Kehribar Nedir? Doğanın Eşsiz Mücevherinde Gizli Fosiller!
Kehribar, milyonlarca yıl önce oluşmuş ağaç reçinelerinin fosilleşmiş halidir. Bu reçineyi üreten ağaç türlerinden biri de bir çam türü olan, soyu tükenmiş Pinus succinifera'dır. Kehribar, toplumlarda genellikle saydam ve değerli taş olarak bilinir ve genellikle süs eşyası yapımında kullanılır. Kehribara taş denilse de kehribar, bir taş türü veya mineral değildir; organik moleküllerin oluşturduğu fosil çeşididir. Kehribarların belirli formülleri yoktur ama bir kehribar çeşidini oluşturan bazı moleküller o kehribara özgü olarak daha yoğundur.
Kehribarın Etimolojisi
Kehribar kelimesi Farsça’da ‘’samankapan’’ anlamına gelen ‘’kahrubā’’ kelimesinden türetilmiştir. Kehribar kelimesi İngilizce’de ‘’amber’’ olarak karşımıza çıkar. Amber kelimesi, Arapça’da amber balığının bağırsaklarından çıkarılan kül rengi madde anlamına gelen ‘’anber’’ kelimesinden türetilmiştir. Kehribar toplumlar tarafından çok değerli bir taş olarak bilinse de bilim çevrelerinde kehribar denilince akla milyonlarca yıl önce kendine yapışan böcekleri, bitkileri veya canlı parçalarını bozulmadan günümüze taşıyabilen fosil gelir. Sıvı haldeyken reçineye yapışan canlılar reçinenin sertleşip fosilleşmesiyle birlikte bozulmadan korunabilmiştir.
Kehribar Nasıl Oluşur?
İlk önce kehribarın nasıl oluştuğuna bakalım. Orta Kretase ve Tersiyer Dönemleri'ndeki (10-100 milyon yıl önce) Pinus succinifera (soyu tükenmiş bir çam türü) ormanlarında bu reçineyi salgılayan ağaçların nehirler tarafından kıyı bölgelerine taşındığı varsayılmaktadır. Daha sonra üstleri tortularla kaplanıp sertleşerek günümüze kadar geldikleri düşünülüyor.
Bildiğiniz üzere ağaçlar, yapış yapış ve zamka benzeyen bir sıvı salgılar. Ağaçların bunu yapmasındaki amaç, yaralı bölgeyi koruma altına almaktır. İşte bu Pinus succinifera türü ağacının salgıladığı reçine katılaşarak milyonlarca yıl sonra kehribara dönüşür. Tabii ki reçine formlarının hepsi kehribara dönüşmez, zamanla bozulur. Reçinenin kehribara dönüşebilmesi için bulunduğu koşulların uygun olması gerekir. Örneğin, lagün veya deltaların dip kısımlarında oluşan tortular, killer, linyit tabakaları veya kahverengi kömür reçineyi kaplayarak oksijenle iletişimini keser ve kehribara dönüşmesini sağlayabilir.
Kehribarın Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri
Kehribarın belirli bir kimyasal formülü yoktur, belirli bir şekli de yoktur, kehribar saydam veya opak olabilir. Genellikle düzensiz şekillerde ve damlacık şeklinde olur. Kehribarın belirli bir rengi yoktur ama genellikle turuncu ve sarı tonlarında bulunur. 150°C'ye kadar ısıtılırsa yumuşar, 375°C'de ise yanar.
Kehribarlar çeşitli formlarda olabilir ama temel olarak fosilleşme potansiyeli olan iki tip reçine vardır: Kozalaklı ağaçlar ve anjiyospermler tarafından üretilen terpenoidler ve yine anjiyospermler tarafından üretilen fenolik reçinelerdir. Terpenoidler, izopren (kapalı formülü C5H8) moleküllerinden oluşur. Fenolik reçineler ise fenol (kapalı formülü C6H5OH) ile formaldehit (kapalı formülü CH2O) moleküllerinden oluşur.
Kehribarlar bulundukları yerlere göre de sınıflandırılır: Sibirya kehribarı, Borneo kehribarı, New Jersey kehribarı, Dominik kehribarı ve Baltık kehribarı gibi. Baltık kehribarı dünya üzerinde en fazla miktarda bulunan fosilleşmiş reçinedir ve Pinus succinifera türü çam ağacının ürettiği reçineden oluşur. Süksinit kehribar olarak da adlandırılır çünkü önemli miktarda süksinik asit (kapalı formülü C4H6O4) içerir. Ayrıca Baltık kehribarı, içinde kalan canlıları anatomik olarak en iyi derecede koruyan kehribar çeşididir. Kehribar kaynaklarının %90'ı Baltık Denizi’ne kıyısı bulunan Rusya'nın Kaliningrad bölgesinde bulunmaktadır.
Bugüne Dek Kehribar İçerisinde Hangi Canlılar Bulunmuştur?
Daha önce de söylediğimiz gibi kehribar bilim insanlarının en sevdiği oluşumlardan biridir çünkü milyonlarca yıl önce yaşamış canlıların anatomik yapılarına ulaşma şansı doğmaktadır. Şimdiye kadar keşfedilen ve içine hapsolmuş canlıları bütün olarak ya da bölümler halinde saklayan kehribar örnekleri 20 ila 230 milyon yıl öncesinden bozulmadan kalabilmiştir.
Şimdiye kadar kehribar içinde hapsolarak günümüze kadar saklanabilen canlı çeşitlerinden bazıları şunlardır: sinek türleri (yaklaşık yüzde 50’sini oluşturur), karınca, güve, örümcek, kırkayak, termit, hamam böceği, arı, çekirge, kurbağa, kertenkele ve hatta bir dinozor türünün kuyruğundan bir bölüm bile vardır.
Küçük canlı çeşitlerini bütün halinde görebilmek ya da büyük canlıların vücut bölümlerine erişebilmek bu canlıların evrim sürecini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Yalnız, evrim sürecine olan katkısı sadece anatomik olarak bu canlılara ulaşabilmemizden kaynaklıdır çünkü şimdiye kadar yapılan araştırmalar neticesinde kehribar içindeki canlıların DNA yapılarına ulaşmak mümkün olmamıştır.
Kehribar İçinde Hapsolmuş Dinozor Kuyruğu
Bilim insanlarını heyecanlandıran kehribar keşiflerinden birinde, bir dinozor türünün kuyruğuna denk gelinmiştir. 99 milyon yıl önce kehribar içinde hapsolarak değişmeden kalan bu dinozor kuyruğu tüylerle kaplıdır. Dinozor kalıntısı, Çin Yerbilimleri Üniversitesi paleontologlarından Lida Xing tarafından Myanmar’daki bir kehribar pazarında keşfedilmiştir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Satıcıların bir bitki türü olduğunu düşündüğü kalıntının aslında bir dinozor kuyruğu bölümü olduğu ortaya çıkmıştır. Londra Doğa Tarihi Müzesinden Dr. Paul Barrett bu örneği, omurgalıların kehribar içinde gerçekten nadir görülen bir hali olarak nitelendirerek onu çok güzel bulduğunu söylüyor. Dr. Barrett şöyle diyor:
Daha önce kehribar içinde tüyler bulunmuştu; o yüzden bu yeni bir şey değil ama bu yeni örnekte, Mezozoik bir dinozor/kuş tüyleri üç boyutlu olarak ilk kez görüntülendi. Sahip olduğumuz diğer tüylü dinozor fosillerini ve Mezozoik çağa ait kuş iskeletlerini sadece iki boyutlu olarak görme şansımız olmuştu. Bu sebeple, anatomilerinin bazı önemli özelliklerini görememiştik. Yeni kehribar örneği ise biyologların tüylere ait bazı ayrıntılı özelliklerin hangi sırayla oluştuğu hakkındaki fikirlerini doğrulamıştır. Örneğin, kanatların şekli büyük tüyler etrafındaki küçük tüyler sayesinde oluşmaktadır.
Gördüğünüz gibi kehribar örneklerinde saklanmış canlı kalıntıları bilim dünyasında büyük heyecan yaratmaktadır. Kehribar içinde saklanmış eski kertenkele türlerinin araştırmasını yapan Florida Üniversitesinden doktora sonrası öğrencisi Edward Stanley şunları söylüyor:
Bu fosiller bize olağanüstü şeyler anlatıyor, özellikle de eski tropikal ormanlardaki daha önce bilinmeyen kertenkele çeşitliliğini. Elimizde çok az fosil kaydı var çünkü küçük kertenkelelerin narin ciltleri ve kırılgan kemikleri, bilhassa tropik bölgelerde korunamamaktadır. Bu sebepten ötürü bu yeni kehribar fosilleri, önemli bir çeşitlilik dönemini bizlere anlatan son derece nadir ve eşsiz bir kaynaktır.
Stanley, en eski kertenkeleyi mikro-CT teknolojisi sayesinde tanımladı. Stanley şöyle söylüyor:
Genellikle kehribar içinde korunmuş bir ayak veya başka bir küçük parça bulurduk ama bu yeni kehribar fosilleri akıllara durgunluk veriyordu çünkü örnekler bütün halinde bulunmuştu. Pençeler, dişler ve hatta rengini korumuş pullar bile vardı. CT teknolojisine zaten aşinaydım, dolayısıyla bu teknolojinin, örnekleri daha yakından incelememizi ve kertenkelelerin evrimsel sürecini anlamamızı sağlayacak bir fırsat olduğunu biliyordum.
Sonuç
Kehribar çok uzun zamandan beri toplumlarda çeşitli amaçlarla kullanılan ve her zaman değer verilen bir madde olmuştur. Antik Romalılar kehribarı akıl hastalıkları tedavisinde kullanıyorlardı. Doğu toplumlarında kehribar dumanının ruhu güçlendirdiğine ve cesaret verdiğine inanılıyordu. Orta Çağ'da sarılık tedavisinde kullanılıyordu. Bugün bile kehribar çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Bilim dünyasında ise paleontologların gözdesidir kehribar. Kehribar içinde saklanmış binden fazla böcek türüne ulaşılmıştır. Bazı canlıların evrimsel gelişimleri hakkında bu sayede bilgi edinilmiştir. Şüphesiz, bu keşiflerin evrimsel biyolojiye katkısı inanılmazdır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 13
- 4
- 4
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- Encyclopedia.com, et al. Amber. (23 Aralık 2018). Alındığı Tarih: 23 Aralık 2018. Alındığı Yer: Encyclopedia.com | Arşiv Bağlantısı
- Paul Rincon. 'Beautiful' Dinosaur Tail Found Preserved In Amber. (8 Aralık 2016). Alındığı Tarih: 23 Aralık 2018. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı
- Phys Org, et al. World's Oldest Chameleon Found In Amber Fossil. (23 Aralık 2018). Alındığı Tarih: 7 Mart 2016. Alındığı Yer: Phys Org | Arşiv Bağlantısı
- Vasika Udurawane. Trapped In Time: The Top 10 Amber Fossils. (10 Aralık 2016). Alındığı Tarih: 23 Aralık 2018. Alındığı Yer: Earth Archives | Arşiv Bağlantısı
- Jordan Rosenfeld. 15 Clear Facts About Amber. (15 Ocak 2016). Alındığı Tarih: 23 Aralık 2018. Alındığı Yer: Mental Floss | Arşiv Bağlantısı
- Wikipedia, et al. Kehribar. (23 Aralık 2018). Alındığı Tarih: 23 Aralık 2018. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
- Wikipedia, et al. Amber. (23 Aralık 2018). Alındığı Tarih: 23 Aralık 2018. Alındığı Yer: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 10/12/2024 20:52:27 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7525
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.