Kırmızı Cüce Yıldızlar, Uzayda Yaşamı Keşfetmek İçin En Uygun Yerler Olabilir!
Bu haber 10 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Yeni bir çalışmanın sonuçları, kırmızı cücelerin evrende en çoklukla görülen yıldızlar olduğunu ve hemen her birinin yaşanabilir bölgesinde üzerinde yaşam bulma şansının en yüksek olduğu bir gezegen bulunabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar bu buluşun uzayda yaşamın başka yerlerde de bulunabilme şansını artırdığını söylüyorlar ve bulgularını International Journal of Astrobiology dergisinde paylaştılar.[1] Kırmızı cüceler, ya da diğer adlarıyla M-tipi cüce yıldızlar, Güneş'ten elli kata kadar daha sönük ve güneşin yüzde 10 ile 20'si ağırlıktalar. Evrendeki yıldızların yüzde 70'ini bu yıldızlar oluşturuyor.
Kırmızı cücelerin bu denli çok görülmeleri bilim insanlarını bunların uzayda yaşamı keşfetmek için en uygun yerler olabileceklerini düşünmeye yöneltti. Gök bilimciler tarafından kırmızı cücelerin etrafında giderek daha fazla gezegen keşfediliyor ve NASA'nın Kepler uzay gözlemevinin en son bulguları bu yıldızlardan en az yarısının yörüngelerinde Yerküre'nin yarısı ile dört katı arası ağırlıklarda kayalık gezegenler barındırdıklarını gösteriyor. Sonuç olarak evrende hem Yerküre boyutlarında, hem de diğer gaz devlerinden oldukça küçük, Yerküre'nin 17 katı ağırlığındaki Neptün boyutlarında oldukça fazla sayıda gezegen olduğu görülüyor. Bu bereketin nedeni ise sırrını korumayı sürdürüyor.
Gezegen oluşumunda önde gelen bir kuram yeni doğmuş yıldızların etrafındaki gaz ve toz disklerinde oluşmakta olan bebek gezegenlerin, yörünge enerjileri disk içindeki madde tarafından soğruldukça yıldıza yakın yörüngelere göç ettiklerini öne sürüyor. Ancak bu göç modellemesine göre Neptün boyutlu gezegenlerin görülenden daha nadir olmaları gerekiyor.
Öte yandan, bazı araştırmacılar da bu göreli olarak düşük kütleli gezegenlerin bulundukları yerde oluştuklarını, yani etrafında yörüngede bulundukları yıldıza göre aşağı yukarı aynı yerde oluşup yaşamlarını sürdürdüklerini, yıldıza doğru ya da yıldızdan uzağa bir göç yaşamadıklarını iddia ediyorlar. Çalışmanın yazarı ve Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles (UCLA) astrofizikçisi Brad Hansen yerinde gezegen oluşumu bilgisayar modellemeleri kullanarak kırmızı cücelerin ne sıklıkta Yerküre boyutlu gezegenler oluşturabileceğini ve bu gezegenlerin yıldızın etrafında nerelerde yörüngeye oturacağını incelemiş.
Hansen bilgisayar modellemelerinde güneşin yarı ağırlığında ve gezegen öncesi diskleri 0.05 AU ile 1 AU arasında değişen kırmızı cüceleri araştırmış (1 AU, ya da 'astronomical unit' Güneş ile Yerküre arsındaki ortalama uzaklığa eşit). Modellenen disklerde Yerküre'nin ağırlığının altı misli ağırlıkta gaz ve toz bulutu bulunuyormuş. Hansen, bu girdilerle 10 milyon yıl sonra kaç gezegenin oluştuğunu görmeye çalışmış.
Hansen'i özellikle ilgilendiren, yıldızların çevresindeki 'yaşanabilir bölge' olarak da adlandırılan, ve gezegenlerin, yüzeylerinde sıvı su ve dolayısıyla yaşam barındırabilecek derecede sıcak olduğu bölgeler olmuş. Kırmızı cüceler göreli olarak oldukça soğuklar ve yaşanılabilir bölgeleri yıldıza Merkür'ün Güneş'e uzaklığından daha yakın (yaklaşık 0.1 ile 0.2 AU arası).
Hansen çalışmasında çoğu gezegen sisteminin 0.5 AU içerisinde dört ile altı arası gezegen barındırdığını, ancak bazı gezegenlerin 10 AU kadar uzaklarda dahi oluşabildiğini görmüş. Ek olarak kırmızı cüceler 0.23 ile 0.44 AU arası değişen yaşanabilir bölgelerinde genellikle bir ya da iki gezegen barındırıyorlar.
Hansen'e göre yaşanılabilir olması muhtemel gezegenlerin bu çoklukta görülebilmeleri bir gün gerçekten yaşanabilir bir tanesini keşfetme olasılığımızı arttırıyor.
Hansen bu bulguların yanında kırmızı cücelerin yaşanabilir bölgelerindeki gezegenlerin önemli miktarda su tutabilecekleri sonucuna da ulaşmış. Sonuçlara göre her bir gezegenin, Yerküre'deki toplam su tutarının 25 misli daha fazla suya sahip olabileceği görülmüş. Hansen'e göre tüm bu bulgular güneş sistemi civarındaki M cücelerinin yakınında yaşanılabilir gezegenlerin oldukça fazla görüleceği fikrini genel olarak destekliyorlar.
Ufak Bir Uyarı
Haber içerisinde kırmızı cücelerin güneşin yüzde 10-20'si kütleye sahip olduğu ve tüm yıldızların yüzde 70'ini oluşturduğu dile getirilmiş. Oysa kırmızı cüceler, Güneş'in yüzde 7.5'i ile yüzde 60'ı kütleye sahiptirler ve tüm yıldızların yüzde 80'ini oluştururlar. Kaynakta verilen bilgiler, bu detay haricinde tutarlıdır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 6
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Phys.org | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. M. S. Hansen. (2015). In Situ Models For Planet Assembly Around Cool Stars. International Journal of Astrobiology, sf: 267-278. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 10/10/2024 07:17:35 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2610
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Phys.org. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.