Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Kalp
Oyun Teorisi
Hastalık Kontrolü
Nötron Yıldızı
Yas
Ses
Mantık
Kan
Evrimsel Psikoloji
Psikoloji
Toplum
Hayvan Davranışları
Öğrenme Teorileri
Terapi
Satürn
Böcek
Kadın Doğum
Ekosistem
Kurt
Gelişim
Direnç
Etoloji
Bilim İnsanı
Bitki
Böcekler
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Rastgele Soru
Söz
Murat Ertaş
Murat Ertaş
108K UP
Alıntıyı Ekleyen 3 saat önce
Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez.
Kaynak: Wikisöz (Kaynak Bağlantısı)
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaşım
Mücahid Köse
Paylaşan 4 saat önce
Ebrar Özgen Arslan
Gezegenimize ve uzaya dair araştırmalar yapıyorum 4 saat önce Sen de Cevap Ver


1)Atmosfer tabakası gezegenlerin, yıldızların ve kuyruklu yıldızların çevresini saran bir gaz örtüsüdür ve atmosfer etkileri genellikle her gök cismi için bir ihtiyaçtır. Dünyanın dış etkenlerden korunmasını sağlayan bu tabaka
●Oksijen ve Diğer Yaşamsal Gazların Sağlanması
●Gökyüzünün Maviliği
●Ultraviyole (UV) Işığın Süzülmesi

●Sıcaklık Dengelemesi
●Metabolizma ve Fotosentez
●Meteorları Engelleyici Kalkan
●Su Döngüsü
●Güneş Radyasyonunun Emilimi ve Yansıtılması
●Barometrik Basınç Sağlama
●Manyetik Alanın Korunmasını ve daha birçoğunu gerçekleştirmektedir.
2) Dünya'nın çekirdeği sayesinde oluşan manyetik alan, Güneş'ten gelen yüklü parçacıklardan gezegenimizi korumaktadır. Bu parçacıkların bir kısmı atmosferi aşındırabilir veya elektrik sistemlerinde sorun yaratabilir ancak manyetik alan bu etkileri saptıracaktır.
3)Ay, Dünya’ya çarpabilecek bazı gök cisimlerinin yönünü değiştirir veya çarpışmayı üzerine çekmektedir. Aynı zamanda Dünya’nın dönüşünü stabilize ederken bu da iklimin ve yaşamın sürdürülebilirliğine katkı sağlamaktadır.
4) Güneş sisteminin en büyük kütlelerinden olan Jüpiter bu özelliği sayesinde birçok kuyruklu yıldız ve asteroidi üzerine çekerek veya yönünü değiştirerek Dünya'ya ulaşma olasılıklarını azaltmaktadır.

Kaynaklar

  1. www.esa.int. Kernel (20). Alındığı Tarih: 8 Temmuz 2025. Alındığı Yer: www.esa.int | Arşiv Bağlantısı
  2. Scientific American. 404 | Scientific American. Alındığı Tarih: 8 Temmuz 2025. Alındığı Yer: Scientific American | Arşiv Bağlantısı
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 4 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Baran ATACA tarafından sorulmuştur.

Sadece Bir Araçtır!

Ancak bu sınavların objektif kriterler içermeyeceği ve olguya özel olanı ölçemeyeceği anlamına gelmez.

Mesele sınavların bilimsel kriterlere uygun olup olmadığıdır. Bir sınavın söz konusu özel alan yeterliliğini ölçüp ölçemeyeceği o sınavın niteliğine bağlıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Bir sınavda olması gereken asgari kriterler, kapsayıcılık, tutarlılık, geçerlilik, güvenirlilik ile kararlılıktır.

Olmak zorunda mı? Evet, çünkü sorumluluğu olan bir alanda yetkin olabilmek asgari bir yeterliliği gerektirir. Zira sınavın kelime kökeni de sınamaktır.

Buradan sınanıp sınavı geçen herkesin kazanamaması ne yazık ki sistemsel bir sorundan kaynaklıdır. Çünkü burada temel kıstas sınavı değil rakibi geçmektir. Örneğin ülkemizdeki gibi bir sınav sistemi ne yazık ki rekabeti temel alan ve seçmeye yönelik olmaktan çok, yığılmış umutsuzlar ordusundan çoğunu elemeye yöneliktir ve sınavların bir işkenceye dönüşmesinin nedeni budur.

Bunun nedenini bugün dünya genelinde ağırlıklı olarak egemen kılınan pragmatist eğitim felsefesinde aramalıyız. Rekabeti ve amaç için her yolu mubah kılan felsefe.

Tüm Reklamları Kapat

Sınavların bu denli işkenceye dönüşmesinin bir diğer nedeni de ne yazık ki toplumsal algılayışımız ile ilgilidir. Sadece akademik bilgimizi ölçen bir sınavdan geçer not alamayışımız karakterimize, kimliğimize ve bütüncül olarak benliğimize mal edilebilmekte ve sanki sınanan ilgili alandaki yeterliliğimiz değil de kendimizmiş gibi bize dönebilmektedir. Tıpkı herhangi bir davranışı hatalı olan birinin kendisinin varlıksal ve bütünsel olarak hatalı var sayılması ve mahkum edilmesi gibi.

Sınavlar ne denli bilimsel kriterlere sahip olursa olsun her zaman doğru ölçüm yapar mı? Tabi ki hayır. Sınavlar sadece o anı ölçer. Öncesini ve sonrasını değil… Sevgiyle…

Kaynaklar

  1. Prof. Dr. Hakan Atılgan. (2025). Eğitimde Ölçme Ve Değerlendirme. Yayınevi: Anı Yayıncılık. sf: 376.
  2. Prof. Dr. Veysel Sönmez. (2023). Eğitim Felsefesi. Yayınevi: Anı Yayıncılık. sf: 306.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Asaf Güven
Düşünmeye çalışan biriyim 5 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Yusuf Kaba tarafından sorulmuştur.

Beyin ile anlaşmak!

Kendinizi çözmeniz gerekiyor insanlar genellikle beynine düşman ya da düşüncelerine karşı açık olmayan bir insan ama şunu unutmayın en iyi dost yine kendinizsiniz kendiniz ile konuşun bunu küçümsemeyin çünkü her ne kadar garip dursa da bir bedende birden fazla bilinç yaşıyor. Bu bilinçle ile dost olup bunu tartışın neden bunu düşündüğünüzü ve neden böyle olduğunu?

Beyinle barışmadan, dış dünyayla savaş kazanılamaz. Çünkü dış dünyadaki tüm uyaranlar (medya, sosyal ağlar, reklamlar, içerikler) nihayetinde zihinsel işlemden geçer. Bu yüzden mücadele, dışarıdan çok içeridedir.

Tüm Reklamları Kapat

İlkel insanın dünyasında uyaranlar sınırlıydı: Tehlike, yiyecek, ses, doğa... Beyin bu kadar dar bir veri setine göre evrimleşti. Ama günümüz insanı saniyeler içinde binlerce bilgi kırıntısına maruz kalıyor: Bildirimler, yapay ışıklar, algoritmik içerikler, kısa ve hızlı hazlar... Beyin hâlâ Taş Devri'nde ama cep telefonları Gelecek Yüzyıl'dan.

Bu uyumsuzluk, dopamin sistemi üzerinden kendini gösterir. Her “beğeni”, her “yeni içerik” küçük bir dopamin patlaması yaratır. Bu nörokimyasal ödül, beyinde bağımlılığa benzer bir mekanizma oluşturur: Sürekli daha fazlasını isteme.

Burada beyinle "dost olma" fikri devreye girer. Bilincin önüne bilinçdışı eğilimler geçtiğinde, kişi kendine yabancılaşır. Bu yüzden kişi zaman zaman kendine şu soruyu sormalıdır:

"Şu an yaptığım şey, beni ben yapan şeye mi hizmet ediyor, yoksa sadece beynimin otomatik bir eğilimini mi tatmin ediyor?"

Tüm Reklamları Kapat

Peki, bu savaşta ne yapılabilir?

Uyaran Orucuna Girin

Tıpkı bedensel detoks gibi zihinsel detoks da gereklidir. Günde belirli bir saatte tüm ekranları kapatmak, beynin yeniden temel duyusal algılara dönmesine izin verir. Bu, beynin ön alın korteksi ile yeniden bağlantı kurması anlamına gelir. Yani karar verme, planlama ve öz denetim bölgesiyle.

Bilinçli Tüketim Prensibi

Bir içeriği izlerken veya okurken kendinize sorun:

“Ben bu bilgiyi seçiyor muyum, yoksa bu bilgi beni mi seçti?”

Pasif bir tüketiciden aktif bir seçiciye geçmek, dopamin sisteminin kölesi olmaktan kurtarır.

Günlük Beyin Muhasebesi

Kendinize her gün sadece 5 dakikalık bir sorgulama verin:

"Bugün neyi neden izledim?"

Tüm Reklamları Kapat

"Bugün neyin peşinden koştum ve neden?"

"Gerçekten bana ait olan ne yaptım?"

Bu “kendilik analizi”, metabilişsel farkındalık dediğimiz şeyi güçlendirir. Beyni izleyen bir başka bilinçle (yani bilinç-üstü bir konumla) hem alışkanlıkları hem düşünceleri gözlemleyebilir hâle gelirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat

Kendini tanımayan biri, medyanın kölesi olur. Ama kendi bilinciyle konuşan, içindeki o çok sesli düşünceyi dinleyen kişi (garip görünse de) hem yalnız değildir hem de en sadık yoldaşına sahiptir: Kendisine.

Beyninizi düşman olarak değil, birlikte evrimleştiğiniz bir dost olarak görün. Çünkü medya, teknoloji ve hızlı çağ gelip geçer. Ama sen varsın, bir tane. Onunla barış yap, çünkü savaşın öteki tarafı senin içinde.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 5 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Yusuf Kaba tarafından sorulmuştur.

Besinimizi çeşitlendirerek! Ve pratik..!

Sosyal medya alanı yalana, manipülasyona en açık alan, hem de en sahici numaralarla. Ancak kendimizi bu alandan soyutlayamayız. Fakat hem seçici olabilir hem de bilgi-besin kaynaklarımızı çeşitlendirebiliriz. Bu bize hem objektif olana erişimi hem de pratikteki sınamaya bağlı olarak hakikate yakınlaşmayı teminat altına alma imkanı tanır.

Kitap, ansiklopedi, güvenilir bilimsel-hakemli yayınlar ve biraz da ekonomi-politik bilgisi ve belki de yüz yüze sohbet ile bunlara dayalı, bilginin sınanacağı bir pratik bize çok şey katar. Zira bilimsel kuşkuculuk da bunu önceler ve salık verir.

Tüm Reklamları Kapat

Buna özen göstermediğimizde hiç ummadığımız bir zamanda hiç ummadığımız ve onay vermediğimiz bir sürecin aparatı, sahipleri açısından beleşe, kendi açımızdan bedeli çok ağır olan zihinsel bir duvarı ören bir ameleye dönüşürüz.

Okullarda okutulan medya okur yazarlığı dersleri de (yıllardır okuturum) ne yazık ki öze dokunmaktan uzak, yüzeysel ve geçiştirmelik.

Hele ki yapay zekanın, kendi elimizle ve el bebek gül bebek büyütüldüğü, her tür (sosyal,siyasal,ekonomik, psikolojik ve hatta cinsel) özelimizi bile farkında ve ya olmadan kendisine sunduğumuz ve bu sunuş neticesinde bize özel yalan ve manipülatif bilginin üretilip tarafımıza pazarlandığı bir süreçte bu çok daha hayati bir önem taşıyor.

Her kitap bir ormandır der ustalar. Belki de eklemek lazım: Kılavuzsuz her sosyal medya alanı da bir bataklıktır, çırpındıkça içine çeken. Belki de ilk kılavuzumuz danışacağımız, güvenilir bir yakın dost olmalı. Ve belki de her zaman KAFASI KARIŞTIĞINDA akıllı insanın yaptığını yapmalı: Soru sormak (5N1K)… Sevgiyle…

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close