Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ufuk Derin
Aktaran 13 Ağustos 2 dk.

Oregon Eyalet Üniversitesi'nden bir bilim insanının da dahil olduğu bir ekibin yaptığı çalışmada yalnız insanların kötü rüya görmeye daha yatkın olduğu ortaya konuldu. Oregon Eyalet Üniversitesi'nden Colin Hesse bu bulguların oldukça önemli olduğunu belirtiyor. Yalnızlık da uyku bozuklukları da ciddi halk sağlığı sorunlarıdır. Bunlar sorunlar; kalp hastalığı, felç ve erken ölüm riskinin artmasıyla ilişkilidir.

Journal of Psychology'de yayınlanan bir makalede Hesse ve Arizona Üniversitesi, Tampa Üniversitesi ve Whitwortih Üniversitesi'nden araştırmacılar, stresin yalnızlık ile hem kâbus sıklığı hem de kâbusun yoğunluğu açısından bağlantılı olduğunu belirtiyor.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağanalp Sarıkaya
Lise öğrencisiyim 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Buna en büyük örneklerden biri Cengiz Han'dır. Bunun dışında da Mustafa Kemal Atatürk, Napolyon Bonapart gibi liderler de buna örnektir. Geçiceğin yollar hangi statüyü seçeceğine göre değişir. Mesela zengin olmak istiyorsan şirketini kurmalısın, ülke başkanı olmak istiyorsan siyasete girmelisin ki bu ortaçağdaki saltanat zamanında çok çok aşırı zordu ama artık demokrasinin bulunduğu yönetimlerde rastgele herhangi bir insan da ülke başkanı olabilir (Tabiiki de hala zor ama olabilir.). İnsanların ülkede sözü geçen biri olamayacağını düşünmesi en çok itaat psikolojisinden kaynaklanıyor. İnsanlar güçlü olanı takip etmeye yani güçlü olana itaat etmeye meğillidir, güçlü olmak değil. Ve diğer bir nedeni de tarih boyunca liderlerin adeta bir süper güç gibi gösterilmesi, çok karizmatik olması, evet bunlar doğru ama bu sıradan insanların büyük liderler olamayacağı anlamına gelmez. Şimdi örneklerden ilerleyelim:

Cengiz Han

Küçük bir moğol boyunun oğlu olarak dünyaya geldi. Düşman boyu Temuçin'in (Cengiz Han bir lakap gerçek adı Temuçin) babasını öldürdü, ve zaten küçük minicik bir boyun oğlu olan cengiz han sefil bir şekilde yaşadı. Çünkü Moğol kültüründe düşmana ölen lider ve o liderin soyu Tengri tarafından lanetlenmiş gibi (böyle değil ama halk arasında böyle olsaydı yine aynı karşılanırdı yani aynı lanetli olmak da toplumda aynı etkiyi bırakır, kültürü tam hatırlayamıyorum.) Artık ordan oraya sefil bir hayat sürmüştü artık onun soyu olan babası artık onun için kötüydü. Bu arada lider filan diyom da büyük ihtimalle çok da kişi babasını tanımıyordur o zamanları biliyorsundur 10 kişilik şempanze sürüsünün lideri olmak gibi düşün (biliyorum biraz komik bir benzetme oldu.) o lideri sürü ve düşmanlar hariç kimse tanımaz. Temuçin'in babası da senin gibi sıradan birine benziyordu diyebiliriz. İşte Temuçin babası öldürülünce sefil bir hayat yaşamaya başladı daha sonra Temuçin 1177 yılında Tayçiut boyu için boynuna tahta bir boyunduruk (kang) takılarak köle olarak kullanıldı. 24 yıl sonra geri dönüp Tayçiut boyunu yerle bir etti. Daha sonra herkesin bildiği gibi neredeyse bütün Asya'yı fethetti.[2]

Napolyon Bonapart

Herkes gibi sıradan biriydi hatta okulda zorbalık görüyordu. Matematik ve tarihte çok iyiydi ama dil gibi konularla ilgili olan dersleri pek de iyi değildi. Sonra dünya tarihine adını gelmiş geçmiş savaş kazanan insan olarak geçirdi. Hatta kazandığı savaş sayısı Cengiz Han'ın kazandığı savaş sayısından bile fazla, abartmıyorum harbiden en çok savaş kazanan kişi Napolyon Bonapart, istiyorsan araştırabilirsin.

Kaynaklar

  1. Bilgi Otağı. Cengiz Han'ın Acı Dolu Çocukluğu | İbret Alınması Gereken Yükseliş. Alındığı Tarih: 19 Mayıs 2025. Alındığı Yer: YouTube | Arşiv Bağlantısı
  2. Burcu Atlas. Cengiz Han Nasıl Köle Oldu? Kurtarıcısı Sorkan Şira Kimdi? - Evren Atlası. (7 Haziran 2022). Alındığı Tarih: 19 Mayıs 2025. Alındığı Yer: Evren Atlası | Arşiv Bağlantısı
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
354K UP
Aktaran 1 gün önce 2 dk.

Öğrencileri yapay zekanın yön verdiği bir dünyaya hazırlamak, üniversiteden çok önce başlıyor. South Florida Üniversitesi (USF), Tampa Bay bölgesi ve ülke genelindeki sınıflara yapay zekayı entegre etmek için okul öncesinden 12. sınıfa kadar olan eğitimcilerle işbirliği yaparak gelecek nesillerin temel becerileri erken yaşta geliştirmelerini sağlıyor.

USF Eğitim Fakültesi’nden Profesör Zafer Ünal, öğretmenler için 1.000’den fazla ücretsiz yapay zekâ aracı içeren çevrimiçi bir platform olan TeacherServer’ı geliştirdi. 2024’te hayata geçirilen platformun kullanıcı sayısı kısa sürede patladı. Bugün yaklaşık 1,25 milyon öğretmen, ders planlama, sınav hazırlama, sunum oluşturma gibi işlerde bu araçlardan faydalanıyor. Ünal şöyle diyor:

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmetali Mehmetali
5 gün önce
Evren big bang teorisi
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Haziran 2011 17 dk.

Endosimbiyotik Teori (veya Simbiyogenez Teorisi), biz insanların da dahil olduğu, daha karmaşık yapılı hücrelere, çekirdeklere ve zarlı organellere sahip olan ökaryotların; daha basit yapılı, çekirdeksiz ve zarlı organelleri bulunmayan bakteriler ve arkeler gibi prokaryotlardan nasıl evrimleştiğini anlamamızı sağlayan bilimsel bir teoridir.

Endosimbiyotik Teori'ye ökaryotik zarlı organeller, aslen bağımsız prokaryotlar olarak yaşamını sürdüren varlıklardı; ancak evrimsel süreçte bir noktada daha iri prokaryotlar tarafından endositoz (ya da daha spesifik olarak, fagositoz) yoluyla hücre içine alındıklarında, tam olarak sindirilemediler; bunun yerine, o hücreyle "kaynaştılar" ve bir "ağ kurdular". Böylece zarlı organellere sahip olmayan prokaryotlardan, zarlı organellere sahip ökaryotlar evrimleşmiş oldu.

145
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 20 Ağustos 2021
Yıldızların altında geçen üç Ay’sız gecede çekilen fotoğraflar, bu gök manzarasını oluşturmak için birleştirildi. Görüntüler 11-13 Ağustos tarihleri arasında, Dünya gezegeni Swift-Tuttle kuyruklu yıldızının tozlu izini süpürürken kaydedildi. Bir tane uzun pozlama, ön plan için takipsiz bir şekilde çekildi. Yıldızları takip eden çok sayıda fotoğraf sayesinde pek çok Perseid meteoru yakalandı. Görüntüler Macaristan’nın Magyaregres köyünde kaydedildi. Meteor izlerinin tamamı, Perseus takımyıldızındaki saçılma noktasından yayılıyor gibi görünüyor. Her yıl gerçekleşen bu meteor yağmuru, kırsal ufkun üzerinde kahramanca duruyor. Elbette kuyruklu yıldıza ait toz parçacıkları, birbirine paralel yörüngelerde ilerliyor. Saçılma etkisi sadece perspektiften kaynaklanıyor. Paralel izler, uzaklarda yıldızlı gökyüzünde birleşiyor gibi görünmekte.
3
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tutulmaya Yakın Bir Uçuş

10 Haziran’da yeni Ay, Güneş’in önünden geçti. Yeröteye yani eliptik yörüngedeki en uzak noktaya ulaştıktan sadece iki gün sonra, Ay’ın nispeten küçük olan boyutu halkalı bir Güneş tutulması oluşturdu. Tutulmanın muhteşem halkalı evresi, bir ateş halkası şeklindeki parlak Güneş diskini gösteriyor. Dünya gezegeninin kuzeyindeki, dar gölge yolu boyunca izlenebilmiştir. ABD’nin doğu kıyısı boyunca, sabahın erken saatlerinde bulutlu olan gökyüzü, yine de görkemli bir parçalı tutulmaya ev sahipliği yaptı. Boston, Massachusetts’in güneyindeki Quincy plajından çekilen ve dijital olarak birleştirilen bir dizi ardışık görselde, Ay ve Güneş birlikte yükseliyor. Rastlantı sonucu elde edilen dizide yükselmekte olan Güneş ve Ay silueti ile birlikte, uçan bir kuşun izlediği dalgalı yol da görülüyor.

11 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Zev Hoover, Christian A. Lockwood ve Zoe Chakoian
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Nazan Bilgin
Nazan Bilgin
3,415 UP
Çeviren 14 Ağustos 2018 18 dk.

Bizim en yakın kuzenlerimiz olan Neandertaller, taştan aletler yapmada ve hayvanları avlamada başarılı olmuş, birçok buzul çağın zor şartlarında hayatta kalmışlardır. Peki, neden 27.000 yıl önce yok oldular?

Neandertaller en az 200.000 yıl boyunca Avrupa ve Batı Asya’da yaşamış ve yaklaşık 27.000 yıl önce yok olmuş bir hominin türüdür. Bu süre içerisinde bu bölgelerde bilinen en soğuk iklim şartlarından bazılarına şahitlik etmişlerdir. Fıçı göğüs, daha kısa uzuv, daha büyük beyin gibi fiziksel özelliklerinin birçoğu onların soğuğa adapte olduklarını ve ısıyı tutmaya adapte olmuş bir vücut biçimine sahip olduklarını gösterir. Hayvan avlamada ve taştan karmaşık aletler yapmada üstün olan Neandertallerin kemikleri son derece kaslı ve güçlü olduklarını, ama sık sık yaralandıklarını ve bu nedenle zor bir hayat sürdürdüklerini ortaya koyar. Şüphesiz Neandertaller 200 bin yılı aşkın bir süre boyunca çevresine başarılı bir şekilde adapte olmuş zeki türlerdir. Peki, onlar ne kadar “insanlardı”? İnsanlara özgü olduğunu düşündüğümüz dil, müzik, sanat ve din gibi davranışlar sergilediler mi? Ve neden modern insanlar Avrupa’ya göç ettikten kısa bir süre sonra ortadan kayboldular?

82
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Libre Texts
Libre Texts
128K UP
Yazar 16 Ocak 2023 5 dk.

Francis Crick ve James Watson, 1950'lerde Cambridge Üniversitesinde DNA'nın yapısını araştırıyordu. Bu sırada Linus Pauling ve Maurice Wilkins gibi başka bilim insanları da bu konuda araştırmalar yürütmekteydi. Pauling, maddenin kristalinden geçirilen ışınlarının oluşturduğu desenlerle moleküler yapının incelendiği bir metot olan X ışını kristalografisi kullanarak proteinlerin ikincil (sekonder) yapısını keşfetmişti. X ışınlarının oluşturduğu desenler, araştırmacılara incelenen molekülün yapısı hakkında birçok bilgi veriyordu. Wilkins'in laboratuvarında çalışan Rosalind Franklin de DNA'nın yapısını anlamak için X ışını kristalografisinden yararlanıyordu. Watson ve Crick, Franklin'in elde ettiği verilerden yararlanarak DNA molekülünün yapısını çözmeyi başardı. Bu çalışmalarında Chargaff Kuralı gibi başka araştırmacılardan aldıkları başka bilgileri de kullandılar. Chargaff, DNA molekülünde dört farklı tür monomer (veya nükleotit) gözlendiğini ve ilk iki türün diğer iki türle her zaman aynı miktarda bulunduğunu kanıtlamıştı. Bu da monomer türleri arasında bir eşleşme olduğu anlamına geliyordu. 1962'de James Watson, Francis Crick ve Maurice Wilkins DNA'nın yapısını açıklayan çalışmalarından ötürü Nobel Tıp Ödülü'ne layık görüldüler.

Nükleik asitler, Deoksiribonükleik Asitler (DNA) ve Ribonükleik Asitler (RNA) olmak üzere ikiye ayrılır. DNA'nın temel yapı taşı; deoksiriboz (5 karbonlu şeker), fosfat grubu ve azotlu bazdan oluşan nükleotitlerdir. DNA'da 4 farklı azotlu organik baz bulunur. Bunlardan Adenin ve Guanin çift halkalı pürinlerken Timin ve Sitozin tek halkalı pirimidin bazlarıdır. Nükleotitler bulundurdukları organik baza göre isimlendirilir.

98
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Ela Kursak
Seslendiren 22 Temmuz 2023 6:06
Ela ile Eddie, Bu Bölümde Dişlerin Kemik Olup Olmadığını Öğreniyorlar!
78
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Nisan 2012 28 dk.

Sinir sisteminin evrimi de diğer tüm sistemler gibi çok eskilere, tek hücreli canlılara kadar gitmektedir. Çoğu kimse bunu ilk duyduğunda şaşırabilecektir: "Bir sistemin evrimi nasıl olur da daha dokuları ve organları dahi olmayan, hatta tek başına, tek hücreli olarak yaşayan canlılara kadar gidebilir?" Bu, birçok insanı afallatmaktadır. Bilim insanları da evrimsel biyoloji ortaya çıkana ve gelişene kadar sistemlerin evrimsel değişimlerinin bu kadar eskiye gidebileceğini düşünmüyorlardı. Fakat artık evrimsel biyolojinin bütünleştirici ve birleştirici yapısı sayesinde her sistem gibi sinir sisteminin temellerinin de tek hücrelilere gittiğini biliyoruz.

Başlangıçta, sinir hücreleri yoktu. Her canlı, varlığını sürdürebilmek için çevresiyle iletişim içerisinde olmak zorundaydı. Birçok kaynakta bu iletişim, canlılığın temel kriterlerinden biri olarak görülür. Çünkü canlı çevresiyle hangi çapta olursa olsun bir iletişim halinde olmayacak olursa, besin, enerji, dinlenme, tehlike gibi unsurları kaçırabilecek ve varlığı ciddi miktarda tehlikeye girecektir. Bu sebeple, canlılığın ilk oluşumundan beridir sadece çevresiyle en aktif şekilde iletişim kurabilen canlılar avantaj sağlamışlardır.

222
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Enes Kocabey
Enes Kocabey
156K UP
Yazar 25 Temmuz 2022 7 dk.

Penis kıskançlığı (İng: "Penis Envy", Alm: "Penisneid"), psikanalitik teoride kız çocuklarının psikoseksüel gelişimi sırasında penisi olmadığını fark ettiğinde kendilerini "yoksun" hissettiklerini ve bu yüzden kıskançlık duygusu geliştirdiklerini iddia eden teoridir. Teoriye, göre bu kıskançlık, daha sonradan kadınlarda bir penise sahip olma arzusuna sebep olmaktadır.

Psikoseksüel Gelişim Teorisi'nin bir alt başlığı olan penis kıskançlığı teorisine, kız çocuklarının fallik evrede (3-6 yaş arası) penisi olmadığını fark etmesi annesi tarafından "iğdiş edildiğini" düşünmesine sebep olur.[1] Bu farkındalıktan önce annesiyle olumlu bir ilişkisi olan kız çocuğu, kendisini yetersiz olarak donattığı için annesine öfkelenir. Bunun sonucu olarak annesinden uzaklaşır ve sevgisini babasına yönlendirerek onunla daha güçlü bir bağ geliştirir. Freud'a göre kız çocukları daha sonra annelerinin sevgisini kaybetmekten korktukları için anneleriyle eskisinden daha güçlü bir şekilde özdeşleşecek ve annesini taklit etmeye başlayacaktır. Freud, bu yüzden penis kıskançlığının kız çocuğunun cinsiyet rollerini geliştirmesi ve kendi cinselliğini anlamlandırabilmesi için gerekli olduğunu düşünmüştür.

Bionluk Logo yazarlarınca hazırlandı.
53
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sezai Berat Ünal
Etkinliği Ekleyen 2 gün önce İstanbulÜcretsiz25 Mayıs
Yürüyenler Okulu: Demokrasi
25 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 25 Mayıs 2025 12:30 tarihine kadar.

25 Mayıs Pazar günü saat 10.00'da Gülhane Parkı'nda Yürüyenler Okulu etkinliğinde buluşuyor, Rıdvan Akın ile demokrasi üzerine konuşuyoruz. Etkinliğimiz açık havada yürüyüş ve açık ders formatında gerçekleşecektir.

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 25 Eylül 2020 54 dk.

Kelime anlamı olarak olarak sünnet (İng: "circumcision"), sadece erkekler için tanımlanmaktadır ve penisin ucunda bulunan prepucium (ön deri) olarak adlandırılan deri parçasının cerrahi olarak kesilerek alınması anlamına gelmektedir.[1] Penis ucundaki ön deri açıldıktan sonra, penis başına (glans) bağlanan bağlantıları kesilir ve böylece vücuttan alınmış olur. Erkekler için tanımlanan bu uygulama, yazı içinde değineceğimiz ve daha önceden de anlattığımız gibi kadınlara da uygulanabilmektedir; fakat bu uygulama kimi zaman "kadın sünneti" veya "klitoridektomi" olarak anılsa da, tıbbi olarak "kadınların genital sakatlanması" (İng: "female genital mutilation") olarak isimlendirilmektedir.[2] Biz bu yazıda aslen erkek sünnetine odaklanacağız.

Makalemizde de anlatacağımız gibi, İslamiyet'ten (ve hatta büyük dinlerden) çok daha eski bir tarihi olan "sünnet" uygulamasının etimolojik olarak Arapçadaki asıl kelime anlamı "âdet, yol, davranış"tır. Bu sözcük, dilimize İslami literatür aracılığıyla kazandırılmıştır. Aslında "sünnet" sözcüğü, sadece penis ucu derisinin kesilmesiyle ilgili değildir. Sözcük, daha genel olarak, İslam'ın peygamberi "Hz. Muhammed'in söz, fiil ve onaylarının ortak adı"[3] veya "farz yahut vâcip derecesinde olmaksızın yapılması dinen istenen fiil"[4] gibi dini bağlamlarda kullanılmaktadır. Penisteki deri parçasının alınması, İngilizcede (yukarıda da verdiğimiz gibi) "sirkumsizyon" olarak anılmaktadır ve Türkçe tıp literatüründe de bu şekilde anılabilmektedir.[5] Biz, yazı boyunca bu penis derisi kesme uygulamasını "sünnet" olarak adlandıracağız ve bu yazıda, erkek sünnetinin fizyolojik, psikolojik ve genel sağlık açısından etkilerini değerlendireceğiz.

435
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye Üniversite Öğrencisi 29 Aralık 2019 Sen de Cevap Ver

Evet, 28 günlük bir menstrual döngüde 12, 13 ve 14. günler en yüksek olasılığın olduğu günler olsa da ovulasyon genellikle 11. ve 21. günler arasında herhangi bir günde gerçekleşebilir. İnsan yumurtasının ömrü ovulasyondan sonra yaklaşık 1.4 gündür ve ejakülasyondan sonra insan sperminin yaşam süresi ortalama 0.4 gün olsa da spermlerin %5'i 4.4 günden fazla %1'i ise 6.8 günden fazla hayatta kalabilir. Dolayısıyla normal döngüde bile adetten sonraki günlerde olacak bir cinsel birleşmeden düşük de hamile kalınması ihtimali vardır. Tabi bu döngü her zaman kusursuz bir şekilde işlemeyebilir ve beklenenden oldukça erken ya da geç gerçekleşebilir. Kısaca döngünün herhangi bir gününde hamile kalınma ihtimali bazı günler yüksek bazı günler düşük de olsa vardır.

Menstrual döngünün hesaplanmasına dayanarak yapılan gebelikten korunma yöntemine "takvim metodu" ya da "ritim metodu" diyoruz. Bu yöntemin modern yöntemlere göre çok daha güvenilmez olduğunu söylemek mümkün. İstatistiksel çalışmalar bu yöntemle korunan kadınların %25'i bir sene içinde hamile kaldığını saptamıştır.

324 görüntülenme

Kaynaklar

  1. Yazar Yok. Mayo Clinic. &Quot;Rhythm Method For Natural Family Planning&Quot;. (29 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 29 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  2. Yazar Yok. Ferreira-Poblete, A. Advances In Contraception 13.2-3 (1997): 83-95.. (29 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 29 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
  3. Yazar Yok. National Health Service. (29 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 29 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Rauf
Yusuf Rauf
50K UP
Üye 6 gün önce Henüz cevap yok.
Sizce Spinoza'nın tanrısı sonsuz paralel evrenlerde sonsuz tane midir yoksa töz ya da varlık bütün evrenler için yekpare midir? Sonsuz tane mi tanrı var yoksa bütün evrenler zaten tek bir tözle midir?
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 8 saat önce 6:56
İşte tüm bu diş aşınmalarıyla mücadele etmek adına diş fırçalamak, birçok insan için tırnak kesmek veya tuvalet yapmak kadar "doğal" bir davranıştır....
0
Görkem Demir
Üye 17 Nisan 2023 Henüz cevap yok.
örneğin: Tek gözümüzü kapatıp birşeyler okumaya çalıştığımız zaman veya birşeye odaklandığımız zaman sanki kapattığımız gözümüz yokmuş gibi oluyor neden ve nasıl?
112 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bunu sadece Evrim Ağacı'nın eskileri bilir. 2010 yılında kurulan Evrim Ağacı'nın en önemli parçalarından biri, evrim ve ilgili konularda ürettiğimiz devasa Makale Arşivi'mizdi. Bu arşivimiz, her geçen gün daha da büyüyen şekilde yoluna devam ediyor. Nostalji yapmak isteyenlere önerilir!

Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close