Peki ya 4. boyut. Aslında elimizde bir de zaman boyutu var ki o olmadan evrende bir nesnenin yerini tespit edemeyiz. Ne demek istediğimi şöyle açıklayayım.
Kağıt üzerindeki bir noktanın yerini, ya da yeryüzündeki bir nesnenin (örneğin bir geminin) coğrafi konumunu belirtmek için iki sayıya ihtiyaç var. Bu durumda kağıdı ya da yeryüzünü iki boyutlu varsayalım. Fakat diyelim ki bir uçağın konumunu belirtmek istediğimizde üçüncü bir sayıya ihtiyaç duyarız. Böylece devreye bir de yükseklik girer. Artık elimizde uçağın x,y ve z koordinatları var.
Şimdi bu uçağı vurmak için (güdümsüz) bir füze ateşlediğimizi düşünün. Füzenin isabet kaydedebilmesi için ikisinin aynı anda aynı konumda bulunması gerekir. Bu da yeni bir sayıyı gerekli kılar. İşte buna zaman boyutu denir. İçinde yaşadığımız dünyada herhangi bir nesnenin konumunu bu dört sayıyla belirlemek mümkün olduğundan üç uzay bir zaman olmak üzere 4 boyutta yaşıyoruz.
Einstein ile birlikte Genel Görelilik Teorisi uzay ve zaman boyutlarının birbirinden ayrılmasının mümkün olmadığını gösterdi. Sadece uzay boyutlarını esas alan fakat zamanı keyfi ve önemsiz olarak kabul eden herhangi bir fiziksel teori içinde yaşadığımız dünyayı tam olarak tanımlayamayacağından, Genel Görelilik Teorisi uzay ve zaman kavramlarını ayrı olarak ele almanın yanlış olduğunu, doğrusunun uzay-zaman şeklinde tek bir gerçeklik olduğunu söylüyor bize.
Peki insanın 3+1 boyutun “ötesindeki” boyutlar karşısında durumu nedir? Onları algılayabilir, hayal edebilir, gözünde canlandırabilir ve anlayabilir mi? Şimdi biz zaman boyutunu bir kenara bırakıp mekânsal olarak dördüncü boyutu anlamaya çalışalım.
Az önce her boyutun yapı taşının bir alt boyuttan geldiğini söylemiştim. Dolayısıyla dördüncü boyutun yapı taşı da üçüncü boyuttur. Nasıl ki çok sayıda iki boyutlu kare üst üste gelerek küpü oluşturuyorsa, üç boyutlu olan çok sayıda küp de üst üste binerek dört boyutlu bir hiper küpü oluşturur. Diğer adıyla bir “Tesseract” ı oluşturur. Fakat bu üst üste binme olayı bildiğimiz anlamda bir üst üste binme değil. Hangi yöne doğru bir üst üste binme olduğunu bilmiyoruz. Daha doğrusu hayal bile edemiyoruz.
Buradan şu sonucu çıkarabiliriz. Demek ki dört boyutlu bir evren bizim evrenimiz gibi sonsuz sayıda üç boyutlu evrenin iç içe geçmesiyle oluşur. Herhangi boyuttaki bir varlık, kendi boyutundan daha yüksek bir boyuttaki varlığı, sadece kendi boyutuna geçtiği zaman görebilir. Bu yüzden üçüncü boyutun dışında olan varlıkları göremiyoruz. Onları sadece içinde yaşadığımız boyuta geçtikleri anda görebiliriz. Tabi geçmek isterlerse.[1]
Kaynaklar
- Holosen. 4. Boyutta Ne Var? Boyutları Anlamak Ve 4. Boyut Kavramı - Holosen. (27 Ekim 2021). Alındığı Tarih: 9 Eylül 2025. Alındığı Yer: Holosen | Arşiv Bağlantısı