Evrim Ağacı'nın, BBC News ile olan kurumsal ilişkisini sürdürmesi ve hatta bu ilişkiyi aleni şekilde olumlu karşılaması, uzun vadede platformun itibarında ciddi bir leke olarak kalacaktır. Ne yazık ki, "geçmişin hatrı" ya da geçmişteki başarıların ve "güvenilirliğin" oluşturduğu imaj, Evrim Ağacı'nın adalet ve ilkesellik terazisinde daha ağır basmakta; bu durum, evrensel etik ve tutarlılık ilkeleriyle açıkça çelişmektedir.
Türkiye sınırları içerisinde gerçekleşen olaylarda, yandaş medya ve onların yayınlarına/ürünlerine karşı yapılan boykot çağrılarına katılmakta tereddüt edilmezken, konu uluslararası kurumlara geldiğinde aynı hassasiyet ve ilkesel tutarlılık gösterilmemektedir. Evrim Ağacı, kendi ilkeleriyle uyumsuz hareketlerde bulunan kişi veya kurumlara (kökeni, geçmişteki katkısı ya da itibarı ne olursa olsun) eşit mesafede yaklaşmalı ve ilkesel duruşunu aynı netlikte ve kararlılıkla sergilemelidir. Aksi hâlde, etik bir çifte standart ortaya çıkmakta ve ilkeselliğe olan inandırıcılığını zedelemektedir.
Bu tür tavır eksikliklerinin temelinde, ülke dışı konularda toplumsal baskının zayıflığı yatmaktadır. Türkiye içindeki olaylarda, sessiz kalmanın kısa vadede bile bir tepkiyle karşılaşacağı bilinmekte; toplumsal görünürlük ve baskı, ilkeli bir pozisyon almaya zorlarken, uluslararası konular ise toplumsal radarın biraz daha dışında kalmakta, dolayısıyla gerekli baskı ve sorgulama ortamı oluşmamaktadır. Bu durum, kurumsal aktörlerin "uzakta olanı" görmezden gelmesini kolaylaştırmakta ve etik tutarlılığın da aşınmasına neden olmaktadır.