanan ve son derece ender görülen bir durumu olan aileler üzerinde yapılmıştı. O dönemlerde bu bozukluğun nedenini belirlemeye olanak tanıyacak teknoloji henüz yoktu. Genetikteki ilerlemeler ağrı eşiğinde genlerin rolünü daha netleştirdi. Bunun en yaygın sorumlusu da, acı sinyallerinin gönderilmesine yarayan bir protein kanalını kodlayan SCN9A adlı bir genin içindeki az sayıda SNP’lerden biri.
Araştırmalar SCN9A genindeki değişimlerin yalnızca acıya duyarsızlığa yol açmakla kalmadığını kimi durumlarda normalin üzerinde ağrı sinyallerinin oluşmasına da neden olduğunu ortaya koyuyor.
Kaynaklar
- Yazar Yok. 1 Numara. (8 Mayıs 2020). Alındığı Tarih: 8 Mayıs 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. 2 Numara. (8 Mayıs 2020). Alındığı Tarih: 8 Mayıs 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı