Pygmalion ve Golem Etkisi: Kişilere Yönelik Beklentilerimiz, Algılarımızı Nasıl Etkiliyor?
Beklenti Seçimini Doğru Yapmak, Yersiz Kehanetlerin Doğmasına Engel Olur!
Birbirimiz üzerindeki beklentimiz fark yaratır mı, ümit verir mi, umutsuzluk yaratır mı, güç verir mi, inanç doğurur mu? Biraz işveren gözüyle bakalım, biraz da çalışanın konumuna geçelim. Birbirlerinden beklentilerinin oluşturduğu etki dünyasına bakalım. Büyük ya da küçük, bir destek veya küçümsemenin değişim yaratıp yaratmadığını görelim.
Kişilerin (özellikle sizden bazı alanlarda üstün olduğunu düşündüğünüz kişilerin) sizin yapabileceğinize inandıklarını belli ettikleri konularda sizin de davranışlarınız onu gerçekleştirmeye yönelik ortamı hazırlıyor (Tauber 1998, akt. Abdullahi 2018).
Pygmalion etkisi ve Golem etkisi. Kendini gerçekleştiren kehanet…
İnsanlara Yönelik Beklentilerimiz
Pygmalion Etkisi
Pygmalion etkisi ilk olarak sosyolog Robert Merton (1948) tarafından konu edilmiştir (Özkan & Gündüzalp, 2017; Balcı & Cengiz, 2018). Merton, Pygmalion etkisine "kendini gerçekleştiren kehanet" adını uygun bulmuştur (Balcı & Cengiz, 2018). [kehanet: Bir olayın gerçekleşeceğini önceden bilme, kâhinlik, ön deyi, prediksiyon (TDK, 2019)] Pygmalion etkisi aslında kendini gerçekleştiren kehanet dediğimiz şeydir. Bu etki bir beklenti sonucunda oluşan beklentiye tepki değil, daha ziyade kişinin özyeterliğini, motivasyonunu ve beklentilerini oluşturan bir süreçtir. (Wang 2000, akt. Özkan & Gündüzalp 2017). Bu yüksek beklentinin, davranışı beklenen şeye doğru yönelttiğini ve davranışın oluşmasını sağladığını göstermektedir.
Golem Etkisi
Bunun tam tersi de geçerli olabilir. Olumsuz beklentiler olumlu davranışın sönmesini, oluşmasını, ilerlemesini durdurabilir. Buna da Golem etkisi adı verilmiştir. Golem etkisi, Pygmalion etkisinin olumsuz tarafını temsil etmektedir (Özkan & Gündüzalp, 2017).
Kendini Gerçekleştiren Kehanetler...
Kendini gerçekleştiren kehanetlerin bazıları sosyal normlar aracılığı ile oluşmaktadır ve günlük hayatta oldukça yaygın bir şekilde karşılaştığımız bir durumdur. “Hemşireler yardımseverdir.” “Çocuklar her söze karışmaz.” “Büyüklerin karşısında bacak bacak üstüne atılmaz.” (Madran, 2012) Kişinin vücut yapısı, cinsiyeti, ırkı, etnik kökeni, arkadaşları tarafından verilen isim, çekiciliği, lehçesi ve sosyoekonomik düzeyi beklenti oluşumunda etkili şeylerdir (Özkan & Gündüzalp, 2017).
Ön yargılar kendini gerçekleştiren kehanetlerin temel yapı taşlarıdır. Günlük hayattan somut bir örnek vermek için hayali bir A ve B kişisi düşünelim. A kişisinin B kişisi ile tanışmak için bir randevusu vardır. A kişisi aslında sosyal hayatta aktif, başarılı ve pozitif bir kişidir; ancak B ile ortak bir arkadaşları B'ye "A'nın iş yerinde birkaç kişiye karşı davranışlarını gördüm. Kendisi biraz kaba bir kişidir." der. B kişisi A kişisiyle buluştuğu zaman A'ya karşı olumsuz bir davranış takınır ve A da buna tepki olarak olduğundan soğuk davranışlar sergiler. Buluşmadan sonra B kişisi A ile ortak arkadaşının ne kadar haklı olduğunu düşünecektir. Yani normalde var olmayan bir durum, kişiler arasında geçen gerçekten bağımsız bir konuşma sayesinde var edilmiş olacaktır (Özkan & Gündüzalp, 2017).
Ya da kadınların iş hayatında yer alan, bazı işlere uygun görülmeleri ve görülmemeleri ile kadınların hemşirelik, sekreterlik gibi mesleklere yönelmeleri buna bir örnektir. Yine aynı şekilde kadınların iş yerlerinde belli bir yere kadar yükselebileceği ön yargısı kadınların daha az çabalamalarına neden olmakta, üst konumdaki erkeklerin ise başaramazlar düşüncesi ile başarılı kadınları üst konumlara getirmemesi sonucunda cam tavan durumu oluşmaktadır (Candan, Oktay & Kaya, 2017). Cam tavan, resmi bir engel olmaksızın kadınların, azınlıkların, engellilerin belli bir yerden sonra kariyerlerinde yükselememe durumudur (Weyer 2006, akt. Candan, Oktay & Kaya 2017).
Rosenthal ve Jacobson 1968’de “Sınıftaki Pygmalion” adlı bir deney yapmışlardır. Deneyde sınıftaki herkese IQ testi uygulanmış ve sınıf öğretmenlerine ilk 10 kişinin listesi verilmiştir. Ancak öğretmenlere bildirilen bu 10 kişi, gerçek sıralamadaki ilk 10 kişi değil, rastgele seçilmiş kişilerdir. Buna karşın öğretmenlerinin gözünde artık en zeki olanlardır. Sene sonunda tekrarlanan zekâ testinde bu 10 kişinin sonuçlarında belirgin şekilde diğerlerine oranla çok daha fazla ilerleme olduğu görülmüştür. Öğretmenin zeki olarak gördüğü öğrencilerine karşı davranışları, tutumları, beklentileri öğrenciye yansımıştır ve öğrenci de kendine inanmış ve yapmıştır (Çobanoğlu & Badavan, 2017; Özkan & Gündüzalp, 2017).
Bu etki doktor-hasta ilişkisinde de görülmektedir. Doktorun hastalığın seyrinin kötüye gittiğini belirtmesi hastanın daha da kötüleşmesine yol açmaktadır ya da bir ilacın etkisinin pozitif olduğunun belirtilmesi o ilacın etkinliğini artırmaktadır (Özkan & Gündüzalp, 2017).
Yapılan meta-analiz çalışmasına göre Golem etkisinin, Pygmalion etkisinden çok daha etkili olduğu görülmüştür. Yani kişilere karşı olumsuz beklentilere girmemiz karşı tarafı daha fazla etkisi altına almaktadır. Ve çıkan sonuçlarda hem Pygmalion hem de Golem etkilerinden erkeklerin, kadınlara oranla daha fazla etkilendiği ortaya çıkmıştır (Özkan & Gündüzalp, 2017).
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Kişiler bu beklenti etkisinin farkında olarak duygularını belli etmemeye çalışsalar da bu, başarısız bir girişimdir. Örneğin bir yöneticinin duygu ve düşüncelerini yansıtmamak için sessiz kalması veya soğuk davranması kişi tarafından olumsuz bir geri bildirim olarak algılanabilir (Özkan & Gündüzalp, 2017).
Pygmalion ve Golem etkileri çoğu araştırmada üstün beklentisinin astın davranışını olumlu ve olumsuz olarak etkilemesi ve yönlendirmesi olarak açıklansa da Wang (2000:3) etkiyi aşağıdan yukarıya doğru incelediğinde de aynı etkileri bulmuştur. Yani yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya ve eşitler arası hiyerarşilerde de bu etki görülmektedir (Balcı & Cengiz, 2018).
Bu beklentilerin oluşması ve sürmesine ön yargılar, kalıp yargılar, sosyal yargılar, ilk izlenimler, davranışlar vb. neden olmaktadır. Yapılan bir çalışmaya göre bu sebeplerden oluşan beklentiler, bir taraftan da bu sebepleri beslemektedir. Yani döngüyü sürdürmektedir. Rubovits ve Maehr (1973) çalışmasında yapılan deneyde siyahilerin beyazlara oranla daha başarısız olduğu kalıp yargısı ele alınmıştır. Bu çalışmada 66 öğretmenin 2 siyah ve 2 beyaz tenli olmak üzere 4’er öğrenciyi çalıştırmaları sağlanmıştır. Bu kalıp yargıya sahip olmayan öğretmenlerin öğrencilerinin başarı sonuçlarında ölçülebilir bir fark çıkmamıştır. Ancak bu kalıp yargıya sahip olan öğretmenlerin beyaz tenli öğrencilerle daha fazla ilgilendikleri, onlara karşı daha fazla olumlu beklentiye sahip oldukları, onlara daha fazla yardım ettikleri, siyah tenli öğrencilere karşı ise daha ilgisiz durdukları ortaya çıkmıştır ve beklentilerin doğrultusunda ölçülebilir bir fark ortaya çıkmıştır. Bu da akıllarındaki kalıp yargıları doğrulamıştır ve sürmesine yol açmıştır (Madran, 2012).
Balcı (2018) kendini gerçekleştiren kehaneti kültürümüze göre örneklerle şöyle açıklamıştır:
Bu kavramın kültürümüzde karşılığı olarak, “Ne ekerseniz, onu biçersiniz” “Ne verirseniz, onu alırsınız” “İyi düşün, iyi olsun” söyleyişlerini göstermek mümkündür. İlişkiler açısından bakıldığında ise kendini gerçekleştiren kehanetin halk söyleyişi karşılığının “bir insana kırk gün deli dersen, deli olur” olduğunu görüyoruz. Bireysel psikoloji karşılığının ise “aklıma gelen başıma geldi” söyleyişi olduğunu söylemek mümkündür. Hatta başa gelmesinden korkulan beklentiler veya kehanetler için halk arasında “şeytan kulağına kurşun” söyleyişi de kullanılmaktadır. (Balcı, 2018)
Kendimize, arkadaşlarımıza, üstlerimize, çalışanlarımıza ya da öğrencilerimize başaracaklarına inanarak yaklaşmalıyız. Sahip olduğumuz beklentileri düşük değil, yüksek ama onları "gerçeklikten uzaklaştırmadan" seçmeliyiz.
Theodore Roosevelt’in de dediği gibi, “Bir şeyi yapacağımıza gerçekten inandığımızda, aslında en önemli adımı atmış oluruz. İnandığımız zaman, daha da azimle hareket ederiz. Kendimize güvenir, umutsuzluğa kapılmayız.” Yani evet, inanmak başarmanın yarısıdır.
Henry Ford da bu konuya çok güzel değinmiştir: “İster yapabileceğini düşün, ister yapamayacağını düşün... Her halükarda haklısın.”
Belki de birçok şey bu kadar basittir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 38
- 19
- 12
- 10
- 7
- 7
- 7
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- O. Balcı, et al. (2018). The Pygmalion Effect At School. Journal of Social And Humanities Sciences Research (JSHSR), sf: 3644-3652. | Arşiv Bağlantısı
- H. Candan, et al. Cam Tavan Sendromunun Örgütsel Güven Üzerine Etkisi: Karaman İli Kamu Çalişanlarina Yönelik Bir Araştirma. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, sf: 67-87. | Arşiv Bağlantısı
- A. Demirtaş Madran. (2012). Temel Beklenti Etkisi: Kendini Gerçekleştiren Kehanet. Ayrımcılık Çok Boyutlu Yaklaşımlar, sf: 29-40. | Arşiv Bağlantısı
- F. Çobanoğlu, et al. (2017). Başarili Okullarin Anahtari: Etkili Okul Değişkenleri. Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sf: 114-134. | Arşiv Bağlantısı
- O. Balcı. (2018). Kendini Gerçekleştiren Kehanet Kavramini Anlamak. Sosyal Bilimler Dergisi, sf: 500-510. | Arşiv Bağlantısı
- TDK. Kehanet. (27 Ağustos 2019). Alındığı Tarih: 15 Mayıs 2019. Alındığı Yer: Türk Dil Kurumu | Arşiv Bağlantısı
- M. I. Abdullahi. Pygmalion Effect: Importance In An Organizational Management. SSRN. | Arşiv Bağlantısı
- M. Boydak Özan, et al. (2017). Pygmalion Etkisi Ve Liderlik. Munzur Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, sf: 69-79. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 02/12/2024 13:17:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7944
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.