Roswell Olayı: Yeni Meksika'ya Bir UFO Mu Düşmüştü?

1947’deki bağımsızlık gününde veya o dönem içerisinde yaşanılan şiddetli bir kasırga esnasında, Roswell, New Mexico yakınlarında Hava Kuvvetlerine ait bir deneyde kullanılan yüksek irtifa balonları patladı ve parçaları Dünya’ya düştü. Keşif tarihindeki bu ufak hadise, Ufoloji’nin Büyük Patlaması haline geldi. UFO meraklıları, 4 Temmuz, yani uzay gemisinin Dünya’ya düştüğü gün, bunu görmeye geldiler. Bazı Ufolojistler, uzaylıların Amerikan Hava Kuvvetleri ve bazı hükümete bağlı çalışan komplocular tarafından sorgu ve otopsi için alındığını iddia etmiştir. Bazıları da uzaylılara ait teknolojiyi analiz ederek ve kopyalayarak bugünkü teknolojik seviyeye ulaştığımızı iddia etmektedir.

Gerçek kaza alanı Roswell’in 75 mil kuzeyindeki Foster çiftliğindeydi. Kasaba, UFO meraklılarının doyumsuz iştahını doyurmak için büyük bir iş çıkarıyor. Roswell’de aynı zamanda Uluslararası Müze ve Araştırma Merkezi’ne bağlı bir UFO müze bulunmaktadır ve her yıl Uzaylılar Festivali’ne ev sahipliği yapmaktadır. Mağazalar meraklı turistlere hitap etmektedir, tıpkı Inverness’ta bulunan Loch Ness’teki gibi. Bu, aslında iddia edilen kaza yerine en yakın şehir olan New Mexico’daki Corona şehri için bir haksızlık gibi görünüyor. Yine de, Roswell en yakın askeri üstür ve iddiaya göre uzaylı gemisi ve işgalcilerin kalıntıları buraya taşınmıştır. Uzaylıların neden üst düzey bir tıbbi merkeze götürülmediği ise bir gizem olarak kalmıştır.

William “Mack” Brazel, Foster Ranch’in ustabaşısı, 7 yaşındaki Dee Proctor ile birlikte modern tarihin en büyük enkazını buldu. Daha önce böyle bir şeye hiç rastlamamışlardı. Şu anda milyonlar onlarla hemfikir durumda; buldukları şey garipti. Aslında bu bir parça kuvvetlendirici bant içeren ve çiçek şeklindeki tasarımıyla uzaylı hiyeroglifine benzetilen dünyevi bir şeydi. Ancak Hava Kuvvetleri enkazı tarif etmede çok tutarlı değildi ve tutkulu Ufologların kendi öz hafızalarıyla küçük bir problemleri olduğunu öne sürdü. Belki de insanların tek bir hadise olarak hatırladıkları bu şey, gerçekte farklı yıllarda meydana gelen olayların bir karışımı olabilirdi (hava balonu ve nükleer patlama keşfi balon testleri, yanmış cesetleri olan uçak kazaları ve uçaktan atılan niteliksiz kuklalar gibi). İhtimale göre Roswell’in yıllar içerisinde birçok olayın karışımından oluşan bir yeniden-yapılanma olduğunu destekleyen kanıt olaydan 30 yıl sonra Charles Berlitz ve William Moor’un 1980 senesinde konuyla ilgili bir kitap yazana kadar ufologların bu olayı görmezden gelmeleriydi.

The National Enquirer dergisi 1980 yılında, binbaşı Jesse Marcel’a (ki 1947’de ABD ordusunun, Kenneth Arnold’un birkaç hafta öncesinde görüldüğünü rapor ettiği türden uçan disk parçalarına sahip olduğu haberlerini basına açıklamış olabilir) ait bir hikayeyle Roswell’i yeniden ön plana getirdi (Bazıları basın açıklamasının Walter Haunt tarafından yapıldığını söylemektedir). Roswell, Arnold’un uçan dairelerle ilgili sözlerinin yayımlanmasından sonra rapor edilen bu tarz “görme” olaylarından sadece biridir. 1977 seneli “Close Encounters of the Third Kind” isimli filmin başarısının getirdiği atmosfer iddia edilen gerçekten yaklaşık 30 yıl sonra tıpkı UFO efsane listesinin en tepesine çıkan ve uzaylı küllerinden yeni doğmuş Anka Kuşu gibi muhtemelen Roswell olayının da büyümesine sebep oldu.

UFO meraklıları Berlitz ve 30 yıllık hatıralara dayanan diğer fantastik hikayelere inanıyorlar. Hükümetin hatalar yapması ve tutarsız olması sebebiyle, bunun hükümet ve medya tarafından oynanan büyük bir komplo olduğuna dair bir kanıt olarak görmektedirler. Onlara göre hükümet ve medyanın uzaylıların Dünya’ya indiğine dair gerçeği kamuoyundan gizlemeye çalışıyorlar. Hatta bazıları Amerikan hükümetinin uzaylılarla bir antlaşma imzaladığına bile inanıyorlar.

Şüpheciler, 1947’de Roswell yakınlarında bir şeyin kaza yaptığı konusunda hemfikir, ancak bu bir uzay gemisi değildi. Şüpheci açıklamalar hava balonları, gizli uçaklar, casus cihazları vs. olmak üzere farklılık göstermişlerdir. Şüpheciler arasındaki genel kabul ise, Foster Ranch’te bulunan şeyin Moğol Projesi’nin (Project Mogul) bir parçasıdır, yani Sovyet Nükleer patlamalarını tespit edebilmek için, dev, yüksek uçan balonları test eden çok gizli bir proje olduğudur.

Şüphecilere göre Roswell, D.H. Rawcliffe’in ‘yaşanmış olaylara yanlış eklemeler yapma’ olarak adlandırdığı şeyin tipik bir örneğidir. Gerçeküstü bir hikaye anlatılır, süslemeler ve değişikliklerle, olumsuz noktalar çıkartılıp olumlu noktaların vurgulandığı bir şekle getirilir. Cenaze kaldırıcısı Glen Dennis örneğinde olduğu gibi hatalı şahitler istenmediği halde kendi fikirlerini ortaya atarlar (Gildenberg 2003). Roswell olayındaysa birkaç tane güvenilmez karakter kendi yanılsamalarını ekliyorlar, tıpkı Whitley Strieber, Budd Hopkins ve John Mack gibi. Bir de Robert Spencer Carr var, kendisine Profesör Carr diye hitap edilmesini isteyen lise mezunu bir kimsedir. Carr, UFO literatüründe bir kahramandır. Ancak uçan daireler ve uzaylı yaratıklar hakkındaki hikayeleri sadece birer hayaldir. Kendi oğlu şunu yazmıştır: 

“Babamın patolojik yalanları büyüyüp bir dağ gibi yığınla dolan gerçek-dışılığın temellerine dönüştüğü için gerçekten üzgünüm.” (Carr 1997) 

UFO hafızasının parçası haline gelen bu gerçek-dışılık dağı insanları olağanüstü masallara düşkün hale getirdi. Bu Fatima’da (Bir zamanlar uzaylıların yalnızca bir Tanrı’nın elçisi olarak gezegenimize geleceğine inanılıyordu) oldu ve Roswell’de de oldu. Fatima Leydi’ye ve doğaüstü Dünya’nın diğer görüntülerine olan inanç bizimkinden farklı olabilir, ancak Roswell, test edilebilir hipotezlere ve çürütülebilir iddialara sahip olduğu için bir gün anlaşılabilir bir hale gelecektir. Buna çok emin olmayın. Dindar insanlar dinlerine nasıl bağlılarsa UFO meraklıları da kendi inanç sistemlerine o kadar bağlıdırlar. Kanıt ve akılcı görüş; bilim kurguyu bilimden, mantıktan ve makul olasılıktan daha bilge bir yol gösterici olarak görenlere göre küçük bir endişedir.