Kaz "Dişleri": Kuşlar Dişlerini Neden Kaybetti?
Fotoğrafta gördüğünüz bir kaz ve onun gerçekten ürkütücü olan dişleridir.
Ancak burada "diş" sözcüğünün kullanımına dikkat etmek gerekir. Zira kazların gagalarındaki "dişler", bizlerin ağzılarındaki dişlerden farklıdır. Sürüngenler ve memelilerin aksine kuşların dişleri evrimsel süreçte körelerek yok olmuştur. Özellikle de dişin beyaz ve sert yapılı olan "enamel" kısmı, kuşların hiçbirinde bulunmaz.
Fakat bazı kuşlarda, fotoğraftaki kazın ağzında olduğu gibi sivri çıkıntılar halen bulunmaktadır. Bilimde bunlara tekil olarak "tomus", çoğul olarak ise "tomia" adını veririz. Bu kelime, Antik (İyonik) Yunanca'da "kesmek" veya "parçalamak" anlamına gelir. Yani bizlerin dişleri kadar sert ve dayanıklı olmasalar da, kuşların bazılarının ağzında bulunan tomia da kesip parçalamaya yarayabilir.
Kuşların dişlerinin evrimsel süreçte köreldiğini fosil kayıtlarından net bir şekilde görebiliyoruz: çünkü bariz bir şekilde kuş olup, bariz bir şekilde dişlere sahip olan fosillere sahibiz. Bunlar, kuşların ataları ile bugünkü kuşlar arasındaki tartışmaya yer bırakmayan geçiş türleridir. Mezozoik Dönem'de yaşamış olan bu "tuhaf" canlılar, sürüngen atalarının özelliklerini halen taşımaktadır. Fakat süreç içerisinde bu dişler körelmiş ve ya tamamen, ya da kısmen yok olmuştur.
Kuşların Dişleri Neden Köreldi?
Bu körelmenin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Konu hakkında birkaç farklı yaklaşım bulunuyor olsa da, evrimsel biyologlar arasında genel geçer olarak kabul gören bir açıklamaya henüz ulaşılamamıştır.
Uçuşta Yükü Azaltma
Örneğin, 122 milyon yıl önce yaşamış ve dişlerini o dönemde yeni yeni kaybetmiş bir tür olan Zhongjianornis yangi türü üzerinde araştırmalar yürüten Çinli bilim insanları, dişlerin körelerek yok olmasının nedenlerinden başlıcasının kuşların uçuş adaptasyonları ile ilgili olduğunu ileri sürmektedirler. Uçuşta en ufak fazla yüke tolerans yoktur; hele ki uzun vadeli bir evrimsel süreçte...
Sert gaga yapısı da, dişlerin yaptığı işi kabaca görebildiği için ve genelde kuşlar avlarını parçalamadan yuttukları ya da gagalarıyla eşeledikleri için, dişler giderek işlevsiz hale gelmiş olabilir; hatta uçuş adaptasyonlarının önünde bir engel halini almış olabilir. Bu da, nesiller içerisinde dişleri en az üretenlerin ya da hiç üretmeyenlerin avantajlı konuma geçerek daha fazla yavru üretmeleri ve kuş evrimine yön vermeleri ile sonuçlanmış olabilir.
Sert Kabuklu Avları Parçalama
Günümüzden 120 milyon yıl kadar önce yaşamış olan Sulcavis geeorum türü dişli kuşlar üzerinde yapılan çalışmada, kuşların dişlerini kaybettikleri evrimsel süreç boyunca bazı kuşlarda yeni diş biçimleri evrimleştiği keşfedildi. Dinozorların et parçalama konusunda özelleşmiş dişlerini miras alan bu kuş türünün dişleri, et parçalama yerine kabuk kırma konusunda özelleşecek biçimde değişmiştir.
Sulcavis geeorum bu özelliğe sahip olduğu bilinen ilk ve tek kuş türüdür; ancak araştırmacılar, daha önceden sanılanın aksine bu tür farklı diş türlerine sahip birçok kuş türünün evrimleştiğini düşünüyorlar.
Yumurtadan Daha Hızlı Çıkabilme
Biology Letters dergisinde yayınlanan bir araştırmada araştırmacılar, kuşların evriminde dişlerin körelmesini daha bütüncül olarak incelediler ve bu körelmenin embriyolojik gelişimle alakalı olabileceği sonucuna vardılar: Sürüngenlerin ve kuşların embriyolarını inceleyen ekip, bu iki canlı sınıfının embriyolojik gelişiminin dikkate değer bir hız farkına sahip olduğunu gördüler. Sürüngenler, modern ve dişsiz kuşların yavrularına nazaran yumurtalarından çok daha geç çıkıyordu; çünkü sürüngenlerin kuluçka zamanının %60 kadarı diş üretimine harcanıyordu.
Yumurta içine hapsolmuş embriyo bazı faktörlere karşı oldukça güvendedir; ancak avcı baskısı altında çok savunmasızdır. Eğer doğal afet şiddeti ve avcı baskısı artacak olursa, yumurtadan en erken çıkan bireyler en avantajlı olacaklardır. İşte tam da bu nedenle, embriyolojik gelişimin daha uzun sürmesine neden olan dişleri oluşturmayan bireyler üzerinde ciddi bir seçilim baskısı oluşmuş olabilir. Böylece kuluçka süresi dikkate değer miktarda azaltılmıştır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Tabii bu hipotezin de açıklayamadığı bazı noktalar var: Örneğin bizzat avcı konumunda olan bazı dinozorlarda da (ki bu dinozorların kuşlarla doğrudan bir akrabalığı yoktur) dişler körelmiştir ve tıpkı modern kuşlardakine benzer gagalar evrimleşmiştir. Bunu açıklamak için yapılan çalışmalar, uçamayan dinozorların yumurtadan çıkma süresinin, uçabilen dinozorların (kuşların atalarının) yumurtadan çıkma süresinden çok daha uzun olduğunu ve yaklaşık 6 ay sürebildiğini göstermiştir. Bundan yola çıkan araştırmacılar, belki de dişsiz dinozorların evrimleşme nedeninin de bu uzun kuluçka süresini azaltmak ve bu sırada dişlerden feragat etmek olabileceğini düşünüyorlar.
Bir diğer sıkıntı, dişsiz kaplumbağalarda bu dişsizliğin nedenini açıklamaktadır. Çünkü modern kaplumbağalarda diş yoktur; ancak buna rağmen çok uzun bir kuluçka süresine sahiplerdir. Dolayısıyla kuluçka süresi ile diş oluşumu arasındaki ilişki henüz çok net değildir.
Sonuç
Görebileceğiniz gibi uzmanlar, bugüne kadar kuşların dişlerini yitirmelerine yönelik birçok farklı hipotez geliştirmişlerdir; ancak bunlardan hiçbiri şu ana kadar bize nihai cevabı verebilmiş değildir; halen araştırılması gereken çok sayıda nokta bulunmaktadır. Hiç kuşkusuz yapılacak araştırmalar, kuşların evrimine dair bu ilginç gerçeği ortaya koyacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 29
- 17
- 3
- 2
- 2
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- C. Barras. Early Birds May Have Dropped Teeth To Get Airborne. (8 Aralık 2009). Alındığı Tarih: 12 Kasım 2019. Alındığı Yer: New Scientist | Arşiv Bağlantısı
- M. David. Geese Teeth — Can Birds Really Have Teeth?. (12 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 12 Kasım 2019. Alındığı Yer: MDavid | Arşiv Bağlantısı
- D. J. Field, et al. (2018). Complete Ichthyornis Skull Illuminates Mosaic Assembly Of The Avian Head. Nature, sf: 96-100. doi: 10.1038/s41586-018-0053-y. | Arşiv Bağlantısı
- J. K. . O’Connor, et al. (2013). A New Enantiornithine From The Yixian Formation With The First Recognized Avian Enamel Specialization. Journal of Vertebrate Paleontology, sf: 1-12. doi: 10.1080/02724634.2012.719176. | Arşiv Bağlantısı
- T. Yang, et al. (2018). The Origin Of The Bird's Beak: New Insights From Dinosaur Incubation Periods. The Royal Society, sf: 20180090. doi: 10.1098/rsbl.2018.0090. | Arşiv Bağlantısı
- Sky News. Explained: Why Birds Don't Have Teeth. (23 Mayıs 2018). Alındığı Tarih: 14 Mart 2021. Alındığı Yer: Sky News | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 11:51:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3214
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.