Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Seçeneklerin Fazla Olması Her Zaman İyi Olmayabilir!

Seçeneklerin Fazla Olması Her Zaman İyi Olmayabilir! Market Watch
Seçeneklerin bolluğu
7 dakika
3,411
Tüm Reklamları Kapat

Kazak almak için evinizin yakınında bulunan bir alışveriş merkezine gittiğinizi düşünün. Bu çok büyük olmayan alıveriş merkezinde kazak alabileceğiniz bütçenize ve zevkinize uygun 4 farklı mağaza olduğunu biliyorsunuz. Birine girerek alışverişe başladınız. Karşınızda 3 farklı kalınlık modelinde 2 farklı yaka tipinde kazaklar var. Bu kazakların her birinden 4-5 farklı renk seçeneği size göz kırpıyor. Seçeneklere çok boğulmadan denemeye başlayınca görüyorsunuz ki her zamanki beden numaranız, yaka veya kalınlık tipine göre farklı model kazaklarda değişiklik gösteriyor. Alışverişiniz çoktan bir çileye dönüşmeye başladığını söyleyebiliriz.

O sırada aklınıza çevrimiçi alışveriş platformlarına bakmak geliyor. Orada durum daha karışık. 3 farklı alışveriş platformunda onlarca farklı marka binlerce kazak seçeneği var. Alışveriş merkezinde 4 farklı mağazadaki onlarca seçenek, binlere hatta on binlere dönüştü. Peki, bu durumda fiyat-kalite-renk-rahatlık açısından en iyi kazağı bulabilmeniz mümkün mü? Diyelim ki bir seçim yaptınız ve bir kazak satın aldınız. Ertesi gün aldığınız kazaktan daha iyi olabilecek ve fiyatı daha uygun başka bir kazak gördünüz. Bu durumda seçiminizden pişman olur musunuz ya da satın aldığınız kazaktan duyduğunuz tatmin bu olaydan sonra azalır mı?

Tüm Reklamları Kapat

Son yıllarda hepimiz bu gibi benzer durumlarla sıkça karşılaşıyoruz. Hepimiz seçeneklerin fazla olmasını isteriz. Seçenekler çoğaldıkça bu çeşitliliğin getirdiği özgürlük ve seçimleri kontrol edebilme hissinin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Modern toplumda seçimlerimiz kendimizi ifade ediş biçimimiz olabilir. Ek olarak seçeneklerin bol olması kafamızdakilere yakın olana bizi yaklaştırdığını ve bu yüzden yaşam kalitemizi arttırdığını düşünüyoruz. Belki de mutluluğunu seçim özerkliğine endeksleyenlerimiz çoğunlukta bile olabilir. Ama önemli soru şu ki bazı seçeneklerin olması bizler için iyiyken daha fazla seçeneğin olması daha iyi olacağı anlamına gelir mi?

Bolluk Paradoksu

Barry Schwartz, 2004 yılında yayınladığı "Bolluk Paradoksu" (İng: "Paradox of Choice") adlı kitabında, "özgürlük kavramını, doğrudan seçim özgürlüğü ile düşünüp seçenekleri çoğaltarak özgürlük alanımızı da genişlettiğimizi sanarak kendimize iyilik yapmış olmuyoruz" fikrini ortaya atıyor. Aslında seçeneklerin artışı daha kapsamlı bilgiye ihtiyaç gereksinimi yaratıyor ve bu hata yapma olasılığına karşı kişiye daha fazla sorumluluk yüklüyor. Bol seçeneklerin arasında ya karar verme yani seçme davranışımızı erteliyoruz, bir bakıma kayboluyoruz ya da seçim yapsak bile ardından arzuladığımız tatmini yakalayamıyoruz.

Tüm Reklamları Kapat

Yapılan araştırmaya göre, satın alınabilecek reçel sayısının çok fazla olduğu sağdaki durumda satışlar yüzde 3'te kaldı. Ancak görece daha az reçel seçeneği olan sol taraftaki durumda satın alma davranışı 10 kat fazla gerçekleşti.
Yapılan araştırmaya göre, satın alınabilecek reçel sayısının çok fazla olduğu sağdaki durumda satışlar yüzde 3'te kaldı. Ancak görece daha az reçel seçeneği olan sol taraftaki durumda satın alma davranışı 10 kat fazla gerçekleşti.
parsecfinancial

Schwartz, kitabında, çok fazla seçeneğin karar verme isteğimize etkisini bir araştırmayla incelemeye alıyor. Deneye göre araştırmacılar, bir markette yüksek kaliteli reçelleri dizdikleri bir masa hazırlıyorlar. Gelen müşteriler reçel çeşitlerin tadına bakabilecek ve satın aldıklarında belirli bir miktarda indirim kuponu kazanacaklardır.

Çalışma grubunun ilkinde 6 çeşit reçel ikincisinde ise 24 çeşit reçel deneme için tanıtım masasına dizildi. Her iki durumda da 24 çeşit reçeli satın almak mümkündü. Deney sonunda çıkan sonuçlara göre, daha fazla reçel çeşidinin dizildiği masa daha az reçelli masaya göre beklendiği gibi daha çok sayıda insanın ilgisini çekti.

Ancak, tadım sayısının iki durumda da ortalama olarak aynı olmasına karşın, iş satın almaya geldiğinde, daha az reçelin dizili olduğu masaya gidenlerin %30’u bir kavanoz reçel alırken, daha fazla reçel örneğinin olduğu masaya gidenlerin sadece %3’ü bir kavanoz reçel satın aldı. Yani satın alma oranlarında 10 kat gibi büyük bir fark oluştu. Bu araştırma hakkında Schwartz şu yorumu yapıyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Karar vermek için harcanan çaba çok sayıda seçenek sunulan tüketicilerin cesaretini kırabilir. Bu yüzden tüketiciler karar vermeme eğiliminde olabilirler. Satın alsalar bile, karar vermenin gerektirdiği çaba sonuçtan duyulan keyfi azaltır. Yine, çok sayıda seçenek insanların gerçekten seçtiği şeyin çekiciliğini azaltır, çünkü seçilmeyen alternatiflerin çekiciliğini düşünmek, seçilen şeyden duyulan keyfi azaltır.

Bir başka benzer çalışmada, bir ders kapsamında öğrencilere bir konu seçip kapsamlı araştırma sonucunda makale yazmaları istendi. Bir grup öğrenciye 6 farklı konu alternatifi sunulurken diğer gruptaki öğrencilere çalışabilecekleri 30 farklı konu sunuldu. Altı konu önerilen öğrenciler, otuz konu sunulan gruptaki öğrencilere göre makaleyi yazmaya daha istekli olup daha iyi makaleler oluşturdu.

Seçeneklerin sayısının artışı belli bir noktaya kadar öznel iyiliğimiz üzerinde doğru orantılı olarak artış göstermektedir. Ancak belli bir noktada bu durum terse dönerek seçeneklerin artışı öznel iyiliği azaltmaktadır.
Seçeneklerin sayısının artışı belli bir noktaya kadar öznel iyiliğimiz üzerinde doğru orantılı olarak artış göstermektedir. Ancak belli bir noktada bu durum terse dönerek seçeneklerin artışı öznel iyiliği azaltmaktadır.
blogdoist

Bu çerçevede yazının başında verdiğimiz örneği de düşünürsek bizler giyeceğimiz konusunda seçme şansına sahip oluyoruz ama bu durum hayatımıza seçim rahatlığı değil karmaşa getirmekten başka bir işe yaramıyor. Ne kadar fazla seçenek varsa, beklentilerimiz artıyor ve o kadar fazla keşke üretme potansiyelimiz oluşuyor. Üretilen her keşke doğal olarak tercih ettiğiniz seçeneğe karşı daha fazla pişmanlık ve gitgide azalan tatmin duygusuna neden oluyor. Rahatlayıp başarmış olmanın mutluluğunu yaşayamadan sırada oluşabilecek fırsat için uyanık olma zorunluluğunun stresi altında kalıyoruz. Hepimiz bu duyguları hissediyoruz. Büyük çoğunluğumuz hayatlarımızın detayları konusunda daha fazla kontrol sahibi olmak istiyor, ama yine büyük bir çoğunluğumuz tatminsizliklerden dolayı yaşamlarını basitleştirmeye çalışıyor. İşte "modern paradoksumuz" bu şekilde oluşuyor.

Öte yandan, seçeneklerin dünyasında seçenek bolluğu "mükemmeli arayanları" ortaya çıkarıyor. En iyiyi arayanlar için her bir seçim, alternatifleri arasında en iyisi olmak zorundadır. Alternatifleri arasında en iyiyi bulmak için ise tüm seçenekleri değerlendirmek belki de sıralamak gerekir. “En iyi” ev, "yeterince iyi" bir evden daha iyidir. "En iyi" iş, "yeterince iyi" bir işten daha iyidir. "En iyi" sevgili, "yeterince iyi" bir sevgiliden daha iyidir. Ve günümüz dünyasında daha iyi ev, daha iyi iş ve daha iyi sevgili her zaman vardır. En iyiyi arayanlar tatminlilerden daha başarılı olabilir; ama her seçeneğin bu kişileri sonsuz bir kaygıya ve pişmanlığa sürükleme potansiyeli yüksektir. Mükemmeli arama hedefi tatminsizliğin kaynağını dolayısıyla mutsuzluğun kaynağını oluşturabilir.

Fırsat Maliyeti

Genel çerçevede baktığımızda mükemmeliyetçi diye adlandırdığımız "en iyiyi" arayanlar kaçırılan fırsatlara karşı tatminlilerden daha fazla duygusal tepki verdiği söylenebilir. Bu noktada karşımıza "fırsat maliyeti" (İng: "Opportunity cost") kavramı çıkıyor. Bir seçim yapılırken bir başka üründen ya da kazançtan vazgeçmek zorunda kaldığımız, yani en iyi diğer alternatifler bizim fırsat maliyetimizi oluşturuyor. Yaptığımız her seçim beraberinde, o seçim yerine yapabileceğiniz seçimlerden yoksun kaldığımız fırsat maliyetlerini getiriyor. Önümüzde ne kadar çok seçenek varsa, fırsat maliyeti deneyimimiz o kadar büyük olur. Bu durum bahsettiğimiz gibi reddedilen seçenekteki özellikler ne kadar birikiyorsa seçtiğimizden duyacağımız tatmin o ölçüde azalır.

Örnek vermek gerekirse arkadaşlarınızla bir şeyler yemek için dışarı çıktınız ve ne yiyeceğinize karar veremiyorsunuz. Karar vermek için birkaç restoranın önünden geçmeye başladınız. Ama bu karar verme süreci 1 saat kadar uzadı. Sonunda bir restoranda karar kılıp yemeğe başladınız. Artık tercih etmediğiniz restorandaki yemekler yani fırsat maliyetlerinizin artarak yığılması nedeniyle yediklerinizden olacağınız tatminin azaldığını söyleyebiliriz. Birbiri ardına cazip seçeneklerle karşılaşmak potansiyel memnuniyetinizi azalttığı çok aşikârdır. Tersine düşünülen alternatifler ne kadar az olursa elenmesi gereken fırsat maliyeti de az olacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Pişmanlık duygusu, en iyiyi hedefleyenler için tatmin duygusunu oluşturmuş kişilere göre her zaman daha büyük olacaktır. Mükemmellik, pişmanlığı bitirebilecek tek silahtır ama sonsuz yorucu ve felç edici bir sürece sebep olur. Tatminliler için pişman olma riski düşüktür ve mükemmele ulaşmak o kadar önemli değildir.

Sonuç

Günümüzde seçeneklerin bolluğunu yaşamaktayız. Tarihte hiç olmadığımız kadar yoğun bir seçim yapma yükümlülüğüyle karşı karşıyayız. Fred Hirsch’in dediği gibi "küçük kararların tiranlığı" dönemini yaşıyoruz. Çok sayıda seçeneğe sahip olan küçük kararlara o kadar zaman ve enerji harcıyoruz ki hayattaki odağımızı buralarda kaybediyoruz. Az seçim yaparak seçimlerimizden sorumlu olmak ama aynı zamanda elediğimiz seçeneklerin stresini yaşamamaya çabalıyoruz. Ama diğer seçenekleri gördükçe elimizdekine tatminsizliğimiz artıyor. Az olanın aslında çok olduğunu anlamamız ve Leonardo da Vinci’nin dediği "Sadelik nihai karmaşıklıktır." (İng: "Simplicity is the ultimate sophistication") düşünce yapısına ulaşmamız, belki de paradokstan kurtulmanın anahtarıdır.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 24
  • Muhteşem! 2
  • Bilim Budur! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Umut Verici! 2
  • İnanılmaz 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • B. Schwartz. (2014). The Paradox Of Choice: Why More Is Less. ISBN: 149151423X. Yayınevi: Brilliance Audio.
  • S. Jeffries. Why Too Much Choice Is Stressing Us Out. (21 Ekim 2015). Alındığı Tarih: 14 Kasım 2021. Alındığı Yer: the Guardian | Arşiv Bağlantısı
  • D. D. Reed, et al. (2012). Discounting The Freedom To Choose: Implications For The Paradox Of Choice. Behavioural Processes, sf: 424-427. doi: 10.1016/j.beproc.2012.03.017. | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 28/03/2024 16:59:21 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11156

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hızlı
Gezegen
Egzersiz
Yangın
Kuantum Fiziği
Diyet
Mavi
Antibiyotik
Balina
Evrim Tarihi
Genetik Değişim
İngiltere
Şiddet
Tür
Türlerin Kökeni
Hayatta Kalma
Gebelik
Doğal
Biyocoğrafya
Radyoaktif
Oyun
Astrofizik
Buz
İyi
Damar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
E. R. Ulman, et al. Seçeneklerin Fazla Olması Her Zaman İyi Olmayabilir!. (15 Kasım 2021). Alındığı Tarih: 28 Mart 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/11156
Ulman, E. R., Bakırcı, Ç. M. (2021, November 15). Seçeneklerin Fazla Olması Her Zaman İyi Olmayabilir!. Evrim Ağacı. Retrieved March 28, 2024. from https://evrimagaci.org/s/11156
E. R. Ulman, et al. “Seçeneklerin Fazla Olması Her Zaman İyi Olmayabilir!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 15 Nov. 2021, https://evrimagaci.org/s/11156.
Ulman, Erkan Remzi. Bakırcı, Çağrı Mert. “Seçeneklerin Fazla Olması Her Zaman İyi Olmayabilir!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, November 15, 2021. https://evrimagaci.org/s/11156.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close