McKitty Vakası: Bir İnsanın Öldüğüne Nasıl Karar Verilir?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Yirmi yedi yaşındaki Taquisha McKitty; Brampton, Ontario'da bulunan William Osler Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde sırt üstü uzanıyor. Gözleri kapalı olan genç kadının yüzünde huzurlu bir ifade bulunmakta. Yanağına bantlanmış plastik tüp, yattığı yatağın yanındaki vantilatörden gelen havayı ciğerlerine yönlendiriyor ve her nefeste göğsü yükselip alçalıyor. Çoğunlukla ebeveynler, kardeşler, teyzeler ve kuzenlerden oluşan ziyaretçiler için ayrılan sandalyeler; kalp atım ritmini neon yeşili renkte gösteren bilgisayar monitörünün altına yerleştirilmiş. Ara sıra Taquisha'nın ayak parmakları ve ayağı seğiriyor, bazen de bir tarafa dönerek özenle serilmiş çarşafı bozuyor. Onun bakımı ile görevlendirilmiş hemşireler, yoğun bakımda yatmakta olan tüm hastalar gibi uzun süreli fiziksel hareketsizliğin neden olduğu yatak yaralarını önlemek amacıyla Taquisha'yı da yatakta döndürüp yatağı yeniden düzenliyorlar.
Tarih Mart 2018; hastane yönetimi, Taquisha'yı tedavi eden doktorlar ve Ontairo Yüksek Mahkemesi'ne göre Taquisha öldü ve yaklaşık 6 aydır ölü. İki doktor, nörolojik fonksiyonların kalıcı olarak kaybedildiğini kesinleştirmek için ulusal olarak kabul edilen bağımsız yönergeleri uyguladı ve Taquisha adına bir ölüm belgesi hazırlandı.
Ancak Taquisha'nın ailesi bu sonuca katılmıyordu! Taquisha'nın kalbi atmaya devam ettiği sürece tıbbi destek almaya devam etmesi konusunda ısrarcı bir tutum sergilediler. Bu taleplerini desteklemek amacıyla Taquisha'nın ebeveynleri Alyson McKitty ve Stanley Stewart, bir dava açtılar ve doktorların "fişi çekmesini" önlemek için bir tedbir kararı aldırdı. Aile üyelerinin yoğun bakım ünitesine habersiz girmesini önlemek amacıyla üniteye güvenlik görevlileri, kameralar ve kilitli kapılar yerleştirildi. Tüm bu olanlara rağmen dava süresince sağlık çalışanları Taquisha'nın konforunu koruyarak onunla ilgilenmeye devam ettiler.
Taquisha McKitty'nin kalbi; ölüm belgesinin imzalanmasından bir yıl, üç ay ve on gün sonra, 31 Aralık 2018 sabah saat 3'te kendi kendine durdu. O yılın büyük bir bölümünde Taquisha'nın ailesi ve sağlıkçılar hem Taquisha'nın yatağının başında hem de mahkeme salonunda, ölümün belirlenmesine ilişkin adli hukuki karmaşıklığın her yönüyle tartışıldığı uzun oturumlarda düzenli olarak karşı karşıya geldiler.
Kamuya açık raporlarda "McKitty vakası" olarak geçen bu olay Ontario'da ölümün tanımının belirsizliği ve bireysel değerlerin tıbbi otoriteye aykırı olmasına izin verilip verilmemesi gerektiğine ilişkin bir hikayedir. Diğer yayınlanmış vakalara benzer şekilde bu vaka da nörolojik kriterlere göre belirlenen ölüm kavramının sorgulandığı, tıp camiası ile hasta ve ailenin bakış açıları arasında yaşanmış bir çatışma olarak kategorize edildi.
Ölümün tanımı ve zamanlaması konusundaki bu tür anlaşmazlıklar sıklıkla hem aileler hem de sağlık çalışanları için duygusal strese yol açmaktadır. Yine de Taquisha'nın ölüp ölmediğine dair uzun süre devam eden ve kamuoyuna kadar uzanan bir anlaşmazlığa rağmen, bu dava sayesinde insanları bir araya getirecek gelişmeler de yaşandı. Taquisha ile ilgilenen bazı sağlık çalışanları bu alana kişisel olarak yatırım yaptı ve onu tedavi eden doktorlardan biri Taquisha'nın cenazesine katıldı. Haftalar sonra Stanley Stewart elinde bir hediye paketi ile kızının ölmesine neden olan koşulları tartışmak ve bilgilenmek için bölüm başkanının ofisine geldi. Ölümün tanımı ve zamanlaması konusunda gerçekleşen kamuya açık hukuki yüzleşmenin olumlu sonuçlanması ve doktorların Taquisha'nın ailesiyle olağandışı bir ilişki kurması ilginç bir durum ve üstünde durulmasını hak ediyor.
Taquisha McKitty'nin hayatının sona ermesiyle ilgili çatışmanın bir parçası olan ölümün tanımıyla ilgili anlaşmazlık, inkâr edilemez bir şekilde mevcut olsa da aile ve sağlık hizmeti sağlayıcılarının bakış açılarına ilişkin daha ayrıntılı bir açıklama, çatışmanın ortaya çıkmasına katkıda bulunan bir dizi başka sosyal ve ilişkisel faktörü ortaya koyuyor. Ölümün doğasına ilişkin yerleşik epistemolojik veya hukuki görüşlerden ziyade, çatışmanın (ve çözümün) ortaya çıkıp çıkmayacağı ve ne dereceye kadar çıkacağını belirlemede güven ilişkileri ve iletişim tarzları beklenenden daha güçlü bir etkiye sahip olabilir. Sonuç olarak, yalnızca ölüm tanımlarının anlaşılırlığını arttırmaya veya ek bilgi sağlamaya odaklanan ve nörolojik kriterlere göre öldüğü belirlenen hastaların yaşam sonu bakımını iyileştirmeye yönelik müdahaleler, güven ilişkilerini iyileştirmeyi de hedeflemezse başarısız sonuçlanabilir.
Bu yazıda, Taquisha'nın babası Stanley Stewart, Taquisha'nın doktorlarından biri olan Andrew Healey ve hastane etik uzmanı Paula Chidwick'in McKitty vakasına ilişkin deneyimlerine yer veriyoruz. Bu üç bakış açısının yan yana getirilmesi, nörolojik kriterlere göre belirlenen ölüm tanımıyla ilgili çatışmanın nasıl geliştiğine ve Taquisha'nın ailesiyle nihayetinde nasıl olumlu bir ilişki kurulduğuna dair fikir veriyor.
Ayrıca bu çalışma gelecekte benzer vakalara nasıl yaklaşılabileceğine dair aile, biyoetik ve hekim bakış açılarının yansımalarını da sunuyor. Bu makaledeki amaç, davayı detaylı olarak incelemek ya da ailenin yaşadıklarına ilişkin klinik gerekçeler sunmak değil; nörolojik kriterlerle belirlenen ölüm kavramına ilişkin yanlış anlaşılmaların, ailenin ölüm tespitinden sonra yaşam desteğinin devam etmesi yönündeki taleplerini nasıl yönlendirdiğini açıklamaktır.
Stanley Stewart'ın Anlattıkları
14 Eylül 2017 akşamı geç saatlerde Taquisha, aşırı doz nedeniyle bilincini kaybetti. Sağlık görevlileri olay yerine geldiğinde Taquisha'nın nabzı çok düşüktü. Brampton Şehir Hastanesine giderken nabzını kaybetti ve kardiyak arreste girdi. Sağlık görevlileri, onu acil servise ulaştırana kadar kardiyopulmoner resüsitasyon (kalp masajı) uyguladı. Hastaneye vardığında nihayet kalbini yeniden çalıştırmayı başarmışlardı. Acil serviste Taquisha entübe edildi ve beynindeki ödemi kontrol altına almak için hipotermik battaniye kullanıldı. Birkaç saat sonra ise yoğun bakım ünitesine taşındı. İşte gerçek kâbusumuz burada başladı.
Yoğun bakımda görevli doktor bizimle görüştü ve durumun çok ciddi olduğunu söyledi ki hepimiz bunun farkındaydık. Bize Taquisha'nın beyninin 72 saat boyunca şişmeye devam edeceğini ve bu sürenin sonunda onun uzun vadeli durumu hakkında bilgilendirme yapmalarının daha doğru olacağını söylendi. O zaman bu açıklamanın ciddiyetinin farkında değildik. Gerçekten neyi beklediğimizi, iyi bir sonuç mu yoksa kötü bir sonuç mu çıkacağını bilmiyorduk.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Hastaneye kaldırıldıktan sonraki ilk günlerde Taquisha, ailesinin ve arkadaşlarının seslerine tepki verebiliyordu ve bir keresinde erkek kardeşinin ve annesinin ellerini birkaç dakika sıktı. Bir sabah adının söylenmesine başını çevirerek tepki verdi. Ve en önemlisi ilk başlarda solunum cihazının çok az desteğiyle kendi başına nefes alıyordu.
Taquisha'nın hastanede kalışının ilk günlerinde doktorlara beyin şişmesini azaltmak için ne gibi müdahaleler ve ilaçlar verdiklerini sorduk. Bize onun durumunda "yapabilecekleri hiçbir şey olmadığını" söylediler, biz de bunun tuhaf bir yorum olduğunu düşündük. Gözlemlediğimiz ve bizi endişelendiren bir diğer şey ise Taquisha'ya hareket halindeyken sakinleştirici ilaçlar vermeleriydi. Bunun nedenini sorduk ve kas spazmı geçirmemesi için olduğunu söylediler. Geriye dönüp baktığımızda, bunun onun daha da derin bir koma haline girmesine ve vücudunu kapatmasına yardımcı olduğunu düşünmeye başladık.
18 Eylül'de (doz aşımından 4 gün sonra), Taquisha beynindeki ödemden dolayı nefes alıp vermeyi bıraktı. Bu andan sonra, tedavi ekibine yeni katılan doktor ölümün nörolojik olarak belirlenmesi için apne testini de içeren bir test uyguladı. Bu testi esasen hastayı boğma girişimi olarak yorumladık ve sonuç olarak beyinde salınan CO2 ve asitlerin birikmesi nedeniyle potansiyel olarak daha fazla beyin hasarına yol açabileceğini düşündük. Taquisha bu testlerden üçüne çok kısa bir süre içinde maruz kaldı ve kötüleşen durumu nedeniyle bunun beynine ciddi zarar verdiğini hissettik. Taquisha testi geçemedi ve beyin ölümü ilan edildi.
İki gün sonra, 20 Eylül'de tedaviyi yapan doktor bize yaşam destek ünitesini askıya alacaklarını, yani "fişi çekeceklerini" söyledi. Taquisha ile vedalaşmamız için birkaç saatimiz olduğunu belirtti. Bu bize büyük bir baskı gibi geldi. Şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: "İki saat mi? Bu hiçbir şey!" Aşağılayıcıydı, küçümseyiciydi ve bu beni öfkelendirdi.
O sırada doktora yaşam destek ünitesinin fişinin çekilmesine razı olmadığımı ve Taquisha'ya daha fazla zaman tanınmasını istediğimi söyledim. Hareketleri ve dokunma hassasiyeti yaşam belirtileriydi ve testte "başarısız olmasına" rağmen bize beyin fonksiyonlarını kaybetmemiş olduğunu düşündürmeye devam ediyordu. Doktor, Taquisha'nın beyin ölümünün gerçekleştiğini beyan ettiği için yasal açıdan onun öldüğünü, benim itiraz etme "hakkına" sahip olmadığımı ve yaşam destek ünitesinin fişinin çekilmesi için onayıma gerek olmadığını söyledi. Ayrıca şunları ekledi:
Fişi henüz çekilmediği için şanslısınız. Diğer doktorlar olsaydı çoktan çekmişlerdi.
Bunun üzerine odayı terk ettim ve avukat ile görüşmeye başladım. Ayrıca hastanenin şikâyet ofisine gittim ve eğer rızam olmadan yaşam destek ünitesinin fişi çekilirse dava açacağımı söyledim. Bu davranışım bize hastanenin Taquisha'nın yaşam desteğini sonlandırmasını engelleyen mahkemeden acil tedbir kararı almamız için 24 saatlik bir zaman kazandırdı ve bize onun hâlâ hayatta olduğunu kanıtlama şansı verdi.
Ertesi gün (21 Eylül'de) doktorlar ve hastane yönetimi ile bir toplantı düzenlendi. Bize Taquisha'nın ölüm belgesi verildi ve biz de onlara mahkeme kararını tebliğ ettik. Ayrıca Taquisha'nın organ bağışçısı olarak kaydolduğunu da öğrendik, bu da neden doktorların onun öldüğünü ilan etmekte acele ettiğini anlamamızı sağladı. Bu toplantıdan sonra nörolojik kriterlere göre belirlenen ölümle ilgili kendi araştırmamızı yaptık ve konseptin, nakil için organ kaynağı sağlamak ve aksi takdirde hastanelerin ve sağlık sisteminin komadaki hastalara harcamak zorunda kalacakları paradan tasarruf etmek için tasarlandığını gördük.
Sonraki hafta ve aylarda, Taquisha'nın hayatını kurtaracak ve koma durumunu tersine çevirebilecek ilaçları ve tedavileri alması konusunda hastaneye talepte bulunmaya devam ettik. Bunların tümü hastane tarafından reddedildi ve mevcut durumun korunacağı söylendi. Yani Taquisha'ya ölü muamelesi yapmaya devam edeceklerdi. Hastanede bir rutine girdik, nöbetleşe ziyaretler yapıp Taquisha'nın yanında oturuyorduk. Doktor ve hemşirelere güvenemediğimiz için Taquisha'yı orada yalnız bırakmaktan korktuk. Zaman geçtikçe bazı hemşirelerle dostane bir ilişki kurmaya ve onların nasıl bir rutin izlediklerini gözlemlemeye başladık. Taquisha'ya diğer hastalardan farklı davranmadıklarını, sadece yapmaları gereken prosedürlerini takip ettiklerini fark ettim. Taquisha'nın davası mahkemelerde görülürken yoğun bakım ünitesinde geçirdiğimiz haftalar ve aylar boyunca doktor ve hemşirelerle olan günlük etkileşimlerimiz yavaş yavaş bir miktar güven ve anlayış düzeyine erişmemize yardımcı oldu.
Taquisha'nın ölümün nörolojik olarak belirlenmesi anlamına gelen NDD (İng: "Neurological Determination of Death") kriterlerini karşıladığına hiçbir zaman inanmadım. Ciddi beyin hasarı olduğunun farkındaydım ama hâlâ tanıma aykırı yaşam belirtileri taşıdığına inanıyordum. Mahkeme sürecine girmemizin temel nedeni buydu. Taquisha hâlâ bize bacaklarını ve ayaklarını hareket ettirerek, seslere ve gürültülere tepki vererek yaşam belirtileri gösterirken onu yaşam destek ünitesinden ayırmaya hazır değildik.
Taquisha'nın kalbi durduğu zaman onun öldüğüne ikna olduk. Cenazede Dr. Healey'i gördüğümde ona karşı bakış açım değişti. O günden sonra konuşabileceğimiz bir yere geldik ve işte o zaman tartışma ve ortaklık ilişkimiz başladı.
Cevaba Odaklanmıştık, Bu Soru Kimsenin Aklına Gelmemişti: Yoğun Bakım Doktoru Andrew Healey'in Düşünceleri
Bu vakanın başlangıcında klinik ekip, tıbbi gerçekleri net bir şekilde tanımlamaya ve açıklamaya odaklanmıştı. 14 Eylül'de Taquisha, aşırı doz nedeniyle hastane dışında kardiyak arreste girdikten sonra yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. 17 Eylül'de Taquisha hâlâ kendi başına nefes alıyordu ancak durumu iyi değildi. Ailesi ile görüştük ve onları durumu hakkında bilgilendirdik. Üç gün sonra Taquisha kendi kendine nefes almayı bıraktı. 20 Eylül'de, yani yoğun bakım ünitesine kabulünden altı gün sonra, Taquisha nörolojik kriterler kullanılarak ölümün belirlenmesine yönelik ulusal olarak kabul edilen kılavuzlar kullanılarak iki doktor tarafından ustalıkla muayene edildi ve ölü ilan edildi.
Ölümün tespiti tıbbi ve bilimsel bir işlemdir. Bir hasta standartlara uyuyor ise ölü ilan edilebilir. Taquisha'nın ölüm standartlarını sağladığını ve onu yaşam destek ünitesinden ayırmamız gerektiğini biliyorduk. Yaptığımız testlerin, ailenin yaşam desteğinin kaldırılmasına yönelik fikre daha olumlu bakmasını sağlayacağını düşünüyorduk. Taquisha'nın ailesine onu makinelerden ayıracağımızı ve bunun için onaya ihtiyacımız olmadığını söyledik. Taquisha'nın mevcut hareketlerinin yaşam belirtisi olmadığını, nörolojik ölüm tespitinden sonra mümkün olan, hatta beklenen omurilik refleks hareketleri olduğunu anlattık. Eksik yaptığımız şey, Taquisha'nın ölüm fikrine alışması için aileye zaman ve alan sağlayamamaktı. Bu hatalı seçimler bir ya da iki doktordan kaynaklanmıyordu. Bu olaylar dizisi o dönemdeki pek çok doktorun benimsemiş olduğu tipik duruştan kaynaklanmıştı.
Şüphesiz Taquisha, ailesi ve arkadaşları tarafından seviliyordu. Hepsinin onun için en iyisini istediği başından beri açıktı; ancak "en iyinin" tam olarak ne anlama geldiğine dair fikirlerimiz farklıydı ve hepimizin bu fikirlere bakışı zamanla değişti. Bazı kişiler arasında ölüme saygı ve Taquisha'ya duyulması gereken saygının solunum cihazı desteğinin devam etmesi nedeniyle bozulup bozulmadığı konusunda gerilim vardı. Doktor ve hemşirelerin bazıları "Burada hâlâ ne işimiz var?" diye soruyordu. Başlangıçta hiçbir fikrim olmadığını söyleyerek cevap veriyordum. Daha sonra, dava ilerledikçe cevabım şu şekilde değişti:
Ölümle ilgili son derece önemli bir soruyu yanıtlamak için çok önemli bir süreci beklerken, tedaviyi gerektiği gibi sağlamak konusunda mahkemenin verdiği emirleri uyguluyoruz.
Odak noktamızı şu sorudan uzaklaştırmamız uzun zaman aldı; "O öldü mü, ölmedi mi?". Bir ara, davanın başlamasından aylar sonra Stanley ve Alyson'la Taquisha'nın ciğerlerinde meydana gelen bazı olayları açıklamak için buluştuğumuzu hatırlıyorum. Toplantıya devam eden hukuki anlaşmazlığı kabul ederek başlamıştım, şunları söylediğimi hatırlıyorum:
Bugün Taquisha'nın ölüp ölmediği meselesi artık bize ait değil. Bu, buranın dışında, mahkemede olup biten sürece ait bir soru. Bugün Taquisha ve onun bakımıyla ilgili işlerin ne durumda olduğu hakkında konuşmak için buradayız.
Stanley ve Alyson'a Taquisha'nın vücudunda artık tedavisi mümkün olmayan fizyolojik değişiklikler olacağı gerçeğini anlattım. Birlikte uzunca bir süre konuştuk. O toplantıda sadece Taquisha'nın bu durumda ailesinden ne isteyeceğine, ebeveynlerinin onun için ne istediğine ve tıbbi olarak neler yapılabileceğine odaklandık. Taquisha'da olup bitenler hakkındaki bilimsel görüşümden asla taviz vermedim ama bu bilimsel yaklaşım artık konuşmamızın merkezinde değildi. Bunun yerine Stanley ve Alyson'a, ailelerine ve ölen hastaya sunabileceğimiz bakım imkanlarına odaklandık.
O toplantı benim için gerçekten bir dönüm noktasıydı. Toplantının başında Stanley ve Alyson'ın personelimizin ne kadar harika olduğundan bahsettiklerini hatırlıyorum. Bazı personel ve doktorlar ile aile arasında oluşan ilişkilerden bahsettiler. Birçok hemşire ve doktorun isminden bahsettiler. O noktada, iki aşamalı mahkeme sürecine başlamıştık ve ilk celsede teknik olarak "kaybetmişlerdi". Ama yine de oradaydılar ve kızlarının gördüğü mükemmel bakımdan bahsediyorlardı. O toplantıdan sonra yoğun bakım personeli bana "Burada ne işimiz var?" diye tekrardan sordu. Bu sefer şu şekilde cevap verdim:
İnsanları ve ailelerini önemsiyoruz. Taquisha ölmüş olsa bile ona hâlâ bakım sunabiliyoruz.
Standart Yanıtlardaki Eksikliklerle Karşılaşmak: Etik Uzmanı Paula Chidwick'in Düşünceleri
Taquisha McKitty, ailesinin nörolojik kriterlerin belirlediği ölüm kavramıyla ilgili endişelerini dile getirdiği ilk hasta değildi. Nadir de olsa, itiraz eden ailelerle zaman zaman karşılaşıyoruz. Taquisha geldiğinde, nörolojik kriterleri kullanarak ölüm ilanından sonra ailenin organ desteğinin devam etmesi yönündeki taleplerine karşı standart bir tıbbi etik yanıtı uygulamaya koymuştuk. Bu, nörolojik kriterlere göre belirlenen ölüm tanımı hakkında aileye bilgi verilmesini ve ardından yaşam sonu ritüelleri açısından tercihlerinin ve solunum cihazının kesilmesine katılıp katılmayacaklarının sorulmasını içeriyordu. Bu rutin sürecin ailelere endişelerini dile getirebilmeleri ve hastanın yaşamının sonunda seçimler yapabilmeleri için alan sağladığı düşünülüyordu. Bununla birlikte, ölümün meydana geldiği ve yaşam desteğinin yakında geri çekileceği şeklindeki adli hukuk gerçeğini az çok merkeze alan bir açıklamaya yer veriliyordu. Temel mesaj sonuçta şuydu: "İsteseniz de istemeseniz de bu oluyor.".
Bu tür vakalarda etik danışmanlığın rolü, üzerinde anlaşmaya varılan sonuç (solunum cihazının çıkarılması) gerçekleşene kadar zamanlama konusunda ailelerle müzakere etmektir. Taquisha'nın durumunda bu standart süreç kesintiye uğradı. Nörolojik kriterlere göre belirlenen ölüm kavramı hakkındaki bilimsel bilgi birikimimizi ustaca iletme ve yaşam desteğinin kesilmesinin zamanlamasını müzakere etme girişimlerimiz, zamanlama konusunda daha fazla anlayış veya anlaşmaya yönelik herhangi bir adımla sonuçlanmadı.
Bunun yerine, güven kaybı ve devamında mahkeme kararı ve resmi duruşma şeklinde yüzleşmeye yol açan bir süreç başladı. Taquisha'nın ailesi mahkemeden aldıkları tedbir kararıyla bize normal süreçlerimizi yavaşlatma ve gözden geçirme fırsatı yarattı. Bu bekleme süresi, Taquisha ve onun bakımı hakkındaki bakış açılarının ve endişelerinin merkeze alındığı bir değişime yol açarak tıbbi ve hukuki hedeflerimizi bir kenara itti; bu da ilk başta kuşkusuz rahatsız ediciydi ama yine de yapılması gerekiyordu.
Zaman geçtikçe ve Taquisha yoğun bakım ünitesinde solunum cihazına bağlı kalmaya devam ettikçe ailesiyle olan ilişkilerimizde bir değişiklik fark etmeye başladık. Stanley'in daha sonra bana "küçük ve artan nezaket-şefkat eylemleri" olarak tanımladığı şey sayesinde aramızdaki güven yavaş yavaş yeniden inşa edildi. Mahkeme salonunda sürmekte olan resmi anlaşmazlığın ardından yoğun bakım ünitesi, ailenin düşüncelerinin arasına girerek tıbbi veya hukuki pozisyonlardan haklı çıkmaya gayret etmeden Stanley ve ailesini gerçekten dinlememiz için bir alan sağladı.
Taquisha'nın Mirası
Taquisha ardında çok yönlü bir miras bıraktı. Onun ölümüyle ilgili bu dava, Ontario'da ve Kanada genelinde ölümün nörolojik kriterler kullanılarak belirlenmesiyle ilgili bir dizi önemli hukuki ve tıbbi emsal kararın ortaya çıkmasına yol açtı. Onun davası, Kanada'da nörolojik kriterleri kullanarak ölümün belirlenmesine yönelik kabul edilebilir kuralların yasal olarak tanınmasını sağlayan ilk davaydı. Ayrıca McKitty davası, ölümün belirlenmesine yönelik zorluklara nasıl yaklaşılabileceğine dair bir örnek oluşturdu ve sonuç olarak gelecekte benzer vakalarda sürecin nasıl ilerleyeceğini büyük ölçüde şekillendirecekti.
Hastane açısından bakılacak olursa Taquisha'nın vakası, bazı yoğun bakım ünitelerinde nörolojik kriterlere göre ölü olduğu bildirilen hastalar için ve özellikle de ailelerin uzunca bir süre yaşam desteğinin devamını talep ettiği durumlarda nasıl bir yaklaşım izleneceğine yeniden odaklanılmasını sağladı. Bu durum şu an William Osler Sağlık Sistemindeki yoğun bakım ünitesi için kesinlikle geçerli, ayrıca Ontario ve çevresindeki diğer hastanelere de yayılıyor. Bunun gibi aile ve hastane arasındaki çatışmalar ortaya çıktıkça bu sürecin nasıl en sağlıklı ve olumlu bir şekilde ilerletileceği konusunda etik uzmanı Paula Chidwick ve yoğun bakım doktoru Andrew Healey'in görüşlerine sıklıkla başvuruluyor. Taquisha ve ailesiyle olan deneyimleri ve davanın mirası, verdikleri yanıtlarını şekillendiriyor.
Dr. Chidwick "bizi ve bilimsel görüşümüzü" merkeze alan bir rutin yerine artık tüm inançlara sahip ailelerde güven ve saygı oluşturmanın birincil önemini vurguluyor. Buna "haklı olmak yerine ilişkiyi iyileştirme" süreci adını veriyor. Bu yaklaşım, Taquisha davasının sonuçlanmasının ardından Stanley tarafından bilgilendirme toplantıları sırasında görevlilerle paylaşılan önerilere dayanıyor. Stanley’nin yoğun bakımda çalışan sağlık çalışanlarına tavsiyelerinden bazıları şu şekilde:
Aileleri destekleyin, bilgi birikiminizi bizimle paylaşın, bize zaman ve alan verin çünkü biz insanız. Yaşadıklarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Bize 'Başka neye ihtiyacınız var?' diye sorun ve en önemlisi size söylediklerimizi dinleyin. Ailelerin sesi önemlidir.
Dinlenmeme, önemsenmeme ve göz ardı edilme duyguları Stanley'nin Taquisha vakasıyla ilgili hayal kırıklığına ve yaşadığı acısına katkıda bulunmuştu. Bu duygular tıbbi belirsizlikler ya da dava nedeniyle oluşmadı, aksine sağlık çalışanlarının davranışları Stanley'de bu duyguların açığa çıkmasına neden olmuştu. Stanley süreci şöyle anlatıyor:
En büyük korkum Taquisha'nın ölmesi değil, yeterince şey yapıp yapmadığımdı. Huzur içinde olabilmek için elimden gelen her şeyi yaptığımı bilmeye ihtiyacım vardı.
Stanley'nin, Taquisha'nın bakımı ve durumuyla ilgili sorularına karşı doktorların ilgisiz olması veya soruları eksik yanıtlaması, aileyi kenara itilmiş gibi hissettirerek hayal kırıklığına uğramalarına katkıda bulundu. Stanley, her ailenin farklı türden bilgilere ihtiyaç duyabileceğini kabul ediyor ancak kendi durumunda, kızının bakımı konusunda söz sahibi olabilmek ve bundan sonra olacaklara hazırlanabilmek için klinik planı bilmek istediğini de ekliyor. Stanley'nin bakış açısına göre, Taquisha'nın doktorları ailesinin kaygılarını saygıyla dinleyebilirlerdi ve Taquisha'nın hastaneye kabul edildiği andan itibaren onun için ne yapıldığını (ya da yapılmadığını) açıklamak için daha fazla zaman ayırabilirlerdi. Stanley beklenen bu yaklaşım hakkında şunu belirtiyor:
Bu noktaya daha erken varabilseydik belki işlerin gidişatında da bir fark yaratabilirdik.
Dr. Healey ise şunları söylüyor:
Bu zor koşullarda aileler için nasıl daha iyi şeyler yapılabileceğini doğrudan Taquisha ve ailesinden öğrenmek büyük bir ayrıcalıktı. En başından beri durumu kabullenmelerine yardımcı olacak zaman, alan ve anlayışı sağlamaya odaklanmadığımız için güvenlerini kaybettiğimizi öğrendim. Bizlere güvenmelerini sağlamak yerine peş peşe sıraladığımız tıbbi ve hukuki gerekçelerin defalarca kez ana hatları ile belirtilmesi ailede korku, kuşku ve öfkeye yol açtı.
Dr. Healey, artık ölümün belirlenmesine ilişkin tartışmaları bilimsel ve tıbbi bir otoritenin konumuyla başlatmak yerine, ölümden önce tam olarak ne olduğunu ve şimdi onlara nasıl destek olabileceğimi anlamak için ailelere, insan varlığına dair gerçek merakla yaklaşmaya çalıştığını söylüyor:
Artık ailelere bu tarz durumları kabullenmelerini kolaylaştırmak amaçlı zaman ve alan tanıyıp süreci açıklayarak onlara ölümün belirlenme tarzına ilişkin bir miktar öngörü sağlamaya çalışıyorum. Artık kimseyi ölümün tanımı ya da ölümün nörolojik kriterlerle belirlenmesi kavramı konusunda ikna etmeye çalışmıyorum. Değerlendirme raporları ve biyolojik hastalık teorisine dayanan net bilimsel değerlendirmeleri ailelere sunuyorum ve yoğun bakımda yaptığımız işlerde beynin merkezi rolü hakkındaki görüşlerimi onlara erkenden açıklıyorum. Ama bunun ikna etmekle alakası olmadığını kendime defalarca hatırlatıyorum. Bunun yerine aileler ile anlaşmaya varabilecek ortak noktalar arıyorum; iki taraf da hasta için en iyisini istiyor, genellikle kimse hastanın acısını artırmak veya kararları çok erken vermek istemiyoruz.
Bazen tek anlaşma noktası hastanın kalbinin hâlâ atıyor olmasıdır. Ailelerin bir hayatın sonuna ilişkin vereceği kararlardan asla emin olamaması beni asla şaşırtmaz. Öncelikle kendime şunu soruyorum: 'Bu konuda ne yapılması gerektiğine ilişkin benim varsayımlarım ve kararlarım neler olurdu?' Ve bunu birisi böyle düşünsün diye sormuyorum.
Healey'e göre, McKitty vakasından alınan en önemli derslerden biri görünüşte zorlu anlaşmazlıklar ve çatışmalar bulunmasına rağmen zaman harcayarak, iletişimi geliştirerek, ailelerle empati kurarak ve yüksek derecede etkileşim uygulayarak güven ve karşılıklı saygıyı yeniden oluşturabilmenin mümkün olduğuydu. Artık bunu tüm hasta yakınlarıyla etkileşimlerinde bir öncelik haline getiriyor ve William Osler Sağlık Sistemindeki ve Ontario genelindeki diğer sağlık çalışanlarını da aynı davranışı sergilemeye teşvik ediyor.
McKitty vakasının bir sonucu olarak Dr. Chidwick de yoğun bakım ünitesindeki aile çatışmalarına karşı olan yaklaşımını değiştirdi. Chidwick durumu şöyle açıklıyor:
Anlaşmaya varmak için bir hedef belirlemek yerine, bir aile toplantısı düzenleyip ailenin derinden bağlı olduğu değer ve inançları dinlemek, öğrenmek ve bunlara saygı duymak ve ayrıca kendi derinden bağlı olduğumuz inançlarımızı paylaşmak için bir hedef belirliyoruz.
İlişkilere odaklanmaya yönelik ilerleyen bu süreç, kuşkusuz bilimsel bilginin iletişimine odaklanmaya yönelik geleneksel stratejilerden daha fazla zaman alıyor. Ancak McKitty vakasının gösterdiği gibi, bu uzun süreli hukuk mücadelesi eğer büyük duygusal, fiziksel ve mali sıkıntıdan kaçınmaya yardımcı olabiliyorsa, değerlidir. Chadwick bu konuda şunları belirtiyor:
Ailelerle ilerleyebilmek için güvene ihtiyacımız var. Güven ortamı oluşmazsa ve onlara bu ortamı oluşturabilecek zamanı vermezsek karar verme konusunda bir ilerleme gösteremeyeceklerdir. Güven ortamı oluşturmak için yeterli zaman olmadığını düşündüğünüzde bunun yolun devamı için önemli bir temel oluşturduğunu ve buna ihtiyacınız olduğunu unutmayın.
Nörolojik kriterlere dayandırılan ölüm ilanı ile mücadele eden ailelere ne kadar zaman ve alan tanınması gerektiği sorusu özellikle de artan COVID-19 vakaları nedeniyle sıklıkla gündeme geliyor. Chidwick, etik ve tıbbi görüşten ziyade ailelerle ilişki ve güven oluşturma süreçlerine odaklanılması gerektiğini vurguluyor:
Bu güven ilişkisini kurmayı başardığınızda aslında ailelerin ne kadar zamana ihtiyaç duyduğunu anlayacaksınız. Başlangıç noktası, ailelerin umutlarını, korkularını ve inançlarını sağlık ekibiyle paylaşabilecek kadar rahat hissedebilecekleri bir alanı oluşturmak olmalı. Elimizdeki klinik bulgu ve sonuçları özetlediğimizde bu alanı oluşturduğumuzu varsayamayız.
Nihayetinde Chidwick, bakım süreci veya ölümün tanımı konusundaki anlaşmazlıkların, ailelerle güvene dayalı ilişkiler kurmanın önünde bir engel olmaması gerektiğini düşünüyor.
Taquisha arkasında, kendisiyle ilgilenen sağlık çalışanlarına öğrettiklerinden, yoğun bakım ünitesindeki organizasyonel iyileştirmelere ve Kanada'da ölümün nasıl anlaşıldığına dair önemli hukuki temellere kadar uzanan olumlu ve güçlü bir miras bıraktı. Sağlık sistemindeki bu değişikliklerin sayısız hasta, aile ve sağlık çalışanı üzerinde önümüzdeki yıllarda olumlu etkileri olacak. Mahkemede yapılan çalışmaların, hastanede yapılan bilgilendirmeler ve sağlık çalışanlarının tedavi, çalışma ve düşünme şeklinde önemli değişiklikler gibi yansımaları oldu.
Elbette hiçbir şey Taquisha'nın hayatının yerini alamaz ve birçok arkadaşı ve geniş ailesi onu derinden özlemektedir. Ancak yine de mahkeme salonunda, hastanede ve yatak başında meydana getirdiği değişim ve ardında bıraktığı mirası, önümüzdeki yıllarda başkalarının hayatını etkilemeye devam edecek.
McKitty vakası, nörolojik kriterler kullanılarak ölümün belirlenmesinin ardından bir ailenin yaşam desteğinin devamına ilişkin talebinin yalnızca bir örneğini temsil etse de aile ve sağlık çalışanının deneyimlerinin yan yana getirilmesi, her iki grubun kendi açısından en iyiye odaklanmasının nasıl bu tarz çatışmalara yol açabileceğini aydınlatmaya yardımcı oluyor. Hem Taquisha'nın ailesi hem de sağlık çalışanları onun için en iyisini istiyordu, ancak bu en iyinin ne anlama geldiği konusunda aynı fikirde değillerdi.
Başlangıçta iletişim kurmaya ve bakım seçeneklerinin araştırılabileceği bir güven ilişkisi sağlamaya zaman ayırmak yerine, nörolojik kriterleri kullanarak ölümün belirlenmesinin tanımı ve desteği çekmenin yasal dayanağı hakkında bilgilerin iletilmesini içeren rutin bir sürecin uygulanması; Taquisha'nın ailesinin seslerinin duyulmadığını hissetmesine ve yasal bir dayanak aramasına neden oldu. Taquisha'nın ailesi ve sağlık çalışanları ancak daha sonra, bu yasal çatışma sürecinin sağladığı zaman ve Taquisha'ya yönelik devam eden şefkatli bakım sayesinde yavaş yavaş bir güven ilişkisi kurmayı başardılar.
Bu vaka sayesinde elde edilmiş deneyimler, sağlık çalışanları ve aileler arasındaki güven ilişkisini güçlendirmek için nörolojik kriterlere göre ölümün tanımlanmasının daha açık ve anlayışlı bir şekilde yapılmasının önünü açmaktadır.
McKitty davasında bu tartışmanın yürütülmesine rağmen Stanley Stewart ve ailesi için asıl endişe uyandıran kısım nörolojik kriterlere göre ölümün tanımlanmasındaki geçerlilik değildi. Sanılanın aksine Stanley, bu ölüm tanımını yapmak için kızında neye nasıl bakıldığını, kızının dışarıdan gelen uyaranlara verdiği tepkilerin nasıl yorumlandığına ilişkin bazı noktalardaki sert tanımlardan rahatsız olduğunu ifade ediyordu. Stanley, nörolojik kriterler kullanılarak belirlenen ölüm kavramı hakkında kavramsal açıklığa değil, Taquisha'nın doktorlarının göstereceği saygı ve şefkate ve hastanedeki genel gidişatının daha net bir şekilde açıklanmasına ihtiyaç duyduğunu anlatıyor.
Beyne odaklanmanın, kanıta dayalı kuralların ve yasal netliğin harmanlanması bilim camiası ve genel halk için faydalı olsa da bu çabalar çatışmaların merkezinde yer alan güven eksikliği ve zayıf iletişim gibi temel sorunları ele almıyor. SPIKES yaklaşımı gibi "kötü haberlerin" iletilmesini kolaylaştırmaya yönelik mevcut araçlar, doktorların aileleri hasta ölümü konusunda bilgilendirme becerilerini kolaylaştırmaya yardımcı olabilir. Bununla birlikte, ailelerin hastanın durumu hakkında temelde fikir ayrılığına düştüğü karmaşık durumlarda sonuç odaklı standart kontrol listeleri, devam eden anlaşmazlığa rağmen birlikte çalışmak için gereken saygı ve güveni yeniden inşa etmek için alan sağlamakta başarısız olabilir. Taquisha'nın mirası ve onun yaşadığı bu durumda yapılan önemli ve onurlandırılması gereken bu çalışmanın bir parçası olarak ailelerin ölümün gerçekleştiğini kabul etmelerine yardımcı olacak gerekli iletişim becerilerini, ölüm tanımlarını ve bu tanıyı koymaya yarayan yöntemleri geliştirmeye yönelik programların geliştirilmesini; sağlık çalışanlarınınsa ailelere karşı güven ve dürüstlüğe dayalı açık ve nazik ilişkiler kurmaları yönünde adımlar atmalarını temenni ediyoruz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 13
- 10
- 4
- 3
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Canadian Journal of Anesthesia | Arşiv Bağlantısı
- McKitty. Ontairo Superior Court Of Justice. Alındığı Tarih: 26 Haziran 2018. Alındığı Yer: Canadian Legal Information Institute | Arşiv Bağlantısı
- McKitty. Court Of Appeal For Ontario. Alındığı Tarih: 9 Ekim 2019. Alındığı Yer: Canadian Legal Information Institute | Arşiv Bağlantısı
- S. Dhanani. Why We Need A Clear Definition Of When Death Occurs. Alındığı Tarih: 6 Haziran 2018. Alındığı Yer: The Global and Mail | Arşiv Bağlantısı
- C. Howorun. In The Room With Taquisha Mckitty. Alındığı Tarih: 7 Kasım 2017. Alındığı Yer: Toronto City News | Arşiv Bağlantısı
- K. McGillivray. Doctors Say He's Dead. Jewish Laws Say He's Alive. Can A Hospital Turn Off Life Support?. Alındığı Tarih: 15 Şubat 2018. Alındığı Yer: CBC News | Arşiv Bağlantısı
- A. V. Beinum, et al. (2021). Requests For Somatic Support After Neurologic Death Determination: Canadian Physician Experiences. Canadian Journal of Anesthesia/Journal canadien d'anesthésie, sf: 293-314. doi: 10.1007/s12630-020-01852-9. | Arşiv Bağlantısı
- W. F. Baile, et al. (2000). Spikes—A Six-Step Protocol For Delivering Bad News: Application To The Patient With Cancer. The Oncologist, sf: 302-311. doi: 10.1634/theoncologist.5-4-302. | Arşiv Bağlantısı
- J. A. Russell, et al. (2019). Brain Death, The Determination Of Brain Death, And Member Guidance For Brain Death Accommodation Requests: Aan Position Statement. Neurology, sf: 228-232. doi: 10.1212/WNL.0000000000006750. | Arşiv Bağlantısı
- F. Hashemi, et al. (2020). Effect Of Using Spikes Protocol For Delivering Death News To Patient Family Members On Their Anxiety Symptoms. Evidence Based Care, sf: 74-79. doi: 10.22038/ebcj.2020.45991.2258. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/12/2024 04:37:29 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15708
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Canadian Journal of Anesthesia. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.