Hasta Olduğumuzda Neden Ateşimiz Çıkar?
Hastalandığımızda Çıkan Ateş, Enfeksiyonlarla Mücadele Etmemizi Tam Olarak Nasıl Sağlıyor?
Ateşli bir hastalık geçirdiyseniz, muhtemelen doktorunuz size, bu rahatsız edici tepkinin, bağışıklık sisteminizin sizi bir enfeksiyona karşı savunduğunun işareti olduğunu söylemiştir.[1] Tipik olarak ateş, enfekte bölgelerdeki bağışıklık hücrelerinin vücudunuzun termostatının denge noktasını yükseltmek için beyne kimyasal sinyaller göndermesinden kaynaklanır. Bu nedenle, ateş başladığında üşüme hissedersiniz; çünkü o anki vücut sıcaklığınız, daha yüksek olması istenen termostat ayarının altında kalmıştır. Ateşiniz düştüğündeyse sıcak hissedersiniz; çünkü o andaki vücut sıcaklığınız, daha düşük olması istenen termostat ayarının üstünde kalmıştır.
Ancak doktorunuza ateşin sizi tam olarak nasıl koruduğunu soracak olursanız, tamamen tatmin edici bir cevap beklemeyin. Çünkü ateşin enfeksiyonlarla mücadelede faydalı olduğu konusunda bilimsel bir fikir birliği olmasına rağmen, bunun tam olarak nasıl olduğu tartışmalıdır.
Ateşin evrimi klasik bir muammadır çünkü ateşin etkileri çok zararlı görünmektedir. Kendinizi rahatsız hissetmenizin yanı sıra, tehlikeli bir şekilde aşırı ısınacağınızdan da endişe edebilirsiniz. Ayrıca bu kadar fazla ısı üretmek metabolik olarak da maliyetlidir.
Evrimsel tıp sahasında yapılan araştırmalar, ateşin hayvanlar aleminin büyük bir kısmında görüldüğünü göstermektedir. Dolayısıyla bu maliyetli tepkinin faydaları olması gerekmektedir; aksi takdirde asla evrimleşemezdi veya zaman içinde türler arasında korunamazdı. Bu tip bir evrimsel perspektiften bakıldığında, ateşin vücudunuzun enfeksiyonlarla savaşmasına nasıl yardımcı olduğunu açıklamaya yardımcı olabilecek birkaç önemli (ancak nadiren dikkate alınan) nokta keşfetmek mümkündür.
Ateş, Enfeksiyonla Nasıl Savaşır?
Enfeksiyonlara neden olan, patojenlerdir.[2] Patojenler belirli bakteri türleri, mantarlar veya protozoanlar gibi mikroplar olabilir. Mikroplar veya virüsler hücrelerinizi enfekte etmişse ve onları çoğalmak için kullanıyorsa, kendi hücreleriniz de patojen olarak kabul edilebilir ve bağışıklık sisteminiz tarafından bu şekilde muamele görür.
Ateşin enfeksiyonları kontrol etmeye nasıl yardımcı olduğuna dair ana açıklama, yüksek sıcaklıkların patojenler üzerinde ısı kaynaklı stres yaratarak onları öldürdüğü veya en azından büyümelerini engellediğidir. Ancak, kendi sağlıklı hücrelerinizi bile öldüremeyen ateşin biraz daha yüksek vücut sıcaklıkları (yaklaşık 1 ila 4 santigrat derece artış) neden bu kadar çeşitli patojenlere zarar versin?
İmmünologlar hafif ısının bağışıklık hücrelerinin daha iyi çalışmasını sağladığını belirtmişlerdir.[1] Bunun anlamı, savunma işlevlerini arttırmak için ateşin gerekli olduğudur. Ancak, evrimsel bir perspektiften bakıldığında, bağışıklık hücrelerinden daha fazla faaliyet elde etmek için ateş üretmenin büyük enerji maliyetine ihtiyaç duymak garip görünüyor, özellikle de onları harekete geçirmek için zaten bol miktarda ve daha hızlı moleküler sinyaller mevcutken.
Sıcaklığa ek olarak, hafif düşük oksijen seviyeleri ve hafif asidite de bağışıklık hücresi işlevini artırır.[3], [4] Bu stresli koşullar enfekte bölgelerde de meydana geldiğinden, bağışıklık hücrelerinin maksimum işlevselliklerinin stresli çalışma koşullarına uyacak şekilde evrimleşmesi mantıklıdır. Aslında, büyüme halindeki herhangi bir şey doğal olarak strese karşı savunmasız olduğundan (ve patojenler genellikle vücudumuzda büyüdüğünden) araştırmacılar, bağışıklık hücrelerinin bir işlevinin, büyüyen patojenlere tercihen zarar vermek için yerel koşulları aktif olarak stresli hale getirmek olduğunu öne sürmektedirler.
Patojenleri Yerel Olarak Isıtmak
Enflamasyon, enfeksiyona karşı verilen yerel bir savunma tepkisidir. Tipik olarak bağışıklık sisteminin en aktif olduğu bölgelerde ısı, ağrı, kızarıklık ve şişlik içerir. Bazı bilim insanları enfekte bölgelerin ısı ürettiğinin farkında olsa da, birçoğu enflamasyondan kaynaklanan sıcaklık hissinin sadece genişleyen kan damarlarının çekirdek vücut dokularından daha sıcak kan getirmesinden kaynaklandığına inanmaktadır.
Ancak araştırmacılar, çekirdek vücut dokularında bile iltihaplı dokuların komşu normal dokulardan 1 ila 2°C daha sıcak olduğunu, dolayısıyla sıcaklığın sadece daha fazla kan akışının bir yan ürünü olmadığını bulmuşlardır.[5] Bu ekstra ısının çoğu, bağışıklık hücrelerinin kendisinden gelmektedir. "Solunum patlaması" olarak bilinen bir süreçte patojenleri öldürmek için reaktif oksijen türleri ürettiklerinde, önemli miktarda ısı da üretilir.[6] Ancak bugüne kadar söz konusu sıcaklıklar ölçülmemiştir.
Hücreler, geniş bir sıcaklık aralığını tolere edebilirken, her çeşit hücre, daha yüksek sıcaklıklarda büyüme ve hayatta kalma yeteneklerinde keskin bir düşüş yaşar. Memeli hücreleri ve onları yaygın olarak enfekte eden patojenler için, 45°C civarındaki sıcaklıkların bir ya da iki derece üstü bile neredeyse her zaman ölümcüldür.[7] Dolayısıyla ateşin ısısı, zaten yüksek olan yerel sıcaklıklara eklenir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Patojenlerin acil serviste rutin olarak termometre ile ölçülen vücut sıcaklığından çok daha yüksek sıcaklıklara maruz kaldığına dair kanıtlar vardır. 2018 yılında yapılan bir çalışmada, hücrenin enerji merkezi olan mitokondride yerel sıcaklıkların 50°C kadar yüksek olabileceği bulgusu, araştırmacılar için sürpriz oldu.[8], [9] Mitokondrinin ürettiği ısı, vücudu ısıtmak ve ateşi yükseltmek için kullanılır.[10] Aynı şekilde, solunum patlamasının bağışıklık hücrelerinin yüzeyinde ürettiği yerel ısının da patojenlerin öldürülmesine yardımcı olduğu da düşünülmektedir.
Isı ve Diğer Stres Faktörleri
Bağışıklık hücreleri patojenleri öldürmek ya da engellemek için çeşitli stres faktörlerini hedef alır.[11] Bunlar arasında reaktif oksijen türleri, toksik peptitler, sindirim enzimleri, yüksek asidite ve besin yoksunluğu yer alır. Çoğu kimyasal reaksiyon artan sıcaklıklarla birlikte daha da hızlanır, bu nedenle ısının bu savunmaları güçlendirmesi şaşırtıcı değildir.
Araştırmacılar, ısının patojenleri öldürmede düşük oksijen ve asidite ile sinerjik olduğunu göstermiştir.[12] Özellikle de ne ateşli sıcaklıklar ne de demir kısıtlaması tek başlarına bulaşıcı bir bakteri olan Pasteurella multocida'nın büyümesini engelleyemedi, ancak bir araya geldiklerinde engelleyebildiler.[13] Isı stresi, enfeksiyonları kontrol ederken tek başına etkili değildir.
Uzun lafın kısası, ateşin patojenleri öldürdüğü ve bağışıklık tepkilerini artırdığı yönündeki standart görüş doğru, ancak eksiktir. Ateşin enfeksiyonları kontrol etme kabiliyeti, savunmasız büyüyen patojenlere zarar vermek için mevcut yerel olarak üretilen ısıyı arttırmak için eklediği birkaç ekstra (ancak kritik) dereceden gelir. Ayrıca ateş her zaman diğer savunmalarla birlikte hareket eder, asla tek başına değildir.
600 milyon yıldan daha eski olan ateş, bu gezegendeki yaşamın saygıyı hak eden eski bir özelliğidir.[1] Aslında, bunu okumak için hala burada (ve hayatta) olmanızı, enfeksiyonla savaşan ısıya borçlusunuz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 21
- 10
- 9
- 4
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b c S. S. Evans, et al. (2015). Fever And The Thermal Regulation Of Immunity: The Immune System Feels The Heat. Nature Reviews Immunology, sf: 335-349. doi: 10.1038/nri3843. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. Balloux, et al. (2017). Q&A: What Are Pathogens, And What Have They Done To And For Us?. BMC Biology, sf: 1-6. doi: 10.1186/s12915-017-0433-z. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. R. Walmsley, et al. (2009). Hypoxia. Hypoxia, Hypoxia Inducible Factor And Myeloid Cell Function. Arthritis Research & Therapy, sf: 1-7. doi: 10.1186/ar2632. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. E. Díaz, et al. (2018). Unravelling The Interplay Between Extracellular Acidosis And Immune Cells. Mediators of Inflammation, sf: 1-11. doi: 10.1155/2018/1218297. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Madjid, et al. (2006). Intracoronary Thermography For Detection Of High-Risk Vulnerable Plaques. Journal of the American College of Cardiology, sf: C80-C85. doi: 10.1016/j.jacc.2005.11.050. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Eftimiadi, et al. (1984). Increased Energy Expenditure By Granulocytes During Phagocytosis Of Staphylococcus Aureus Compared With Other Staphylococci. The Journal of Infectious Diseases, sf: 366-371. doi: 10.1093/infdis/150.3.366. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. Hildebrandt, et al. (2002). The Cellular And Molecular Basis Of Hyperthermia. Critical Reviews in Oncology/Hematology, sf: 33-56. doi: 10.1016/S1040-8428(01)00179-2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. Chrétien, et al. (2018). Mitochondria Are Physiologically Maintained At Close To 50 °C. PLOS Biology, sf: e2003992. doi: 10.1371/journal.pbio.2003992. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Lane. (2018). Hot Mitochondria?. PLOS Biology, sf: e2005113. doi: 10.1371/journal.pbio.2005113. | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. C. Guimarães, et al. (2021). Mitochondrial Pyruvate Carrier As A Key Regulator Of Fever And Neuroinflammation. Brain, Behavior, and Immunity, sf: 90-101. doi: 10.1016/j.bbi.2020.11.031. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Teng, et al. (2017). Neutrophils And Immunity: From Bactericidal Action To Being Conquered. Journal of Immunology Research, sf: 1-14. doi: 10.1155/2017/9671604. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. E. Gerweck, et al. (1979). Response Of Cells To Hyperthermia Under Acute And Chronic Hypoxic Conditions. Cancer research. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. J. Kluger, et al. (2006). Fever And Reduced Iron: Their Interaction As A Host Defense Response To Bacterial Infection. American Association for the Advancement of Science (AAAS), sf: 374-376. doi: 10.1126/science.760197. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 13:24:10 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15696
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Conversation. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.