Üst Düzey Akademideki Kadın-Erkek Eşitliğinde Türkiye Birinci Sırada!
Bu haber 6 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Özellikle son dönemlerde Türkiye'nin kötü veya istenmeyen konulardaki istatistiklerde birinciliği zorlaması popüler paylaşımlar yaratsa da, ülkemizden gururlandıracak haberler bulmak da mümkün. Yine son dönemde oldukça üzerine düşülen kadın-erkek eşitliği, özellikle de bilim, teknoloji, eğitim ve matematik alanları ile yönetim kadrolarında kadın-erkek eşitliği, birçok kurum ve kuruluşun politikalarını doğrudan şekillendiren bir konu. Ülkemizin, üst düzey üniversitelerimizdeki akademisyenler arası kadın-erkek eşitliği bakımından dünyada açık ara farkla birinci olması sizi şaşırtabilir. Rapor 2013 senesine ait olsa da, o yıldan bu yana yeni bir rapor yapılmadığı için, halen güncelliğini koruduğunu söyleyebiliriz.
Dünya'da Kadın-Erkek Eşitliği
Dünyanın en öne gelen akademik kurumlarından Thomson Reuters'ın, Times Higher Education ile birlikte yaptığı ortak bir çalışma, akademi dünyasındaki genel kadın-erkek eşitsizliğini gözler önüne serdi. Söz konusu eşitsizlik, sadece gelişmekte olan ülkelerde değil, aynı zamanda gezegenimizin en gelişmiş ülkelerinde de görülüyor. Özellikle de bu ikinci kategorideki ülkelerde kadın-erkek eşitliği mücadelesi on yıllardır devam ediyor.
Yapılan çalışmada, Times Higher Education tarafından hazırlanan Dünya Üniversite Sıralamaları'nda ilk 400'e girmeyi başarmış üniversitelerden elde edilen veriler kullanılarak, Küresel Cinsiyet Endeksi oluşturuldu. Bu endeks, akademideki erkeklerin kadınlarına oranlarına dayanıyor. Sonuçlar ise hem beklendik, hem şaşırtıcı denebilecek nitelikte: İncelenen her bir ülkede erkekler, kadınlardan daha fazla pozisyona sahip.
En büyük fark, Japonya'da. Japon akademisinin en üst düzey üniversitelerinde kadınlar sadece %12.7 ile temsil ediliyor. Japonya'nın hemen arkasında, %21.3 ile Tayvan geliyor. Bazı diğer ülkelerdeki kadınların akademide yer alma oranı ise şu şekilde:
- İngiltere: %34.6
- ABD: %35.9
- İsveç: %36.7
- Norveç: %31.7
- Danimarka: %31
Türkiye Lider!
Times Higher Education, yaptığı haberde şöyle diyor (vurgu Evrim Ağacı'na ait):
Ama bir ülke, neredeyse eşit bir dağılım göstermeyi başarmaya çok yaklaşıyor. Türkiye'de, ülkenin en üst düzey 5 üniversitesinde kadınların yeri %47.5.
Sitede yapılan haberde, diğer ülkelerin Türkiye'den bu konuda neler öğrenebileceği soruluyor. Buna cevaben, İstanbul Teknik Üniversitesi eski rektörü Gülsün Sağlamer şöyle cevaplıyor:
Türkiye'deki üniversitelerde kadınların öne çıkmasının tarihi ve kültürel nedenleri mevcut. Buna rağmen, kadınlara devam eden destek şart. 19. yüzyılın sonlarında dağılmaya başlayan Osmanlı İmparatorluğu, giderek artan sayıda kadın özgürlüğü hareketlerine sahne oldu. 1923 yılında kurulan cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, akademide ve memuriyette kadınlara eşit haklar vermeyi garanti etti. Cumhuriyet yıllarında açılan ilk üniversiteler, kadın öğrencileri almak için özel bir çaba sarf ettiler. Bazıları, Atatürk çağında kadınların "yedek asker görevi gördüğünü ileri sürdüler. Çünkü 1. Dünya Savaşı'nda dökülen kanlar nedeniyle üst düzey erkek bulmak zorlaştı. Dolayısıyla kadınlar göreve çağrıldı. Sonradan gelen Türk kadını nesilleri, bu cumhuriyetin kurulma mücadelesini şükran ve gururla andılar. Dolayısıyla kadınların erkeklerden düşük seviyeli olduğuna hiç inanmadılar. Hangi alanı seçerlerse seçsinler başarılı olabileceklerini biliyorlardı. Ayrıca Türkiye'nin geniş aile geleneği de akademideki kadınlara yardımcı oldu. Çocuk sahibi olsalar bile, ailelerinin desteğiyle kısa sürede akademiye dönüş yapabildiler. Kampüslerimizin birçoğunda anaokulları, ilk ve orta okullar bulunuyor. Bu, hayatımızı kolaylaştırıyor, esnek çalışma saatlerine sahip olabilmemizi, bunu yaparken kariyerimizi sürdürebilecek şekilde organize olabilmemizi sağlıyor.
İstatistikler Kandırmasın!
Yalnız istatistiklerin bir tehlikesi, dikkatli analiz edilmedikleri durumda oldukça yanıltıcı olabilmeleridir. Örneğin akademisyenler arasındaki durum ile, akademideki yönetim pozisyonları arasındaki istatistikler tamamen zıt yönlerde! Örneğin Türkiye'de, yukarıdaki istatistiklere dahil edilen üniversitelerdeki rektör yardımcısı olan kadınların oranı sadece %7! Japonya'daki 86 devlet üniversitesinin sadece 2 tanesinin rektörü kadın; onlardan da birisi sadece kadınları kabul eden bir üniversitenin başında. Bu şekilde yönetici pozisyonlarına göre yapılan bir sıralamada, Avustralya'daki üniversitelerin %18'i, İngiltere'deki üniversitelerin %14'ü kadınlar tarafından yönetiliyor. İngiltere'deki en üst okulları bir arada toplayan Russell Grubu içinde ise sadece 1 üniversite (Manchester Üniversitesi) kadınlar tarafından yönetiliyor.
Ayrıca öğrenci bünyesinde de istatistikler ilginç. Her ne kadar dünyanın en üst düzey 400 üniversitesindeki öğrencilerin %50.3'ü kadın olsa da, idarî pozisyonlardaki kadınların oranı sadece %33.7. Dahası, beşeri bilimler alanındaki akademisyenlerin %43'ü kadın, sosyal bilimler alanındaki akademisyenlerin %38.5'i kadın. Ancak fiziksel bilimlerde bu oran %19'a, mühendislik ve teknolojide bu oran %15.6'ya düşüyor.
Bu, bu istatistikleri ortaya koyan tek araştırma da değil. Avrupa Komisyonu'nun 2012 yılında Avrupa ülkelerinde yapılan bir araştırma sonucu yayınladığı raporda; bilim, matematik ve hesaplama, mühendislik, üretim ve inşaat alanındaki bölümler haricindeki bütün bölümlerde kadın doktora sahiplerinin oranı erkeklerden fazla.
Dahası, akademik seviye bakımından da kadınlar erkeklerin çok gerisinde. Gelir ve seviye olarak bakıldığında, en alt düzey olan C seviyesinde kadınların oranı %44, B seviyesinde %37, en üst düzey olan A seviyesinde ise sadece %20. Bilim ve mühendislik alanlarına bakıldığında, C seviyesindeki kadınların oranı %32, B seviyesinde %23, A seviyesinde ise sadece %11.
Rapora göre, mühendislik ve teknoloji profesörlerinin sadece %7.9'u kadın. Ama beşeri ve sosyal bilimlerde bu oran sırasıyla %28.4 ve %19.4.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Üzücü olan ise, raporun ortaya koyduğu üzere, bu cinsiyet eşitsizliğinin kendiliğinden azaldığını gösteren hiçbir göstergeye rastlanamamış olması. Dolayısıyla değişim istiyorsak, buna uygun politikalara muhtacız.
Durum Neden Böyle?
Akademinin, en aydın ve eşitlikçi ortam olması beklenir. Ancak durumun böyle olmadığı ortada. Peki neden? Sussex Üniversitesi Yüksek Eğitim ve Eşitlik Araştırmaları Merkezi Başkanı Louise Morley şöyle izah ediyor:
Akademi; en uç düzeyde yenilikçi, ilerlemeci ve hatta hiper-modern olarak bilinir; ancak nereye bakarsanız bakın, erkek egemenliğin arkaikliği altında ezilen bir kurum görüyorsunuz. En üst düzey kurumlarda, bu kurumların özellikle de üst düzey yönetici seviyelerinde neden kadınları görmüyoruz? Bunun nedenlerinden birisi, üniversitelere gömülü halde bulunan erkek-egemen güç durumu. Üniversitenin bölümleri, öğrenci ve çalışan seçim kurulları, akademik jurnal editörleri, vb. erkek-ağırlıklı olunca, bu düzen böyle devam ediyor. Bu durum, kadınların tam zamanlı pozisyonlar veya sabatikal gibi akademik kariyerlerini ilerletecek seviyelere ulaşmasına engel oluyor. Akademideki kültür, erkekleri destekliyor. Kadınlar, yetenekleri veya becerileri dolayısıyla el üstünde tutulmuyor ve çoğu zaman daha düşük seviyeli, daha yoğun sekreterlik işlerine yönlendiriliyorlar. Birçok erkek ise daha dışa dönük, daha hızlı kariyer kazançları olan pozisyonlara yerleşiyor.
Malezya'daki Kebangsaan Üniversitesi Kadın Liderliği Başkanı Bahiyah Abdul Hamid ise şöyle diyor:
Kadın akademisyenlerin, akademide vazgeçilmez olan denizaşırı akademik bağları kuramamasının bir diğer nedeni, uluslararası seyahate engel olan ailevi durumları. Bunu başaramamanın çok ciddi sorunları var. Araştırma potansiyelinizi ve üst düzey üniversitelerdeki kariyer geleceğinizi doğrudan etkileyebilir. Erkeklerin akademide daha başarılı olma nedenlerinden birisi, uluslararası bağları daha kolay inşa edebiliyor olmaları.
Peki Ya Seksizm?
Elbette, birçok toplumda kadınlara yönelik seksist yaklaşımlar da bu durumun en büyük sorumlularından birisi. Küresel Cinsiyet Endeksi'nin en altında bulunan Japonya'daki Bunkyo Gakuin Üniversitesi Yabancı Diller bölümünden Doç. Dr. Susan Burton, şöyle diyor:
Kadınlara karşı Japonların işyerlerinde gösterdikleri geleneksel tutumlar, ülkenin söz konusu endekste neden en dipte olduğunun en önemli açıklaması. Bu istatistikler hiç de şaşırtıcı değil. Japon toplumunda biyolojik determinizme inanç devam ediyor. Yani erkeklerin toplumsal alanda daha ön planda olması gerektiği, kadınların ise 'sonsuz işçilik' (eikyu shushoku) çerçevesinde çocuk ve ev bakımı yapması gerektiğine inanıyorlar. Bu tip görüşler, siyasetteki yaşlı erkekler tarafından, örneğin eski başbakan Yoshiro Mori gibi kişiler tarafından da destekleniyor. Mori, doğum yapmayan kadınların devlet desteği almaması gerektiğini ve düşen doğum oranlarının kadınların gereğinden fazla eğitim alması yüzünden olduğunu açıkça söylemişti. Japonya'da kadınlar tandai okullarına gönderilirler. Burada çocuklara "çay ve makyaj yapımı" öğretilir veya onların, "yumuşak sanatlar" olarak bilinen, kadınların kocalarını ürkütmeyecek sanatlar yapması sağlanır.
Konuyla İlgili Akademisyen ve Yazarların Görüşleri
Bu haberi yapmamızdan beri birçok akademisyen ve yazarımız da konuyla ilgili fikirlerini paylaştı. Sosyal medyada gözümüze takılan birkaç örneği sizlerle paylaşmak istedik:
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 13
- 6
- 4
- 4
- 4
- 4
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- lieverturksdanpaaps. Turkey Has The Highest Percentage Of Women In Top Academia In The World. (5 Mart 2020). Alındığı Tarih: 5 Mart 2020. Alındığı Yer: Reddit | Arşiv Bağlantısı
- J. Grove. Global Gender Index, 2013. (5 Mart 2020). Alındığı Tarih: 5 Mart 2020. Alındığı Yer: Times Higher Education | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/11/2024 17:37:17 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/6974
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.