Mikroalgler Besin Olarak Kullanılabilir mi?

Mikroalgler deniz ve tatlı suların tabanında, sütunlarında ve çeşitli mercan oluşumlarında görülen tek hücreli canlılardır. Mikroalgler tek başlarına bulunmazlar, o yüzden tek hücreli de olsalar da oluşturdukları koloniler çıplak gözle görülebilir. Binlerce farklı tür mikroalg olmasına karşın, en yaygın olanlar diyatomlar (Bacillariophyceae), yeşil algler (Chlorophyceae) ve altın rengi alglerdir (Chrysophyceae).

Nanyang Technological Universty

Mikroalglerin en önemli özelliklerinden birisi de fotosentez yapabilmeleridir. Öyle ki atmosferik oksijenin yaklaşık yarısını mikroalgler üretir. Bu sayede organik maddeleri (karbonhidrat, protein, yağ) de sentezlerler. Bu da mikroalgleri zengin birer besin kaynağına dönüştürür; çünkü mikroalgler insan vücudunda sentezlenemeyen omega-3 ve omega-6 yağ asitlerini içerir. Ayrıca mikroalgler A, B_1, B₂, B₆, B₁₂, C, E, ve folik asit (B₉) gibi vitaminlerin de iyi bir kaynağıdır.

Mikroalgler İnsan Diyetinde Balıkların Yerine Kullanılabilir mi?

Halle-Wittenberg Martin Luther Üniversitesi (MLU) araştırmacılarının yürüttüğü ve sonuçları 7 Temmuz 2020 tarihinde Uygulamalı Psikoloji Dergisi'nde yayınlanan çalışmaya göre, mikroalgler bioenerji endüstrisinin yanında gıda endüstrisinde de kullanılabilir.

Mikroalgler, temel olarak Asya'da üzeri açık küçük gölcüklerde üretilmektedir. Ancak bu küçük gölcüklerde zararlı maddelerin bulaşma riski de yüksektir. Bazı mikroalg türleri fotobiyoreaktör adı verilen kapalı sistemlerde yetiştirilmeye daha elverişlidir. Araştırmacılar bu kapalı sistemlerde hangi mikroalg türünün üretilip üretilemeyeceğini bulmaya çalışıyor. Bu sayede Almanya'da dahi mikroalgler üretilebilir ve insan diyetine farklı bir omega-3 kaynağı eklenebilir.

Schott

Mikroalgleri üretmek bazı balık türlerini üretmekten hem daha kolaydır hem de daha çevre dostudur. Çalışma ile ilgili Halle-Wittenberg Martin Luther Üniversitesi İnovasyon Ofisi'nden Dr. Toni Meler şöyle diyor:

İlk olarak yaptığımız şey, mikroalglerdeki ve balıklardaki besin ögelerinin karbon ayak izlerini karşılaştırmak oldu. Aynı zamanda su kaynağındaki asitleşmenin ve ötrifikasyonun (sudaki azot ve fosfatın artması) nasıl değiştiğini de iki besin kaynağı arasında karşılaştırdık.

Halle-Wittenberg Martin Luther Üniversitesi Tarım Ve Beslenme Bilimleri'nden Susann Schade ise şöyle diyor:

Ancak ürettiğimiz omega-3 ile çevreye etkilerine bakıldığında balık üretiminin mikroalg üretiminden daha kötü olduğunu gördük. Tabii ki ürettiğimiz mikrolgler bütün anlamlarda balıkların yeine geçemez. Ama eğer bunu başarırsak mükemmel bir çevre dostu omega-3 kaynağı elde ederiz.

Mikroalgler biyolojik olarak aktif ve sürdürülebilir olmalarından başta enerji olmak üzere kozmetik ve ilaç endüstrilerinde sık sık kullanılıyor. Yapılan yeni çalışmalar sayesinde bu endüstrilerin arasına gıda endüstrisini de eklemek amaçlanmaktadır.